Dünya olarak her geçen gün daha da şişmanlıyoruz. Obezite artık günümüzün değil çağın da en önemli problemleri arasında üst sıralarda yer alıyor. Çok ciddi sağlık problemlerine hatta ölümlere yol açan bu hastalığa farkındalık oluşturmak isteyen Medicana International İstanbul Hastanesi bu konuda kamuoyu oluşturmak için gerçekleştirdiği etkinliklere bir yenisini daha ekledi.
Obezite cerrahisi yöntemiyle ameliyat olan ve bu ameliyatı olmak isteyen vatandaşlarla bir araya gelen hastane, gerçekleştirdiği etkinlikte hem bilgilendirmede bulundu hem de merak edilen soruları yanıtladı.
Etkinlikte obezite ile ilgili açıklamalarda bulunan Medicana International İstanbul Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Gökhan Çipe, "Vücut kitle indeksi oranı yüzde 30'un üzerinde ise obezite teşhisi konur. Bunun tedavisinde beslenme ve yaşam tarzı değişikliği çok önemli. Tamamiyle sağlıklı besleneceğiz ve günlük hayatımıza mutlaka fiziksel aktiviteyi sokacağız. Sağlıklı beslenmeden kastımız herkesin de bildiği gibi üç beyazı hayatımızdan çıkaracağız. Ve mutlaka günde en az bir saat ya da bunun karşılığı olarak yürüyüş yapıyorsak 10 bin adım kadar fiziksel aktivitemiz olacak. Bunları sağladığımız zaman zaten bir hastalığımız yoksa obez olmamız çok da mümkün değil" ifadelerini kullandı.
"HALKIN ARASINDA YANLIŞ ALGI OLUŞMAYA BAŞLADI"
Halkın arasında biraz kilolu olunca hemen ameliyat olmayı isteme gibi yanlış 'bir algı olduğunu dile getiren Doç. Dr. Çipe, "Ameliyat obezite tedavisinde son seçenek. Bu konuda yanlış bir algı oluşmaya başladı. Bunu mutlaka kırmamız lazım. Obezitenin ilk tedavi seçeneği diyet ve aktivitedir. Bu şekilde 6 ay boyunca kilo verilemiyorsa ve yandaş başka bir hastalık yoksa ya da kilo verilip tekrardan alınıyorsa, ancak o zaman cerrahi tedavi gündeme gelmeli" dedi.
Doç. Dr. Çipe sözlerine şöyle devam etti:
"Bu konuya farkındalık yaratmak temel amacımız olmalı. Çünkü ülkemizde üç kişiden biri obezite sınıfında. Türkiye Avrupa'da obezitenin en yaygın olduğu ülkelerden birisi durumuna geldi. Bunun oluşmasını engellemek için farkındalık yaratmamız gerekiyor. Bununla ilgili bugün de olduğu gibi sıkça hastalarımızla ve halkımızla bir arada olup bilinçlendirme adına obeziteye dur dememiz gerekiyor."
"CANIM NE İSTERSE ANCAK İHTİYACIM OLAN KADARINI YİYORUM"
Obezite cerrahisi yönetemiyle 130 kilodan 80 kiloya düşen 58 yaşındaki Mehmet Çerikan ise yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
"Anormal olan bütün değerlerim altı ay gibi bir süre zarfında normale döndü. Hayatta yaptığım en güzel işlerden bir tanesidir bu ameliyatı olmak. Kan değerlerim çok tehlikeli seviyedeydi. Yüksek tansiyon hastasıydım ve böbrek yetmezliği başlayabilirdi. Karaciğerim bir buçuk misli büyümüş, kalbim yap bağlamıştı. Yürüdüğümde kesiliyordum, merdiven çıkamıyordum. 6 aydan sonra sosyal hayatımız tamamen normale döndü. Canım ne istiyorsa yiyebiliyorum ama ihtiyacım olan kadar. Elbise giyebiliyorum, gidemediğim yerlere artık çekinmeden gidebiliyorum. Ancak ben bu işi sırf sağlığım için yaptım."
"OBEZİTE CERRAHİSİ BANA TEKLİ KOLTUKTA OTURMAYI ÖĞRETTİ"
Son olarak 200 kiloya kadar ulaşan 33 yaşındaki Recep Akyıldırım ise ameliyat olmadan önceki hayatında yaşadığı sıkıntıları anlattı.
Bir yılda yaklaşık 120 kilo verdiğini ifade eden Akyıldırım, "Hayatımda çok güzel değişimler oldu. Önceden dışarı çıkamayan bir insandım. Artık özgür bir hayata kavuştum. Üzerime istediğim şeyi alıp giyebiliyorum. İlk uçak deneyimimde 4 kemer takarak uçtum. Obezite cerrahisi bana tekli koltukta oturmayı öğretti. Önceden arkadaşlarımız kilolu olduğumuz için bizimle çok sohbet etmezlerdi. Onların da bakış açısı değişti" dedi.
Bu ameliyatı olmamasına neden olan asıl olayın sebebini anlatan Akyıldırım, "Olmayan bir kız arkadaşımın 'aynaya bak, kendine bak, dön bir de bana bak. Sen bana yakışıyor musun? Aynaya bak, sonra da kendine iyi bak' demesi oldu. Daha sonrasında ben de bu ameliyatı olmaya karar verdim" şeklinde konuştu.