Ne kadar da büyük bir mahlûkat. Ama bir o kadar da kalbi küçük. Milyar yıllık dünyada, o kadar şatafat, o kadar lüks içinde, açlıkla, savaşlarla kendi kendini öldürüyor. Gözyaşları Kabil’den beri dinmiyor. İnsan bu dünyaya bırakılmış bir atom bombası misali.. İnsan şeytan! Toplumlar, dinlle, mezheplerle, rengiyle, ırkıyla insanı ayırıyor. Kimse ölmek istemiyor ama birçoğu diğerini öldürüyor. Toprak için, petrol için, doğal kaynaklar için insanlar acımasızca dünyadan siliniyor. Binlerce çocuk katlediliyor. Kötülük her yeri ablukası altına alınmış. Bu cennette bu cehennem niye! Yaratılanı yaratandan ötürü mü sevmiyorlar. İçimizdeki şeytan git gide büyüyor. Kin, nefret, gözyaşları denizin mavisini, göğün sonsuzluğunu, ırmakların, nehirlerin coşkusunu alıyor elimizden. Uçsuz bucaksız ovalar, şekillerine anlam kattığımız bulutlar tükeniyor. Hava kararıyor. Güneşin ısısı gittikçe azalıyor. Hep birlikte boğuluyoruz. Ormanların yeşilini siyaha çalıyoruz. İçimizin yangınını büyütmek için bir odun daha atıyoruz yangınımıza. Tükeniyoruz. Bu göğün altında, milyarlarca güzelliğin büyüsünde tükeniyoruz. Dağların görkemli büyüklüğünde, doğanın büyüleyici güzelliğinde…
Karanlıkların Galaksisi İnsan
Engin Kocaman'ın kaleminden...