(HABER-MEHMET ALİ CİNTOSUN) Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde 6 Şubat Pazartesi günü saat 4.17'de 7,7; Elbistan ilçesinde saat 13.24'te 7,6 büyüklüğünde deprem oldu.
Depremin 10. gününde arama kurtarma çalışmaları sürerken, şu ana kadar 35 bin 418 kişi hayatını kaybetti.
Depremin ardından bölgeye sevk edilen Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesi Acil Hekimi Dr. Abdullah Şentürk ve beraberindeki sağlık çalışanları, depremzedeleri tedavi etmek için verdikleri mücadeleyi anlattı.
“Mini bir sahra hastanesi kurduk”
Depremin 22. saatinde Pazarcık ilçesine geldiklerini hatırlatan Şentürk, “Geldiğimizde hastanedeki tüm yataklar hastalarla doluydu. Yorgunluktan bitmiş tükenmiş bir acil hekimliği ile karşılaştık. Biz taze kan olarak binanın durumuna bakmadan hastaların tedavisine başladık. Hastaların tedavilerini yaptıktan sonra hastaneyi daha güvenli ortama nasıl taşıyabiliriz sorusuna cevap aradık ve hastaneyi dışarıdaki taziye çadırına taşıma kararı aldık. Öncelikle oranın temizlenmesi, ışıklandırılması, ısıtılması ve ekipmanların taşınması gerekiyordu. Tüm bunları 30 doktor arkadaşım ve hastane personelleri ile birlikte yaptık. Kimimiz temizlikçi, kimimiz elektrikçi olduk ve iki çadırlı mini bir sahra hastanesi kurmayı başardık.” dedi.
Şentürk, sahra hastanesinde enkaz altından çıkarılan vatandaşların tedavi ve taburcu etme işlemlerini gerçekleştirdiklerini söyledi.
“Mevcut bina iyileştirilince, Acil Servis’e taşındık”
İlerleyen saatlerde depremin acı yüzüyle defalarca karşılaştıklarını belirten Şentürk, “Çocuk ölümleri, yerde yatan küçük çocukların o halleri çok üzücüydü. Yine de bir can kurtarabiliriz umuduyla çalıştık. İl ve ilçe sağlık müdürlüğümüz, bize konteynerler gönderdi ve ikinci bir sahra hastanesini kurduk. Bu sayede hastanemizde farklı alanlara oluşturabildik. Kırıkkale’den gelen bir ekibimizin de çabasıyla 24 saat içinde ikinci bir hastane kurduk. Burada 3-4 gün çalıştıktan sonra mevcut hastanenin fiziki koşullarının iyileştirilmesiyle birlikte Pazarcık Devlet Hastanesi Acil Servis’ine taşındık.” diye konuştu.
Kendisini en çok etkileyen olayın 7-8 aylık bir bebeğin ölümü olduğunu ve kendi yaşamıyla özdeşleştirdiğini aktaran Şentürk, yaşadığı duygu dolu anları şu sözlerle paylaştı
“Beni en çok etkileyen olay, bir ailenin getirdiği 7-8 aylık bir bebekti. Depremden 3-4 saat sonra çıkarıldığı ve son yarım saat içinde nefes almadığı söylendi. Bebek buz gibiydi, öldüğünü biliyorduk yine de 45 dakika boyunca hayata döndürmeye çalıştık ama olmadı. Benim de aynı yaşlarda bir kız çocuğum var. O sedyede onun yattığını görmek, beni en çok etkileyen olaylardan biriydi. Depremden sağ çıkmış bir bebekti, üzerinde ince kıyafetler vardı ve battaniyeye sarılmıştı. Deprem sonrası travma da geçirmiş olabilir ama soğuktan da ölmüş olabilir. Üşümesine engel olsaydık, kendi çocuğum yaşayacak gibi bir his vardı içimde. O acıyı kendim yaşamışım gibi hissettim. Anne babasının telaşlı bekleyişlerini de unutamıyorum.”