Mahkemede, İstihbarat Daire Başkanı tarafından verilen talimatla örgüt içerisine sızdığını anlatan Altınlı, Şehit Emniyet Müdürü Gaffar Okkan suikastıyla ilgili bildiklerini yineledi. Ayrıca, iki sene önce röportajı yayınladığı için Gazeteci Karahan'a ihtarname yollarak, gözdağı vermeye çalışan Avukat Cesim Parlak da FETÖ üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklandı.
Şehit Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan suikastında, FETÖ'ye mensup İstihbarat polisleri tarafından Hizbullah- İlim Terör Örgütüne bilgi sızdırıldığını iddia eden eski istihbaratçı Hulisi Cemil Altınlı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında açılan FETÖ Çatı Davası'nda tanık sıfatıyla ifade verdi.
2014 YILINDA VERDİĞİ RÖPORTAJLA GÜNDEM OLMUŞTU
FETÖ içerisinde deşifre olduktan sonra kumpasla meslekten ihraç edilen Polis Memuru Hulisi Cemil Altınlı, 15 Temmuz hain darbe girişiminden iki yıl önce(15.12.2014) tarihinde Gazeteci Veysel Karahan'a verdiği demeçle örgütün kanlı yüzünü ortaya çıkarmıştı. Röportaj sonrasında Ulusal gündemin dikkatini çeken Altınlı, ört bas edilen suikastların perde arkasında FETÖ'nün olduğunu her platformda dile getirmişti. 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi sonrasında (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında açılan FETÖ Çatı Davası'nın Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden duruşmada ilk tanık olarak polis memuru Hulusi Cemil Altınlı dinlendi. Altınlı, 1998 İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun tarafından cemaatin içine bilgi toplaması için sokulduğunu ancak görevinin resmi bir görev olmadığını söyledi. Altınlı, Batman'da istihbaratta görev yaptığı dönemde cemaatin Gaffar Okan suikastıyla ilgili kendisinden bilgi toplamasını istediğini, önce buna bir anlam veremediğini ancak daha sonra bu suikastta cemaatin parmağı olduğunu düşündüğünü ifade etti.
DEŞİFRE OLUNCA CEZAEVİNE ATILDI
Hulusi Cemil Altınlı cemaatin, aralarına sızdığını anlayınca kendisine kurulan kumpas sonucu cezaevine girdiğini sonra da meslekten ihraç ettirildiğini söyledi.
O GAZETECİYE DE KUMPAS KURULDU
2013 yılından bu yana Fetullahçı Terör Örgütü ile ilgili araştırmalar yapan Aydınlı Gazeteci Veysel Karahan, FETÖ'nün alehine haberler yaptığı için kendisine de kumpas kurulduğunu açıkladı. 2014 yılında İzmir'in Kemalpaşa İlçesinde yaşayan Hulisi Cemil Altınlı ile buluşarak görüntülü röportaj yapan Gazeteci Karahan, Gaffar Okkan'ın yol güzergahını, koruma sayısı vb. bilgilerini terör örgütüne sızdırdıkları iddia edilen istihbaratçıları haberinde açığa çıkardığı için Örgüte yakın Parlak Hukuk Bürosundan ihtarnameler ve dolaylı yollardan FETÖ mensuplarından tehditler aldığını belirtti. Bir sonraki yıl İstanbul'da bir gazetede çalıştığı sırada basit hakaret davasından kendisine dava açıldığı anlatan Karahan, Aydın'a geldiğinde ise tutuklatıldığını ileri sürdü. 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrasında açılan FETÖ operasyonlarında yazdığı haberde adı geçen Polis Hasan Parlak'ın avukatı Cesim Parlak'ın da geçtiğimiz ay tutuklandığını hatırlatan Aydınlı Gazeteci, örgütün ege bölgesindeki güçlü yapılanmasını hatırlattı.
