Hakkari’nin Yüksekova ve Şemdinli bölgelerinde güvenlik güçlerinin kaçakçılara yönelik düzenlenen operasyonda 217 bin 500 paket sigara ele geçirildi.
Askeri kaynaklardan alınan bilgiye göre, Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde bulunan 34’üncü Hd.Tug.K.lığı sorumluluk sahasında, 19 Mayıs 2015 tarihinde saat 15.30 civarında, İHA vasıtasıyla, kaçakçı olduğu değerlendirilen bir grubun, çok sayıda yüklü katır ile birlikte Irak’tan Türkiye’ye doğru ilerlediği tespit edildi.
Söz konusu kaçakçı gruba, sınır bölgesi sıfır hattında toplumsal olay ve terör riski olması sebebiyle müdahale edilmeyerek, sınırın içinde derinlikte tedbir alınmış; söz konusu grubun, İHA ile gözetlenmesine devam edilmiş ve grubun Şemdinli/Yeşilöz Mahallesinde, kaçak malları katırlardan indirerek, araçlara yükledikleri tespit edildi.
Yapılan bu tespit üzerine, bölgede görevli KKK.’lığına bağlı Hudut Unsurlarımız himayesinde Şemdinli İlçe J.K.lığı birlikleri tarafından Şemdinli girişinde oluşturulan kontrol noktasında yapılan müdahale neticesinde, 1 araç içerisinde 43 bin paket kaçak sigara ele geçirildi.
Çok büyük çapta olduğu değerlendirilen kaçakçılık faaliyetinin İHA ile takibine devam edildi ve 20 Mayıs 2015 saat 06.30 sularında, Yüksekova Yukarı Tülören Yaylası mevkiinde araziye indirilmiş malzemeler ile yük hayvanları tespit edildi. Ancak bu defa, malzemelerin çokluğu ve hayvanların sayısı da dikkate alınarak, 3’üncü P.Tüm.K.lığınca yapılan planlama kapsamında, Yüksekova’da konuşlu Jandarma Özel Harekat Taburu birliklerince söz konusu olan bölgeye Sikorsky helikopterler kullanılarak Hava Hücum Harekatı icra edilmiş ve müdahale sonucunda 13 kaçakçı şahıs ile 156 bin paket kaçak sigara ele geçirildi.
Ayrıca, söz konusu Hava Hücum Harekatı ile eş zamanlı olarak Şemdinli İlçe J.K.lığı Unsurlarınca, Şemdinli/Tuğlu bölgesinde arazide yapılan arama tarama faaliyetinde, 18 bin 500 paket kaçak sigara daha ele geçirildi.
Böylece, yapılan bu müdahaleler sonucu 19-20 Mayıs 2015 tarihlerinde, toplam olarak 217 bin 500 paket sigara ele geçirildi. Ele geçirilen söz konusu kaçak sigaralar, Yüksekova ve Şemdinli Cumhuriyet Başsavcılıklarının talimatı ile yakılarak yerinde imha edildi.
Operasyon ile ilgili askeri kaynaklar, bahse konu kaçakçılara karşı icra edilen yasal mevzuat çerçevesinde gerçekleştirilen müdahaleler hakkında, bazı yazılı ve görsel bazı yerel basın organlarında “Türk askeri bölgede terörist avına çıktı, operasyon yapıyor” mealinde asılsız ve manipülatif haberler yayımlandığına dikkat çekerek, “Evet bu bir operasyondur ve sınırda kanuna aykırı şekilde gelir elde etmeye çalışan kaçakçılara yönelik gerçekleştirilmiş bir operasyondur.
Kaçakçılığın terörizmle mücadele harekâtına direkt etkisi olan bir hudut güvenliği sorunu olarak ortaya çıktığı görülmektedir. Kaçakçılık BTÖ’nün önemli gelir kaynaklarından birini oluşturmakta, örgüt kaçakçılardan çeşitli yerlerden “Vergilendirme” adı altında para almaktadır”uyarısında bulunmakta.
Sınır birliklerince kanunlarda belirlenmiş görev ve yetkiler çerçevesinde (3497 Sayılı Kara Sınırlarının Korunması ve Güvenliği Hakkında Kanun, 211 sayılı TSK İç Hizmet Kanunu ve ilgili diğer mevzuat hükümleri) yürütülmekte olan sınır güvenliğini sağlama faaliyetleri ve bu kapsamda yakın zamanda yaşanan olaylar ile ilgili olarak askeri kaynaklar şu değerlendirmeleri yapmakta:
“Hudut birliklerimizin aldıkları tedbirler neticesinde kaçakçılıkla mücadelede, belirli bir seviyede, başarılı olunduğu ve çok sayıda malzeme ele geçirildiği son çıkan haberlerle rahatlıkla görülmektedir.
Bölücü terör örgütünün telkin ve gayretleri sonucunda kaçakçılıktan gelir sağlayan köylerde halk hudut birlikleri ve kolluk kuvvetlerine mukavemet göstermekte, toplumsal olaylar (taş, sopa, molotof ile güvenlik güçlerine saldırma vb.) çıkarmakta, halk görevli askeri personeli hedef almakta, yaralamakta ve canına kast etmektedir.
