Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Anabilim Dalı Kardiyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar Sevimli, erkek olmanın başlı başına bir risk faktörü olduğunu ifade ederek, kalp hastalığı ve kalp krizi riskinin erkeklerde daha yüksek olduğunu belirtti. Prof. Dr. Sevimli, “Kalp hastalıkları için çeşitli risk faktörleri var. Bunların başında erkek cinsiyet, yaşın ileri olması, şeker ve yüksek tansiyon gibi kronik hastalıklar, yine sedander yaşam, beslenme alışkanlıkları, bunlar kalp hastalıkları riskini önemli ölçüde arttırıyor. Burada erkek cinsiyet tüm bu risk faktörlerinden bağımsız olarak kalp hastalıkları riskini yükseltiyor. Erkekler bu konuda daha riskli fakat cinsiyet haricinde çevresel faktörlere de erkeklerin maruziyeti daha fazla. Ancak ilerleyen yaşla birlikte bayanlar kalp hastalıkları açısından avantajlarını kaybediyorlar. Özellikle yaşın ilerlemesiyle beraber bayanların menopoz dönemiyle birlikte risk nerdeyse erkeklerle eşitleniyor. Burada günümüzde bayanların sosyal hayattaki yeri düşünüldüğü zaman erkeklerle benzer çevresel faktörlere maruz kalıyorlar. Ayrıca sigara tüketiminin de bayanlar arasında arttığını biliyoruz. Bu da bu avantajlarını daha erken yaşta kaybedecekleri anlamına gelebilir. Bayanlar için özellikle tavsiyem erkeklerden avantajlı olan bu durumlarını özellikle sigara içerek bunu dezavantaja çevirmemeleridir. Çünkü ilerleyen yaşlarda menopozla birlikte erkeklere eşitlenme risk profiline sahipler. Ayrıca bayanlarda yaşın ilerlemesiyle birlikte metabolik sendrom dediğimiz şeker hastalığı, yüksek tansiyon ve obezitenin bir arada bulunduğu ve kalp hastalıkları için ciddi risk faktörü olan bu durumla bayanlar daha çok karşılaşıyorlar" dedi.
SİGARA, PİPO, NARGİLE KALP HASTALIĞI RİSKİNİ ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ARTIRIYOR
Sigaranın kalp hastalıkları ve kalp krizi açısından majör risk faktörlerinden biri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Serdar Sevimli sözlerini şöyle sürdürdü: "Sigara içimiyle ve miktarıyla ilgili direkt olarak ilişkilidir kalp hastalığı riski. Sigaranın kalp hastalığı açısından birçok olumsuz etkisi var. Bunun en başında ise kalp damarlarının bunun iç düzeyini döşeyen endoderm dediğimiz tabakayı hasarlandırması. Bu tabakanın işlevini görmesine engel oluyor. Sigaranın bu etkileri kanıtlanmış, gösterilmiştir. Sigara içen birisi sigarayı bıraktığı zaman 1 veya 2 yıl içerisinde içmeyen insanlarla aynı risk profiline sahip olabiliyor. Sigaranın tabi miktarının az olması bile bir risk faktörüdür. 4 günde 4 sigara içmek veya diğer tütün ürünlerini tüketmek, örneğin pipo veya nargile içmek hiç fark etmiyor. Çünkü bu tür tütün ürünlerinde de aynı risk faktörleri söz konusudur. Hatta pasif içicilik. Bunlarda aynı şekilde kalp hastalığının riskini önemli ölçüde artırıyor. O yüzden şu bir bahane değildir; ben sigarayı az içiyorum. Bir tane sigara içtiğinizde bile aynı oranda risk faktörü oluşturuyor.”