Diyetisyen Sema Mamak, “Arkadaşlarınız şişman mı, depresif misiniz? Genelde kalabalık sofralarda mı yemek yiyorsunuz? Aman dikkat. O zaman kilo almaya yatkınsınız demektir” dedi.
Avusturya Sen Jorj Hastanesi Diyetisyen Sema Mamak, kilo aldıran görünmez tuzakları şöyle sıraladı:
GEÇ YATMAK YAĞLANMA NEDENİ
"Günün erken saatlerinde hızlı olan metabolizma günün sonuna doğru artık yavaşlamaya başlar. Metabolizma hızının azalmasıyla yaşamsal faaliyetlerin devam için kullanılan enerji de azalmaktadır. Gece geç saatlere kadar ayakta kalan bireyler için bir şeyler atıştırma isteği kaçınılmaz olacaktır. Dolayısıyla geç saatte tüketilen besinlerin sindirimi daha yavaş, içerdikleri enerjinin kullanım miktarı çok az olacaktır. Özellikle karbonhidrat ve yağ içeriği yüksek olan besinlerin tüketiminden alınan enerji, kilo artışını tetiklemektedir.
“Geç saatlere kadar çalışıyorum, uyanık kalmak zorundayım, açlığımı nasıl bastırmalıyım? Bu durumda izlenecek en doğru yol, akşam yemeği saatini kaçırmamak, en geç 20:00 gibi akşam öğününü tüketmektir. Böylelikle geç saatlerde oluşacak açlık duygusu bastırılacaktır. Eğer buna rağmen açlık dayanılmaz hal aldıysa, 1-2 porsiyon taze meyve, 1 su bardağı kadar tam yağsız süt ya da yoğurt ya da 1 avuç leblebi gibi kalori düşük olmasına rağmen tokluk hissettiren besinler tüketilebilir.
KALABALIK İŞTAH AÇIYOR
Belki çok uzun süredir görmediğiniz dostlarınızla bir araya geldiniz, belki sık sık yemekli iş toplantılarına katılmak zorunda kalıyorsunuz ya da doğum gününde sizin için hazırlanmış sürpriz partiniz var… Böyle durumlarda bulunduğunuz ortam, başka insanlarla muhatap olmak, sohbet etmek ve birlikte yemek siz farkında olmadan kilo almanıza davetiye çıkarır! Nasıl mı?
Hem yemek yemek hem de ilginizin başka yerde olması tükettiğiniz besin miktarının kontrolden çıkmasına neden olabilir.
Lezzetli yemekler iştah açıcı görüntüleriyle birlikte ortamın enerjisiyle buluşunca iştahınızın daha çok açılmasına neden olacak ve “yedikçe daha çok yemek” hissi oluşturacaktır. Çünkü zihin o esnada midenizden gelen uyarılara değil ortamın enerjisine yoğunlaşmış olacaktır. Sık sık kalabalık ortamlarda yemek yemek zorunda kalıyorsanız porsiyonlara dikkat.
TABAKLAR BÜYÜDÜKÇE BEDENLER GENİŞLİYOR
Yemek yemenin en önemli detaylarından birisi, sofraya oturduğumuzda gözümüzün doymasıdır. Yoksa sizi tatmin etmeyen sofra masaya buzdolabından eklenecek ekstra besinlerle daha da genişleyecek ve daha iştah açıcı hale gelecektir. Sonuç; hepsinden tadına bakayım kıvamında başlayan küçük lokmalar ardından tabağa uzanan kaşık-çatal sayısı, dolayısıyla tüketilen porsiyon sayısının artması ve kaçınılmaz kilolar…
Peki sofra düzeni nasıl olmalı? Evet, tek tip beslenmeyi yani sofradan sadece tek başına sebze yemeği, tek başına et yemeği, tek başına salata ya da bir kase çorbayı tüketip kalkmayı hiçbir diyetisyen onaylamaz. Dengeli beslenme için gerekli temel 5 besin grubunu sofraya koymak en doğru olanıdır. Gözümüzün doyması için en güzel yol; hacmi küçük tabaklar kullanarak çeşidi bol, porsiyonu kontrollü zengin sofralar kurmaktır.
DÜŞÜNMEK BİLE DOYURUYOR
Toksunuz ve o anda yapacak bir işiniz yok, Sıkıldınız ve midenizle birlik olan zihniniz size oyunlar oynamaya başlıyor. Hayal ettiğiniz güzel bir çikolatalı pasta ya da güzel bir tatlı o an sizin için dayanılmaz bir istek haline geliyor. Ve bu istekle kendinizi en yakın pastanede buluyorsunuz. Yaptığınız ne kadar doğru ve böyle anlarda ne yapmak gerekiyor.