2014 YILINDA YAYINLANAN O HABER
"Dönemin İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’un emriyle cemaate sızdırılan eski İstihbaratçı Hulusi Cemil Altınlı, suikastın olacağı gün Gaffar Okkan’ın güzergâh bilgilerinin cemaat tarafından Hizbullah – İlim Terör Örgütüne verildiğini anlattı. 1994 yılında İstihbarat Daire Başkanlığı’nda polis memuru olarak göreve başlayan Altınlı, 1998 yılında cemaate sızdı. Türkiye’de ilk kez paralel yapı faaliyetlerini devlet adına deşifre eden Altınlı, Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın şikâyet dilekçesiyle Fethullah Gülen ve ona bağlı PDY suç örgütü aleyhine açılan soruşturmada tanık olarak da ifade verdi.
DİLEKÇE SÜMENALTI EDİLDİ
3 Eylül 2010 ve Mayıs 2011 tarihleri arasında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Suçlar Bürosu’na iletilmek üzere Turgutlu Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunan Altınlı, dönemin paralel örgüt yapılanmasını da tek tek deşifre etti. Altınlı’nın yargıda yuvalanan paralel mensuplar tarafından kaybedilen dilekçeye Aydınlı Gazeteci Veysel Karahan ulaştı.
GÜZERGÂHI HİZBULLAH’A SIZDIRDILAR
Ali Gaffar Okkan’ın Diyarbakır Emniyet Müdürü olduğu dönemde ülkücü-cemaatçi çatışması yaşandığını belirten Altınlı, “Ülkücüler cemaatçiler namaz kılıyor bu çocuklar zararsız diyerek kadrolaşmaya izin verdi. Daha sonra şube müdürlükleri içinde gruplaşmalar başladı. Gaffar Okkan da huzursuzluktan haberdar olunca devlet içinde yapılaşmaya izin vermem diyerek dönemin Diyarbakır İstihbarat Şube Müdürü Ali Doğan Uludağ’a olayı çözmesi için emir verdi. Ali Doğan Uludağ, Gaffar Okkan’ın emriyle cemaatçi polisleri şubeden uzaklaştırdı. Diyarbakır İstihbaratında cemaatin gücü kırılınca Gaffar Okkan’a diş bilediler hatta Diyarbakır’dan gitmesi için ellerinden geleni yaptılar” şeklinde konuştu. Altınlı, bu sebebten dolayı Gülen Cemaatinin emniyet imamı olan Mustafa K.'ın, Polis memurları Hasan Parlak, Bünyamin Polat, ve Lokman isminde başkomisere emir vererek Gaffar Okkan'ın yol güzergahını, koruma sayısı vb. bilgilerini terör örgütüne sızdırıldığını bildirdi.
CEMAAT HİZBULLAH EL ELE
Bu süreçte Diyarbakır’daki Hizbullahçıların Gaffar Okkan’a suikast girişimlerinin olduğunu belirten Altınlı, “Hizbullahçılar bir kez emniyetin karşısında ev tutmuşlardı. Ev de kanaslar da deşifre olmuştu” dedi. Hizbullah’ın içinde cemaat mensubu olan ve devlete çalışan Yardımcı İstihbarat Elemanı denilen bir muhbire Hizbullahçılar’dan Gaffar Okkan’la alakalı güzergâh bilgisi talebi geldiğini anlatan Altınlı, “Bunun akabinde cemaat mensupları abilere bilgi veriyor. Cemaat üst yönetiminden, gerekli istihbarat bilgilerini muhbir elde etmiş gibi muhbire verin talimatı geliyor. Güzergâh bilgilerini, kaç koruması olduğu bilgileri toparlanıyor. Böylece cemaatçi muhbir Hizbullah’a Gaffar Okkan’ın güzergâh bilgilerini ulaştırıyor. Daha sonra da suikast gerçekleşiyor” diye konuştu.
