İzmir’in Foça ilçesinde yaşayan ve elli yıldır turizm sektöründe çalışan Sebahattin Karaca, Türkiye’de otellerin bir çoğu tarafından uygulanan Her Şey Dahil sisteminin turizmde hizmet ve kaliteyi düşürdüğünü söyledi.
Turizmci Sebahattin Karaca, ülke turizminin belirli bölgelerle toplanma sebeplerinden, Ege Bölgesinin zaman içerisinde değişen turizm anlayışına, komşu ülkelerde yaşanan ekonomik sıkıntıların ülkemize olan etkisinden, otellerdeki Her Şey Dahil sistemine kadar pek çok konuda teşhis ve çözüm önerilerini sundu. İlk olarak otellerde uygulanan Her Şey Dahil sistemi hakkında konuşan Karaca, ardından komşu ülkelerde yaşanan ekonomik krizlerin Türkiye’deki turizme olan etkisi hakkında açıklamada bulundu. İzmir’in turizmdeki yerine değinen Karaca, son olarak yaklaşan Ramazan ayını Ege Bölgesi açısından değerlendirdi.
’KALİTELİ HİZMET ANLAYIŞI YOK OLUYOR’
Otellerde yapılmaya başlanan ve giderek yaygınlaşan Her Şey Dahil sistemiyle ilgili süreci anlatan Karaca, şunları söyledi: ”Her Şey Dahil sistemi, 1945’li yıllarda İspanya’da başlamış ve belediye kontrolünde şekillenmiştir. Bu şekillenmeye göre; oteller, kent merkezlerinden 10 kilometre uzakta, güvenlik ve sağlık bakımından erişilebilir yerlerde kurulu olması gerekiyordu. Öyle de oldu. Ülkemizde ise Her Şey Dahil sistemi 90’lı yılların başında plân ve projelere dayandırılmadan başlatıldı. Gereken zamanda, gerekli yasa çıkarılamadığı için pek çok yanlışı beraberinde getirmiştir. Bununla birlikte her şey dahil konseptli tesisler, yeteri kadar üst düzey yönetici olan müşteri bulamayınca başta yeme içme olmak üzere kaliteyi düşürerek fiyatı aşağı çekme yolu ile tesisleri doldurmaya çalıştı. Bunun sonucunda vasıfsız iş gücü ile yürütülmeye çalışılan servis ve kaliteli hizmet anlayışı yerini, düşük maliyetle günü veya sezonu kurtarma çabasına dönüşmüştür.“
KOMŞU ÜLKELERDE YAŞANAN KRİZİN TÜRKİYE’YE ETKİSİ
Türkiye’ye komşu ülkelerde yaşanan ekonomik krizlerin Türkiye’de turizmi etkilediğini belirten Karaca, “Rusya’da yaşanan ekonomik kriz neticesinde son iki yılda ülkemize gelen turist sayısı azaldı. Açığı kapatmak isteyen işletmeciler, yerli turiste yönelmeye başladı. Ancak durum karşısında ekonomik olarak zarar etmeye başladılar. Bu durum daha çok Rus turistlerin tercih ettiği Antalya’da yaşanmaya başladı“ şeklinde konuştu.
İZMİR ESKİ GÜNLERİNE DÖNEBİLİR
İzmir’in, Kıbrıs Barış Harekatı yaşanana kadar Türkiye’nin en gözde tatil beldelerinden biri olduğunu kaydeden Sebahattin Karaca, harekat sonrası İzmir’in turizm açısından olumsuz etkilendiğini, turizmin ülke içi ve güney bölgelere doğru kaymaya başladığını ifade etti. İzmir’in eski günlerine dönmesinin zor olmadığını anlatan Karaca, sözlerini şöyle sürdürdü: “İzmir’de, 1968 yılında başlatılan turizm; deniz, güneş ve kum üzerine kuruluydu. Ancak, Batı Anadolu civarı tarihi zenginliklerle dolu. Bu açıdan bakıldığında yerel dernek, kurum ve kuruluşlar bir araya gelerek kültür turizmi açısından potansiyel bir şehir olan İzmir için proje üretmeli. Bu sayede İzmir tekrar çekim merkezi haline gelebilir.”
RAMAZAN AYININ TURİZME OLAN ETKİSİ
Ramazan dönemi ile ilgili bir değerlendirme yapan Karaca, Ramazan döneminin turizm açısından Türkiye’de genel bir duraksama dönemine neden olduğunu ancak durumun bölgeden bölgeye şehirden şehire değiştiğini kaydetti. Ramazan döneminin ülkemizde turizm hareketliliği açısından bir gerilemeyi de beraberinde getirdiğini anlatan Karaca, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ancak, bu yöreden yöreye değişmektedir. Bu dönemde muhafazakar bölgelerde örneğin Konya gibi, hareketlilik azalmaktadır. Batı bölgelere baktığımızda rezervasyonlarda önemsenmeyecek bir düşüş yaşanıyor. Özellikle İzmir ve çevresinde daha önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl yine olumsuz bir etkilenme söz konusu değil.”