öncelikle sizi pastaneye sürükleyen midenizin sesini bastırın. Bir porsiyon kuru meyveyi yağsız yoğurtla buluşturup tarçınla renklendirerek kendi tatlınızı yaratabilirsiniz. Zaten pastayı yemenizi isteyen siz değildiniz.Zihniniz meşgul olmadığı için pastayı hayal ettiniz ve sonra aslında tok olan mideniz insülin salınımını tetikledi ve pastayı yeme isteği dayanılmaz oldu. Bu isteği meyveli yoğurdunuzla bastırıp pasta yemiş kadar tatmin olabilirsiniz. Düşününki pasta yediğinizde de durum farklı olmayacaktı Ancak pastadaki yoğun karbonhidratın neden olacağı ani insülin dalgası sizi ikinci dilim pastayı yemeye sürükleyecekti. Zihninizi kontrol etmek hayal ettiğiniz besinlerin isteğini hafif şekilde geçiştirmek sizin elinizde. Bazen sadece düşünmek bile yeter!
BİLGİSAYAR BAŞINDA YEMEYİN
İçinde bulunduğumuz çağ hepimizi bilgisayar olmadan iş yapamaz hale getirdi. Maillerimiz, sosyal paylaşım ağları, eğitim için gerekli bilgi kaynakları vs. sebepler bilgisayar kullanımını zorunlu hale getirir oldu. Bu yüzden saatlerce bilgisayar başında oturmak kaçınılmaz hâl alıyor.
Saatlerce oturur pozisyonda kalan vücut metabolizma hızını tam dinlendirme haline getirerek minimuma çekiyor. Bilgisayar başında tüketilen her besinin kalorisinin vücut tarafından kullanılan miktarı yok denecek kadar az. İşte bu noktada en masum bildiğimiz besinler bile kilo aldırıcı hale gelebilir.
“İŞİM SAATLER BOYUNCA BİLGİSAYAR BAŞINDA KALMAMI GEREKTİRİYOR” DİYORSANIZ NE YAPMALISINIZ?
Eğer bilgisayar başında uzun saatler oturmak zorundaysanız en fazla 40 dk. sonra küçük molalar verin, yerinizden kalkın, birkaç dakika ayakta bekleyin bulunduğunuz yerde dolaşın. Böylece kaslarınızı uyararak metabolizmanız aktif halde kalacak enerji tüketiminin devam etmesini sağlayacaksınız. Bilgisayar başından karnınızı doyurmak için kalorili atıştırmalıklar yerine porsiyonu kontrollü küçük dilimler halinde doğranmış meyve tabakları, lif oranı yüksek 1-2 porsiyon kuru meyve, bir avucu geçmeyecek kadar ceviz badem ya da leblebi gibi kuruyemişler, şekersiz bitki çayları ve bol su tüketebilirsiniz.
KİLOLAR FIRSAT KOLLUYOR
“Yaz geliyor bikini giymek istiyorum”, “düğünüm var gelinliğe ince girmeliyim” ya da buna benzer nedenlerle hırs yapılarak kalorisi çok kısıtlı dengesiz besin örüntüsüne sahip diyetlerle kaybedilen kilolar her zaman geri gelmek için fırsat kollar.
Sağlıksız yollarla verdiğimiz 3-5 kilo bile metabolizmamızda ani değişikliklere yol açacak vücudun eski haline dönmesi için yapacağınız hataları bekleyecektir. Kilo verdim zayıfladım, tekrar kilo almam düşüncesiyle rahatlayıp fazla kaçırdığınız her besin verdiğiniz kiloları tekrar almanıza neden olacaktır. Bu durumu engellemek ve verdiğiniz kilolarının kalıcı hale gelmesi için bir diyetisyen kontrolünde zayıflamak tercih edilmesi gereken en sağlıklı ve en doğru yoldur. Size özel hazırlanan yeterli ve dengeli beslenme programıyla hem yaptığınız yanlışları, hem de doğru zayıflamanın püf noktalarını öğrenerek kilo verdikten sonra da tek başınıza beslenme düzenine hakim olabilirsiniz.
Sağlıklı kilo vermenin etkisi, profesyonel yardımın hormon dengenizde oluşturduğu düzen iştahınızı kontrol etme yeteneği sağlayacaktır. Dolayısıyla psikolojik yönden tekrar kilo alma korkusu üzerinizden kalkacağı için kontrollü ve rahat şekilde beslenmenize hakim olabileceksiniz.
Sağlıklı kilo kaybı ve kilo koruma dönemi yeniden vücudunuza yerleşmeyi kollayan kilolara fırsat vermeyecektir.”