MUHSİN KOD ADLI LİSE HOCASI İMAM ÇIKTI
Suikasttan sonra Diyarbakır İstihbarat Müdürü Ali Doğan Uludağ’ı, Batman İstihbarat Şube Müdürlüğü görevine atadıklarını anlatan Altınlı, “Ali Doğan Uludağ beni çok sevmişti. Sürekli her konuda konuşuyor görüyorduk. Aramızın iyi olduğunu bilen Batman’ın Emniyet İmamı Endüstri Meslek Lisesi’nde Öğretmenlik yapan Muhsin kod adlı Mustafa hoca, bir gün beni çağırdı. Şube müdürü seni seviyor bunu cemaat lehine kullanalım diyerek Ali Doğan Uludağ’dan Gaffar Okkan suikastı konusunda bildiklerini araştırmamı istedi. Bende tamam dedim. Ancak bilgi vermedim. Günlerce bilgi akışı isteği sürdü ancak olumlu yanıt vermedim. Daha sonra cemaat imamı Mustafa Hoca’dan bir de fırça yedim” şeklinde açıkladı. Altınlı, Hocanın kendisinden Ali Doğan Uludağ ve Gaffar Okkan ile ilgili neden bilgi talep ettiğini Cemaate mensup Polis memuru Osman Karakuzu'ya sorduğunda; Hizbullah'a sızdırılan bilgilerin cemaat tarafından aktarıldığını, aynı zamanda Gaffar Okkan ve Ali Doğan Uludağ müdürün Diyarbakır'da hizmet mensuplarına eziyet ettikleri sonucunda cemaat imamı tarafından emir verildiğini açıkladı.
CEMAAT RAHATSIZ!
Dönemin Batman Emniyet İmamı olan Endüstri Meslek Lisesi'nde Teknik dersi öğretmeni Kod adı Muhsin olan Mustafa Hoca’nın, Ali Doğan Uludağ hakkında bilgi alamadığı için “Cemaat abileri sana kızgın” dediğini anlatan Altınlı, “O gün Mustafa hocayla görüştükten sonra Batman İstihbarat Şube İmamı O.K birlikte evden ayrıldık. O.K İzmir’de yapılan operasyonda tutuklanan 11 kişiden biridir” diye konuştu. O.K’ya Mustafa Hoca’nın kendisine niçin fırça attığını soran Altınlı halen İzmir İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde Komiser olarak görev yapan O.K’nın, “İstihbarat şubesinde meydana gelen değişiklikler, paralel yapı içinde huzursuzluk yaratıyor” dediğini aktardı. Altınlı, İzmir Ödemiş Nüfusuna kayıtlı olduğu öğrenilen Emniyet İmamının 2003 yılında Tekirdağ'ın Çorlu ilçesine tayin olduğunu söyledi.
KOMPLO BELGELERLE TERFİ ALDILAR
Ali Gaffar Okkan suikastının ardından cemaat bağlantılı Batman İstihbarat Şube Müdürü Cemil Ceylan, Polis Memuru Ömer Kesinci’ye ait el yazması belge hazırlatarak Hizbullah hücre evinde saklattığı da iddia edildi. Hazırlanan belgede Diyarbakır Emniyet Müdürüne yapılan suikastın bir benzeri de Batman Emniyet Müdürüne de gerçekleştirileceği dair notlar kaydedildi. Bir süre sonra TEM ve İstihbarat şubenin ortaklaşa yürüttüğü Hizbullah-İlim örgütüne yönelik operasyonda polislerin hazırladığı belge hücre evinde bulundu. Belgeyi terör örgütünün hazırladığının algısı yaratıldıktan sonra cemaate mensup Şube Müdürü Cemil Ceylan Emniyet tarafından ödüllendirilip terfi ettirildi. Cemaatin bu gibi olaylarla kendine yakın polisleri bu şekilde parlatıp terfi ettirildiklerine vurgu yapan Altınlı, “Olaydan sonra Hizbullah Hücre evine baskın yapan cemaatçi polisler, Hizbullah’ın Gaffar Okkan suikastını işledik. Batman Emniyet Müdürünü de vuracağız gibi bilgilerin yer aldığı el yazması belgeleri bulmuş gibi yaptılar. Operasyon sonrası dönemin Başbakanı tarafından aranarak tebrik edilen ekip, hem komplo kurdu hem de terfi adlı” açıklamalarında bulundu."
