Ondukuz Mayıs Üniversitesi(OMÜ) Tıp Fakültesi Kadın Doğum Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Davut Güven, gebelerde depresyon riskine dikkat edilmesini ve gebelik sürecinde çevrenin gebeye yardımcı olması gerektiğini söyledi.
Her toplum nesillerinin devamlılığı için çoğalmak zorunda olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Davut Güven, “Çoğalabilmenin de kaçınılmaz bir durum var oda gebelik. Toplum gebelerine iyi bakmalı, sahip çıkmalı ki sağlıklı nesiller oluşabilmeli. Tolum gebelerine sahip çıkmalı. Gebelik kadınların hayatını başlı başına değiştirebilen bir durum ve uzun bir süreçtir. Bu süreç içinde birçok değişiklikler oluşuyor. Bu değişiklikle gebe tarafından veya çevresindeki insanlar tarafından geçiştirilemezse gebe için taşınması zor bir durum oluyor. Bu değişiklikler; gebenin kilo alması, çevresinden uzaklaşması, fizyolojisi değişiyor, birtakım sıcak ortamlara tahammülsüzlüğü oluyor. Böylelikle gebede bir stres, kilo aldığımda nasıl görüneceğim, eşimle hayatımızı etkileyecekmiş gibi bir takım sorular kafasında oluşuyor. Eğer bunları aşamasa da depresyon dediğimiz insanın hayattan koptuğu, ağır bir yükün altında eziliyormuş gibi hissettiği, bitkin, üzgün mutsuz bir duygu hali oluşuyor. Gebe bir can taşıdığı için bu iki kat daha önemli oluyor” dedi.
“BİR TAKIM RİSK FAKTÖRLERİ VAR”
Gebelerde depresyona neden bazı risk faktörlerinin olduğunu söyleyen Güven, “Genetik yatkınlık olabilir. Ailede veya geçmişinde bir takım rahatsızlıklar olabilir. Geçmişinde psikolojik sorunlar yaşamış olabilir. Gebenin kronik hastalıkları olabilir. Bu hastalıklar gebeye ek bir yük getirerek depresyona sürükleyebilir. Sosyal nedenler olabilir. Belki eşinden ayrılmıştır, ailesiyle geçinemeyebilir. Akrabalarıyla bir problemi olabilir. Birtakım hormonel dengesizlikler de depresyona neden olabiliyor” diye konuştu.
“BU BESİNLER GEBEYİ DEPRESYONDAN UZAKLAŞTIRIYOR”
Gebe kalındığında çok dikkatli bir beslenme önerdiklerini belirten Güven, “Beslenme depresyonda da etkili özellikle bizim vitamin komplekslerimiz var. Bunların içinde yeni olarak omega-3 besinleri var bu besinlerinde. Bu besinleri almayanlarda depresyon riski daha fazla olarak görülüyor. Gebelerimizi iyi beslemeliyiz. İyi derken sürekli yemek yiyecek anlamında değil. B vitamini kompleksi olacak yiyeceklerinde, omega-3 dediğimiz balık yağı içerecek. Bu besinler gebeyi depresyondan uzaklaştırıyor. Erken tanı koymak önemli. Gebeyi depresyona girmeden önce tespit etmek lazım. Eğer bunu tespit edip çevresel destekleri ve beslenmelerini iyi sağlarsak gebenin daha sağlıklı bir gebelik dönemi geçirmesini sağlarız. Eğer bunları yaptığımızda da sorun devam ediyorsa depresyonu önleyici anti depresanlar kullanılabilir. Bunların kullanımında bebek ve anne açısından bir sakıncası yok” şeklinde konuştu.
“HER GEBE DEPRESYONA GİRMİYOR”
Gelecek nesiller için gebelerin iyi takip edilmesi, iyi bakılması gerektiğini ifade eden Güven, şunları söyledi: “Onun için bir önemli nokta daha karşımıza çıkıyor. Gebe de şöyle bir durum var; normal depresyonda bir insanın davranışlarından rahatlıkla anlaşabilir fakat gebenin hisleri, duyguları ve davranışları değiştiği için tanı koymak biraz daha zor. Gebe doğal olarak yavaş hareket eden, bazı işleri yapmaktan kaçınan ve çekingen bir kişi haline geliyor. Böylelikle tanı koymak zorlaşıyor. Gebede depresyon tanısı koymak için gebeyi iyi takip eden bir ekibin dikkatli olarak depresyon belirtilerini çıkartmak lazım. Neden depresyonun tanısı koyup tedavi etmemiz lazım? Çünkü Depresyon mutsuzluk ve insanın işlerini yapamaz bir hale getiriyor. Depresyon geçiren bir kişi ilgilenilmezse eğer olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir. Her gebe depresyona girmiyor. Çoğumuz hayatımızda bir sıkıntıya girdiğimizde bir arkadaşımız bize destek oluyor. Gebede de aynı. Mesela gebenin eşi ona yardım ediyorsa, eşi hep yanındaysa veya bir arkadaşı, bir yakını ona yardım ederse bunu atlatabiliyor. Ama atlatamazsa hayatını etkileyebiliyor. Türkiye’de gebelerde depresyon oranı çok düşük. Biz ülke olarak toplumun gebelik anlayışı ve sağlık hizmetlerinde çok iyi noktadayız. Bizim ülkemizde gebeye ayrı bir önem verilir. Birisi gebeyi gördüğünde yer verir, eşyasını taşır, gebe bizde kutsaldır. Ülke olarak sağlıkta da belli bir noktaya geldik. Bir telefonla helikopter dağın başından gebemizi alıp geliyor. Gelişmiş, sağlıklı ve başarılı bir Türkiye için toplum olarak gebelerimize daha fazla sahip çıkarsak gelişmiş bir toplum oluruz.”