Hazar Strateji Enstitüsü (HASEN), Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu (URAK) ve Yeşil Büyüme Derneği (YBD) işbirliği ile düzenlenen “Türkiye’nin Rekabet Gücü ve TTIP” toplantısı siyaset, bürokrasi, medya ve iş dünyasından önemli isimleri bir araya getirdi. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin TTIP müzakere sürecine dahil edilmesi gerekliliğine vurgu yapıp TTIP’nin oldu bittiye getirilmesinin Türkiye için kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Avrupa Birliği (AB) ve ABD arasında görüşmeleri yürütülen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) konusunda Türkiye’nin rekabet gücünü artıracak faktörlerin ana gündem maddesini oluşturan toplantı İstanbul Çırağan Sarayı’nda gerçekleşti. Toplantıda Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, SOCAR Türkiye Başkanı Kenan Yavuz, Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Koç, Yeşil Büyüme Derneği Başkanı Erkan Gürkan ve HASEN Genel Sekreteri Haldun Yavaş, konuşma gerçekleştirdi. Toplantının moderatörlüğünü HASEN Yönetim Kurulu Üyesi ve İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin yürüttü.
“GÜMRÜK BİRLİĞİ ANLAŞMASI GÖZDEN GEÇİRİLMELİ”
Dünyada üç eksende bir ekonomik savaşın başladığını anlatan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, BRICS, Şangay Beşlisi ve Transatlantik eksenlerinden özellikle Transatlantik’in Türkiye’yi çok daha yakından ilgilendirdiğini vurguladı. Türkiye’nin TTIP’nin dışında kalması halinde yapılan araştırmalara göre ilk yılda GSYIH’da yüzde 2,5 azalma, işsizlik de ise yüzde 0,4 oranında bir artış tahmin ediliyor. Türkiye’nin kısa vadede AB’nin bir parçası olmasının mümkün olmadığı söyleyen Kurtulmuş, kısa vadede Gümrük Birliği Anlaşması’nın gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etti.
Kurtulmuş, 2023 hedefleri doğrultusunda şimdiye kadar makro reformlarını ve altyapı yatırımlarını yapmış olan Türkiye’nin seçim sonrasında mikro reformlara odaklanarak ekonomide üretim odaklı ve tüm Anadolu’nun sürece dahil olduğu ekonomide bir faz değişimine geçilmesi gerektiğinin önemine değindi: “Güçlü bir Türkiye, güçlü bir Avrupa ve güçlü bir Transatlantik demektir”
Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusunda 2 trilyon dolarlık ekonomiyi AB ve TTIP olmasa da oluşturmak zorunda olduğunu söyleyen Kurtulmuş, “Bisikletin pedalını daha hızlı çeviremezsek düşeriz. Bu bir seferberlik ruhudur" dedi.
“ORHUN YAZITLARI’NDAN BERİ TÜRKİYE’NİN İMZALADIĞI EN BÜYÜK KAPİTÜLASYON ANLAŞMASI”
Konuşmasında Türkiye’nin Gümrük Birliği sürecini anlatan SOCAR Türkiye Başkanı Kenan Yavuz, Gümrük Birliği anlaşmasını Orhun Yazıtları’ndan beri Türkiye’nin imzaladığı en büyük kapitülasyonlar anlaşmasına benzetti. Gümrük Birliği anlaşması imzalanma aşamasında olması gerektiği gibi incelenmediği için Türkiye‘nin hareket kabiliyetini kısıtlıyor. Özellikle ara mallarının Serbest Ticaret Anlaşmaları’nda anlaşmaya dahil edilmemesi gerekiyor. SOCAR Türkiye Başkanı Yavuz, “Ara malı üretiminin Türkiye’de konuşlanması için çalışmalar yapmalıyız. Bunu yapamazsak ülkemiz ithalata alışır. Serbest ticaret anlaşmaları ve dahili işleme rejiminin gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum.” dedi. Türkiye’nin altyapı devriminin üretim devrimiyle buluşması gerektiğini hatırlatan Yavuz, üretimin tüm Anadolu’nun hücrelerine yayılması gerektiğini ifade etti.