SUİKASTLA İLGİLİ 2012 YAPILAN ŞOK AÇIKLAMALAR!
Davada Okkan suikasti için ortaya atılan iddialarla ilgili Milliyet gazetesinden Esra Alus’un haberinde gizli tanık ifadeleri yer aldı. “Ergenekon davasında dinlenen tanıklar ve gizli tanıklar, Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ın 2001 yılında uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybetmesine ilişkin çeşitli beyanlarda bulundu.
Tanık ve gizli tanık anlatımlarına göre Okkan’ın öldürülüşü hakkında söylenenler şöyle:
Eski Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Bülent Orakoğlu: “Bu işi Hizbullah’ın yaptığı kanaatinde değilim. Devletin derin yapısı içinde yapılmış olabilir. Hizbullah ise böyle bir eylemi yapabilecek kapasitede değildi.”
Emekli Jandarma İstihbarat Binbaşı Zahit Engin: “‘Okkan cinayetini de Zahit Engin işledi’ diyorlar. Bu iddialar yüzünden yarın öbür gün torunlarım benden nefret edecek.”
Eski Yüzbaşı Özcan Tozlu: “Levent Göktaş ile bir konuşmamda ‘Okkan işini keşke yapmasaydık’ dedi. Ben de ‘Siz mi yaptınız? Nasıl hesap vereceksiniz?’ dedim. O da, ‘Oğlum Allah’a nasıl hesap vereceğiz’ dedi. Okkan suikastından birkaç ay sonra Kayseri’den kalkarak Malatya’ya giden CASA tipi askeri uçak düştü. Uçaktaki ekip Okkan suikastında görev alan ekipti.”
Şemdin Sakık (Gizli tanık Deniz): “Okkan’a yapılan eylem, dünyanın hiçbir yerinde bu kadar yağdan kıl çekercesine, hedefi yüzde yüz vuran eylem görülmemiştir. Cezaevinde yan koğuşumda Hizbullah lideri kalırdı. Havalandırmadan konuşurduk. ‘Bilmiyoruz’ diyorlardı. PKK’nın bile bu kadar başarılı bir eylemi olmamıştır. Her faili meçhul cinayet yüzde yüz devlet desteklidir.”
Gizli tanık Ahmet: “Okkan’ın şehit edilmesi olayını Hizbullah örgütü ve PKK tarafından yapılamayacağını düşünüyorum. Devletin içinde bazı güçlerin yardım etmesi gerekir. Hizbullah örgütünü, devletin içindeki bir güç tarafından kurulup, yönlendirildiğini ve korunduğunu düşünüyorum.”
Gizli tanık İlkadım: “2000’de Diyarbakır’a gittim. O zaman Levent Ersöz İl Jandarma Alay Komutanı’ydı. Bazı uzman çavuş ve astsubayları çağırdı ve ‘Diyarbakır’da çok önemli bir göreve gidiyorsunuz’ dedi... Şehirde 3’ü asker, 7 kişi lav silahı ve tüfeklerle bizden ayrıldı. 20 dakika sonra silah sesleri duydum. O gün Okkan’ı öldürdüklerini sonradan öğrendim.”
Okkan ve 5 polis hayatını kaybetmişti Diyarbakır Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan, 24 Ocak 2001 günü Emniyet Müdürlüğü binasından ayrıldıktan hemen sonra Sezai Karakoç Bulvarı’nda makam aracının içinde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Saldırıda Okkan’ın yanı sıra dönemin Sağlık Bakanı Osman Durmuş’un yeğeni Atilla Durmuş, Mehmet Sepetçi, Mehmet Kamalı, Sabri Kün ve Selahattin Baysoy adındaki beş polis memuru da yaşamını yitirmişti.
KAYNAK: NAZiLLi YENİ HABER - VEYSEL KARAHAN