Karaman’ın Ermenek ilçesinde 28 Ekim 2014 tarihinde meydana gelen ve 18 işçinin hayatını kaybettiği maden faciasıyla ilgili açılan davanın ilk duruşmasına ara verildi, avukatlar açıklamalarda bulundu.
Adliye önünde açıklamalarda bulunan Has Şekerler Madencilik Şirketi’nin sahibi Saffet Uyar’ın avukatı Şeref Han, “Maden ocağının, sahanın sahibi ve fenni teknik nezaretçi, bunun dışında birkaç sanık daha var yargılanıyor. Onun dışında da acısı olan evlatlarını yitirmiş şehitlerimizin aileleri var ama içeride bir tek taraf var. Ekmeğini toprağın altından kazarak çıkaran insanlar. Kader birliği yapmış insanlar var. Madencilik sektörü başka sektörlere benzemez. Madenciler de kendilerini sanayici filan diye de tanıtmaz. Birlikte işçisi, mühendisi, birlikte toprağı kazarak, toprağın altından ekmek parasını kazanırlar. En azından böyleydi Türkiye’de bu. Bu kaza aynı tarafın, hepsi buradaysa bu olayın sorumlusu, 18 evladımızın ölümünün sorumlusu nerede. İşte içerideki bugün içeride sanık olarak yargılanan ve katılan olarak orada bulunan herkesin ortak feryadı bu. Evlatlarımızın ölümünün sebebi nedir? Ölüme sebebiyet veren insanlar nerdedir, kimdir. Bu soru mahkemede başladı ama Türkiye Cumhuriyeti asla bu soru cevap buldu diye düşünmesin, cevap bulmadı. Dosya terfik edildi ikiye bölündü, yani ben bir şey demiştim, maden işletmeleri her sene nerede ne şekilde imalat yapacaklarını Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne bildirirler ve bunun mutlaka uyarılması gerekiyordu. Buradaki insanlar işçisiyle, çavuşuyla bakın tekrar söylüyorum, içeride yüreğim dayanmadı, insanlar tepki veriyorlar, kendi insanlarına da tepki veriyorlar. Çünkü acıları var. Bu insanların acılarının dinmesi için gerçek sorumluların mutlaka bulunması lazım. Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü hakkında yani bu kazanın asıl sorumlusu olduğu, bilirkişi raporuyla tespit edilmiş kişiler hakkında bir soruşturma devam ediyor. Ancak idarenin onların soruşturulmasına izin vermesi gerekiyor ve buraya bu toprağın insanlarının birbirine kırdırılmak için karşı karşıya getirilmesi değil. Bir daha bu toprağın çocukları ölmesin diye bu işin asıl sorumlularının mutlaka getirilmesi gerekiyor. Şu anda içeride acısı nedeniyle yüksek sesle bağıran anneler var. Eşini kaybetmiş insanlar var. Bu taraftan geldiğiniz andan itibarense benim oğullarım öldü ama benim acımı anlatacağım kimse yok, muhatabım yok diyen, bir işveren var.
Bakın gazetecisiniz lütfen gidin Ermenek Cezaevi ziyaretçi defterine bir bakın, Allah rızası için sizden bunu talep ediyorum. Ziyaretçi defterinde Saffet Uyar’ın neredeyse bütün maden şehit aileleri tarafından ziyaret edildiğini göreceksiniz. Biz de ölen taraftayız, öldürülen taraftayız, acı çeken taraftayız. Müvekkilim yargılanıyor, yargılanmalı mı, evet yargılanmalıdır. Onula birlikte asıl sorumlu olan kim varsa onlar da yargılanmalıdır” dedi.
“BİZ BU DAVANIN SONUNA KADAR TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”
Müşteki avukatlarından Gülşen Uzuner de, “Herkes acılarımızı paylaştığını söylüyor. 2010 yılından beri bir dolu su basması defterlere bile işlenmemiş. İmalat haritaları kimsede yok. Hepsi yalan söylüyorlar. Hepsi biliyor. Ruhsat sahibi firma da biliyor. Redevansçı firma da biliyor. Zaten 3 tane aile var Ermenek’te ve bunlar 67 yılından beri madencilik yapıyorlar. Bunları özellikle saklamak var, özellikle defterleri işlememişler. Su basmış 5 günde çıkarmışlar 24 bin ton suyu. Şimdi hepsi birilerine sorumluluk atacaklar ve biz de izleyeceğiz. Maden katliamlarında, buna iş kazası demiyoruz. Bilerek isteyerek yapılmış işler. Niye daha fazla para kazanalım. Hepsinin üretimi durdurmaya yetkisi var. Biz bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağız” şeklinde konuştu.
Müşteki avukatlarından Caner Durak ise, “İşin özeti şu; birçok hukuka aykırılık var ama özünde redevansçı şirket ve ruhsat sahibi şirket 20 bin dolarlık sondaj makinesini almayı 18 işçinin canına tercih etmişler. Bizim gördüğümüz açık gerçek budur” diye konuştu.