Halk tarafından sayıca üstünlük elde edildiğinde kargaşa/arbede çıkartılmakta, kaçakçı/terörist gruplar ile birliklerimizin arasına girilerek suçlulara müdahale engellenmekte, suçlu ve suç delillerinin ele geçirilmesinin önüne geçilmektedir.
Sosyal medya, yerel ve ulusal ölçekli tüm medya imkanları kullanılarak yayımlanan yalan ve yanlış haberlerle, yasal mevzuat çerçevesinde yapılan müdahaleler adeta kanun dışı faaliyetler olarak gösterilmeye çalışılmaktadır.
Böylece Kaçakçılıktan Elde Edilen Haksız Servet ve BTÖ-Kaçakçı ilişkisi perdelenmeye çalışılmaktadır.
Bölücü terör örgütüne müzahir siyasi figürler, etki altına alınmış bazı milletvekilleri ile sivil toplum örgütü yöneticileri her fırsatta öne sürülmekte, BTÖ’nün arzu ettiği şekilde eylem ve söylemler içinde bulunmaları sağlanmaktadır.
Yürütülen algı operasyonu sonucunda kamuoyu nezdinde askerin haksız olduğu ve bölge halkına zulüm ettiği kanaati oluşturmaya gayret edilmektedir.
Sınır birlikleri, Kanunlarda belirlenmiş görev ve yetkiler çerçevesinde (3497 Sayılı Kara Sınırlarını Korunması ve Güvenliği Hakkında Kanun) kaçakçılıkla mücadele faaliyetlerini yürütmek maksadıyla operasyona çıktığında, bunu Ağrı’da yaşanan olayların bir benzeri olduğu yönünde yazılı ve görsel medyada yayımların yapılması sağlanarak, yine kamuoyu yanılgıya düşürülmektedir. Asker sınırda ne yapacak o zaman?
Ancak, yakın zamanda meydana gelen olaylar dikkate alındığında, bölgedeki elde ettiğimiz genel değerlendirmeyi şu şekilde özetleyebiliriz;
BTÖ’nün kendine müzahir şahıslar vasıtasıyla, medya imkanlarını kullanarak, kamuoyunda istediği şekilde algı oluşturma, yalan haber çıkartarak askeri birlikler ve mülki makamları baskı altına alma gayretlerini artıracağı,
BTÖ’nün; her fırsatta halk ile askeri karşı karşıya getirmeye ve ülke çapında etkisi olacak provokasyonlar gerçekleştirmeye çalışacağı,
Bizzat kendi mensupları/işbirlikçilerince; kaçakçılara veya olaylara karışan halka ateş açmasını sağlayarak ya da sosyal medyada öne çıkarttığı bazı figürlere tehdit ve suikast türü eylemler yaptırarak bölgesel/ulusal çapta toplumsal olay görünümlü terör eylemlerine zemin hazırlayabileceği,
Arazide kaçakçılıkla mücadele eden unsurlarımıza ateş açarak zayiata neden olabileceği, birliklerimizin arazideki faaliyetleri nedeniyle “Süreç’in TSK tarafından bozulduğu” iddiasıyla TSK’yı zorda bırakmaya gayret edebileceği,Yasadışı hudut ihlallerine müdahale eden unsurlarla kaçakçılar/teröristler arasında “Canlı kalkan” eylemleri yaptırarak bunu yazılı ve görsel medyada kendi lehine bir algı parametresi olarak kullanabileceği, Yasadışı hudut ihlallerine müdahale eden unsurları tahrik ederek kontrolsüz hareket etmesini sağlamaya çalışacağı ve bunun sonucunda meydana gelebilecek müessif olayları propaganda maksatlı kullanabileceği, Yapacağı eylemlerde çocuk ve kadınları ön plana sürerek askeri/ kolluk kuvvetlerinin müdahalesini zorlaştıracağı ve müdahaleler esnasında kadın ve çocukların maruz kalabileceği olumsuz durumları propaganda malzemesi olarak ulusal ve uluslararası alanda istismar edebileceği, açakçılıkla mücadele eden mülki ve askeri makamların kararlılığını azaltmak/ortadan kaldırmak maksadıyla, yapacağı sabotajlarla, bölgede bulunan yerleşim yerlerine elektrik, su ulaşımını engelleyerek bunun Mülki/Askeri makamlarca yapıldığı iddiasını yazılı ve görsel medyada yayarak halkı tepki göstermeye yönlendirilebileceği, Kaçakçılık/Teröristle mücadele eden Mülki/Askeri makamların üst düzey yetkililerinin bizzat isimleri ile medyada yer alması sağlanarak hedef haline getirilebileceği, Meydana gelen olayların devlet/ hükümet yönlendirmesiyle gerçekleştirdiği algısı oluşturularak uluslararası platformda tepkilere neden olabilecek girişimlerde bulunabileceği , Meydana gelen olayların devlet/ hükümet yönlendirmesiyle gerçekleştirdiği algısı oluşturularak uluslararası platformda tepkilere neden olabilecek girişimlerde bulunabileceği” dedi.
“Hakkari’de, Uludere’de ve benzer yerlerde esas olay kaçakçılık ve katırlar değil, bu argümanlar kullanılarak ileride bu bölgeden kaynaklı toplumsal bir kalkışmanın hazırlanıyor olmasıdır” diyen askeri kaynaklar, “Herkes bu konuda uyanık olmalı ve yalan yanlış haberlere itibar etmemelidir” uyarısında bulundu.