Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, milletin hakkını korumak diktatörlükse kendilerinin diktatör olduğunu söyledi.
Müstakil Sanayici İş Adamları Derneği Bursa Şubesi’nin toplantısına katılan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Mısır’daki idamların 1960 yılında Türkiye’de yapılanların aynısı olduğunun altını çizdi. Müezzinoğlu, "Mısır halkının iradesi idama götürüldü. 1960 yılında Türkiye’de o darbeyi alkışlayanlar, destekleyenlerin aynısı şu anda Mısır’da yaşanıyor. Biz bu topraklardan dünyaya medeniyet olarak sunduğumuz anlayışın merkezi, ’insanı yaşat ki, devlet yaşasın’ anlayışıydı. Bizim yaşadığımız dönemlerde ise ’insanı ez ki, devlet yaşasın’ anlayışı hakimdi. İnsanı ezerek, onu yok farz ederek, girişimciye ’benim kalıbımda olacaksın’ diyerek, bir ülkeyi nasıl muasır medeniyet seviyesine çıkaracaksınız? Türkiye bu bedelleri ödeyen ülke oldu" dedi.
AK Parti’nin milli iradeden yana durduğunu ifade eden Müezzinoğlu, milletin hak ve hukuku karşısında kendilerinin dik durduğunu söyledi. Müezzinoğlu, "Bu anlayışından dolayı AK Parti’ye bazıları diktatör dedi. İdam edenlere, darbe yapanlara, milli iradeyi yok sayanlara diktatör demediler. Ama 12 yılda bu milletin karşısına 9 defa giden, 10’uncu defa gidecek olan bir siyasi partiye utanmadan, sıkılmadan diktatör diyorlar. Biz merhametli ve mütevazıyız. Milletin hakkını korumak diktatörlükse, evet biz diktatörüz. Siz bizi idama götürecekseniz biz diktatör olarak gidelim. Ama siz yarın milletin vicdanında ne noktada olacaksanız? Bugün milletin vicdanında diktatör Menderes mi, yoksa onu idama götürenler mi?" diye sordu.
"Dağdaki çobanla ile profesörün oyu bir mi" tartışmasını salondakilere hatırlatan Müezzinoğlu, "O zaman şunu söylememiz lazım? Dağdaki çobana bir oy hakkı, ilkokulu bitirene 10 oy, liseyi bitirenlere 20 oy hakkı. Ama beyefendilere altın hisse verelim. Altın hisseyle demokrasi yapacaklar. Bugüne kadar hep altın hisseyi kullandılar. Bu altın hisseyi kullanarak demokrasi olmaz. Millet artık 2002’den bu yana kendi hissesinin var olduğunu gördü. Şimdi bütün tezgah bu yapının bozulmasından yana. Koalisyonsa koalisyon, hiç farketmez; HDP, CHP, MHP hükümet olsun. Yeter ki istikrar bozulsun. HDP’den içişleri bakanı, MHP’den dışişleri bakanı, CHP’den ise maliye bakanı ne kadar güzel olur. Ondan sonra millet ne hali varsa görsün. Millet umurlarında değil. Yeter ki o arka plan onların istediği gibi yürüsün" şeklinde konuştu.