Genel seçimlerin, yüksek katılım ve kullanılan oyların parlamentoda temsil oranıyla örnek olacak şekilde tamamlandığına işaret eden Adana Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Atila Menevşe, “Halkımız iradesini, dört partiden oluşan TBMM ve koalisyondan oluşan bir hükümet yönünde ortaya koymuştur. Hükümeti oluşturacak partilerimizin ve yapısal reformlara odaklanmaları, daralan ekonomiye çare olmaları beklentisi içerisindeyiz” dedi.
Türk demokrasi tarihinin yüzde 85 gibi en yüksek katılım oranlarından birisine tanık olunan 7 Haziran Genel Seçimleri’nin sonuçlarının Türkiye’nin güçlü ve sağlam demokrasi geleneğine sahip olduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu belirten ATO Başkanı Menevşe, seçimin huzur içinde geçmesi, sandığa barış ve demokrasi şöleni içinde gidilmesi ve sonuçların olgunlukla karşılanmasının en önemli kazanımlar olduğunu söyledi. Kullanılan toplam oyların TBMM’de yüzde 95 oranında temsil edilecek olması ve TBMM’deki kadın milletvekili oranının da cumhuriyet tarihindeki en yüksek seviyeye ulaşmasının Türk demokrasi hayatının geldiği nokta bakımından sevindirici olduğunu vurgulayan Menevşe, TBMM’de temsil edilecek siyasi partileri ve seçimi kazanan tüm milletvekillerini kutladı.
Seçim sonuçlarının Türkiye için her açıdan hayırlı olması dileğinde bulunan Menevşe, şunları söyledi:
"Adana Ticaret Odası olarak, yeni parlamentonun ülkemizin demokratik, ekonomik ve sosyal açıdan gelişmişlik düzeyinin yükseltilmesi, ihtiyacımız olan huzur, güven ve pozitif istikrarın devamının sağlanması, kalkınma ve gelişme hamlelerinin sürmesi hedefleri doğrultusunda kararlılıkla çalışacağına inanıyoruz. Seçim sürecini geride bırakmış olduğumuzdan, siyasi partiler arasında seçim atmosferinden kaynaklanan olumsuzlukların da artık sona ereceğine inanıyoruz. Bu seçimlerde hiçbir siyasi partimiz tek başına hükümet kurabilmeleri için gerekli 276 vekil sayısına ulaşamamışlardır. Bir başka ifadeyle halkımız iradesini, dört partiden oluşan TBMM ve koalisyondan oluşan bir hükümet yönünde ortaya koymuştur. Seçim sonuçları ve parlamento aritmetiği çerçevesinde, yeni siyasi risk ve beklentiler yaratmayacak şekilde, ekonomiyi ana gündem maddesi yapan bir yaklaşımın tüm siyasi partiler tarafından benimsenerek; siyasi ve ekonomik istikrarın tam olarak tesis edilmesi, seçim dolayısıyla oluşan belirsizliklerden Türk ekonomisinin olumsuz etkilenmemesi bakımından hükümetin bir an önce kurulmasında büyük yarar bulunmaktadır."
Türkiye’nin yaklaşık 13 yıldır tek parti iktidarında yönetilse de, geçmişinde çok sayıda koalisyon hükümeti yaşamış bir deneyimden geldiğini ifade eden Menevşe, şöyle devam etti:
"2015 genel seçimlerinde vatandaşlarımızın siyasi partilere tek başına hükümet kuracak çoğunluğu vermeyerek koalisyona işaret ettiğinden; parlamentoda temsil hakkı kazanan partilerimizin demokrasinin gereği olan uzlaşma kültürü ile hareket ederek, ülkenin menfaatleri doğrultusunda kenetlenmelerini ve uzun süreli bir hükümetin kurulması konusunda iradelerini tam olarak kararlı bir şekilde ortaya koymalarını ve ardından da ekonomiye odaklanmalarını diliyoruz. Vatandaşlarımızın bu seçimlerde verdiği mesaj; aş, iş, huzur ve barış arayışının TBMM’de temsil hakkını kazanan tüm partilerimiz tarafından müştereken sağlanmasıdır. Bu anlamda hükümeti oluşturacak partilerimizin ülke gündemine ve yapısal reformlara odaklanması, daralan ekonomiye çare olmaları beklentisi hakimdir. Hepimizin aynı gemide olduğunu unutmadan, uzlaşı içinde birlikte çalışarak, diyalog ve ortak akıl ile tüm meselelerimizin üstesinden gelebiliriz. Önümüzdeki bu süreçte milletin verdiği mesajın doğru algılanması, uzun süreli bir koalisyon hükümetinin kurulması konusunda tüm partilerin samimi iradelerini kararlı bir şekilde ortaya koyarak ekonomiye odaklanmaları öncelikli beklentilerimizi oluşturmaktadır. Hükümetin kurulması için gereken sürenin uzaması ve hatta erken seçime gidilerek 6 ay daha seçim atmosferi yaşanmasına yol açılmasıyla bir kaos ortamının yaşanacağı ortada olduğundan, parti liderlerinin Türk halkının kendilerinden beklediği sorumluluk bilinciyle hareket edeceklerinden kuşkumuz bulunmamaktadır. İş dünyası olarak, ihtiyacımız olan huzur, güven ve pozitif istikrarın devamının sağlanması, kalkınma ve gelişme hamlelerinin devam etmesi, en büyük arzumuzdur. Bugüne kadar sürdürülen gelişmenin ivme kaybetmemesi, toplumsal tabanı geniş bir uzlaşmayla, Meclis aritmetiğinden çıkacak hükümetin, mevcut kazanımları reddetmeden, programını hazırlamasını ve icraatlarını hayata geçirmesini bekliyoruz. Türkiye’nin büyüme ve işsizlik sorununun çözümü için yeni oluşturulacak hükümetin bir an önce görevine başlaması, sandıkta ortaya çıkan çok sesliliğin beklentileri doğrultusunda 2023 hedeflerine odaklanmaları, komşularımızdaki çatışma ve istikrarsızlıkların ülkemize olumsuz yansımalarının önlenmesi konusunda tüm liderlerin gereken hassasiyeti göstereceklerine ve ülkemizi hükümetsiz bırakmayacaklarına inanıyoruz."