Türkçe Konuşan Ülkeler Uluslararası Gazeteciler Derneği (TKÜUGD) Genel Başkan Yardımcısı ve Doğu Türkistan’ın sürgündeki Başkanı İsmail Cengiz Uygur, halkının terörist olarak nitelendirilmesine tepki gösterdi.
TKÜUGD Genel Başkan Yardımcısı ve Doğu Türkistan’ın sürgündeki Başkanı İsmail Cengiz, Çin Halk Cumhuriyeti Milli Güvenlik Konseyi tarafından Uygur halkının terörist olarak nitelendirilmesine tepki gösterdi. Uygur Türklerinin tarihin hiçbir döneminde teröre bulaşmadığını ifade eden İsmail Cengiz açıklamasında şunları söyledi:
"Çin Halk Cumhuriyeti Milli Güvenlik Konseyi’nin ’China’s Military Strategy’ planı çerçevesinde yayınladığı Beyaz Kitap’ta Doğu Türkistan Uygur halkının terörist olarak nitelendirilmiş olması kabul edilir değildir, Uygurlar tarihin hiç bir döneminde terörizme bulaşmamış, terörist hareketlere yeltenmemiş ve prim de vermemiştir. Tarihi geçmişe bakıldığında, Doğu Türkistan’daki Uygurların ve bu coğrafyada yaşayan Kazak ve Kırgızların asla terörist eylem içinde olmadıkları, sadece haksızlıklara karşı başkaldırdıkları görülecektir. Çinli siyasi ve tarihçilerce ’Karşı Devrimci’ olarak suçlanan Osman Batur da, Gani Batur da haksızlığa karşı namuslarını korumak için başkaldırmışlardır. Örf ve adetlere, geleneklere saygısız davranıldığı için ayaklanmışlardır. İslam dinine, inançlara saldırıldığı için idari otoriteye isyan etmişlerdir."
"YARGISIZ İNFAZLAR YAPILIYOR"
Bölgede yaşanan sorunların çözümü için adımlar atılması gerektiğine dikkat çeken Cengiz, şöyle devam etti:
"Günümüzde de halkımız ağır vergilerden, yargısız infazlardan, çifte standartlardan, inançlara yönelik yasak ve baskılardan, geleneklere yönelik hakaretlerden son derece rahatsız bir yaşam sürmekte olduğu hakikatini Çinli sosyal bilimciler de itiraf etmektedirler. Bölgede eğer huzur, istikrar, barış isteniyorsa öncelikle Pekin Hükümeti, Doğu Türkistan halkının sorunlarını duymak, dinlemek, çözüm önerilerini kabul etmek ve insani açıdan sorunları çözme yönünde somut adımlar atmak mecburiyetindedir. Pekin Hükümeti’nin ifade ettiği gibi en büyük tehdit Doğu Türkistan değil, aksine keyfi idare, baskı ve yasaklar ve yargısız infazlardır. Pekin Hükümeti, bölgedeki mevcut sorunlara ve halkımızın taleplerine çözüm bulmak durumundadır. Eğer insanlar evlerini, yurtlarını terk edip dış ülkelere kaçıyorsa, burada ciddi bir sıkıntı var demektir. Sürgün Hükümetimiz, kendi topraklarında insanca yaşamak isteyen halkımızın dert ve davasının her zaman barışçıl zeminlerde takipçisi olacaktır. Bu çerçevede Pekin yönetimini bu vesileyle bir kez daha, çözüm önerilerimizi görüşmek üzere diyalog ortamı oluşturmaya davet ediyoruz."