“REKABET BİZDEN DAHA HIZLI İLERLİYOR”
TİM’in Eylül 2014’te yayınladığı rapora göre Türkiye imalat sanayindeki katma değerine göre dünyada 1990 yılında 13’üncü, 2000 yılında 15’inci, 2015’te ise 17’inci sırada yer alıyor. Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Koç, “Bu süreçte Türkiye ciddi gelişme gösterdi. Biz ilerliyoruz ama rekabet bizden daha hızlı ilerliyor. 1990 yılında Rusya, Hindistan ve Tayvan’ın önündeyken şimdi onların gerisine düştü.” diyor ve ekliyor “Türkiye’nin global ekonomideki konumunu baştan aşağı yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor. Türkiye’nin çok uluslu yapılardaki konumunu katma değerli üretim olarak konumlanmalı.”
Koç, Türkiye’nin sağlık, bilişim teknolojileri ve tarım gibi alanlarda yer alması gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye’nin nitelikli iş gücü kalitesi, düşük tasarruf oranları ve yabancı yatırımın üretime yeterince dönmemesi gibi sorunları da dile getirdi. 2014 yılında 8,4 milyar dolarlık yabancı yatırımın sadece 2,9 milyar dolarının sanayiye yatırıldığını söyleyen Koç, yüzde 12’lik tasarruf oranıyla muadil ülkelere göre pozisyonumuzun çok da olumlu olmadığını ifade etti. Türkiye’nin TTIP ve TPP gibi yeni nesil serbest ticaret anlaşmalarının içerisinde olması gerektiğini söyledi. Ancak Avrupa ve ABD’nin aralarındaki çok derin fikir ayrılıklarının kısa vadede çözülmesinin pek olası gözükmemesi TTIP’nin yakın zamanda hayata geçmesini de sorgulatıyor. Koç, “Bizim bu işe girip girmememiz konuşuluyor ama bu işin olup olmayacağı da belli değil. O kadar çok derin fikir ayrılıkları var ki, yakın zamanda bu ayrılıkların çözülmesi kolay gözükmüyor” dedi.
Dünya ticaret pastasında en büyük paya sahip olan ABD ve Avrupa Birliği arasında imzalanacak Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı anlaşmasının masaya yatırıldığı toplantıda açılış konuşmasını gerçekleştiren Hazar Strateji Enstitüsü Genel Sekreteri Haldun Yavaş, “1990’lı yıllarda üç haneli enflasyonu yaşayan ülkemiz, 2002-2013 yılları arasında ortalama yüzde 5’lik büyüme yakalayarak temel makroekonomik göstergelerde önemli iyileşme kaydetti. Bu dönemde büyüyen ekonomiye paralel olarak, özellikle ara malı üretiminde yeterli yatırımların yapılamayışı ve enerji fiyatlarında görülen artışla birlikte dış ticaret açığı önemli miktarda arttı” dedi ve açıkladı “Türkiye ekonomisinin 2023 için öngörülen hedeflere ulaşabilmesi için üretim ve imalat sanayi öncelikli bir büyüme modelinin zorunlu hale geldiği son yıllarda görülen düşük büyüme rakamları ile daha iyi anlaşılmıştır.”
“EKONOMİDE ORTAK REFLEKSLERE SAHİP OLUNMALI”
HASEN Genel Sekreteri Haldun Yavaş’ın ardından konuşmasını gerçekleştiren Yeşil Büyüme Derneği Erkan Gürkan Türkiye’nin rekabet üstünlüğü sağlayabilmesi için devlet ve toplumun insan vücudu gibi aynı reflekslerle hareket etmesi gerektiği söyledi. Bugüne kadar ekonomide Türkiye’nin iyi bir yere geldiğini ifade eden Gürkan, üretimdeki aksaklıklara dikkat çekerek ekonomide faz değişimini çok önemsediğini kaydetti.
Etkinliğin moderatörlüğünü üstlenen HASEN Yönetim Kurulu Üyesi ve İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin ise, AB’nin felsefi ve etik olarak çözmesi gereken sorunlar olduğuna dikkat çekti: Malların AB’ye girmesi serbest olmasına rağmen malları taşıyan insanların geçmesi serbest değil. Ayrıca Türkiye’nin yaptığı fedakarlıklardan sonra TTIP’nin dışında tutulmasını anlamakta zorlanırım.
Etkinlik katılımcıların konuşmalarının ardından soru-cevap kısmıyla sona erdi.