Ankara'daki kritik görüşmenin ardından gözler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan gelecek açıklamalara çevrildi. Erdoğan, dün Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve MİT Başkanı İbrahim Kalın'ı Beştepe'de kabul etti. Toplantıda, Ayhan Bora Kaplan suç örgütü soruşturması ve 3 üst düzey polis müdürünün açığa alınmasının görüşüldüğü ifade ediliyor. Son olarak İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da FETÖ taktikleriyle Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükümet ve siyasilere, sosyal medya destekli "oyun kurmaya" çalışanların oyunlarını da tuzaklarını da yerle bir edeceklerini bildirdi.
Merakla beklenen AK Parti grup toplantısında Erdoğan açıklamalarda bulunuyor. Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Bizi örselemeye çalışanlara inat, üstat Necip Fazıl’ın ifadesiyle 'Yolumuza pekleşe pekleşe devam ediyoruz.'
İstişare toplantımızı önümüzdeki haftalarda gerçekleştiriyoruz.
Milletvekillerimizle 7-8 Haziran, belediye başkanlarımızla da 1-2 Temmuz’da bir araya geleceğiz. Önümüzdeki döneme dair yol haritamızın şekilleneceği toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Her kongre sürecini kadrolarımız arasındaki bir bayrak yarışı olarak görüyoruz. Yorulan arkadaşlarımız varsa, hatası, kusuru olanlar varsa, kardeşlik hukukumuzu koruyarak onları dinlenmeye alacağız. Yeni heyecanlı, dinamik arkadaşlarımızla yolumuza devam edeceğiz. Kurulduğumuz günden beri yenilenerek, tazelenerek geliyoruz. İnşallah bundan sonra da aynı çizgide hareket edeceğiz.
Öğretmenlere yönelik şiddetle mücadelede yasal zeminin güçlendirilmesine ihtiyaç duyuyoruz. Meclis tatile girmeden yasal düzenlemeleri çıkarmamız gerekiyor.
Sivil Anayasa iradesinin günlük siyasetin, geçici tartışmalarına kurban edilmemesi kanaatindeyiz. Acele etmeden ama çok da uzatmadan somut adımlar atılması gerektiğini düşünüyoruz. Sonuna kadar uzlaşmacı tavrımızı koruyacağız. Önümüzde 4 yıl var. Ülkemizi yeni seviyelerle, yeni rekorlarla buluşturacağız.
Türkiye’nin gelecek asrına eserlerimizle biz istikamet çizeceğiz. Şunu unutmayalım; 14 Mayıs seçimlerinde aziz milletimiz iktidar olma yetkisini bizlere tevdi etmiş, 10 ay sonra da bizlere ikazda bulunmuştur. 31 Mart seçimleri bir güven oylaması değildir. Seçmenin ülkenin idaresine ilişkin tercihlerinde bir kırılma olmamıştır. Önce 14 Mayıs’ta, iki hafta sonra 28 Mayıs’ta seçmen kararlı bir şekilde hükümeti Cumhur İttifakı’na emanet etmiş, yerel seçimde tercihini sandığa farklı şekilde yansıtmıştır. Bu ikisini birbirinden ayırmak durumundayız. 31 Mart’ta milletin verdiği mesajı aldık. Milletin AK Parti’den desteğini çektiğini zannedenler, fena halde yanılırlar.
"Kadrolarımızda milletin mesajını yanlış okuyanlar varsa..."
Hiç sağa sola bakmadan, işimize kilitlenecek, milletimizin yüklediği emanetin hakkını vereceğiz. Kadrolarımızda milletin mesajını yanlış okuyanlar varsa, atalete ya da tembelliğe tevessül edenler olursa onlarla yollarımızı ayırırız.
"Bürokratik vesayete izin vermeyeceğiz"
Son dönemde gündeme gelen tüm hadiseyi tüm boyutlarıyla takip ediyoruz. Bürokratik vesayete izin vermeyiz. Kanunun dışına çıkan, marazı olan kim varsa hukuk zemininde mutlaka hesabını soruyoruz. Ülke ve millete karşı vazifesini yapmamasının hiçbir bahanesi olamaz.
Bize süre biçenler oldu, bize gazete manşetlerinden ömür biçenler oldu. Korkanlar, ürkenler hırslarına yenilenler oldu. Onlar şimdi yoklar, unutulup gittiler. Biz buradayız. Dimdik sapasağlam ayaktayız. Dava burada, yarın da burada olacak. Mevla ömür, milletimiz de yetki verdikçe burada olmaya devam edeceğiz.
Önceki hafta sayın Özgür Özel’i AK Parti Genel Merkezi’nde kabul ettikçe. Kendisiyle verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Türkiye’de siyasetin bir yumuşamaya ihtiyacı var ve biz bu konuda üzerimize düşeni yapıyoruz. Biz hiçbir zaman kutuplaşmanın tarafı olmadık. Hiçbir ayrım yapmadan 85 milyonun tamamını kucakladık. Milletimizin her bir ferdini ortak paydada bulaştırmak için mücadele verdik.
FETÖ’ye diyet borcunu ödemek için Yenikapı ruhunu baltalayanlar görüyoruz ki asla boş durmuyor. Siyasetteki tüm sermayesi insanları ayırmak olanların nereye varmaya çalıştığının idrakindeyiz. Kuklayı da kuklacıyı da çok iyi biliyoruz. Partimizin kapıları, ilkeleri ilkelerimizle örtüşen herkese açıktır. Biz milletimizin çıkarları için kin tutarız ama siyasette kin kavramını asla kabul etmeyiz. İhanete varmayan her dostluk bizim için bakidir, yeter ki samimiyet olsun, ülkeye ve millete hizmet derdi olsun. Diğer her şey bir şekilde her yoluna koyulur. Fitne ve nifak odaklarına kesinlikle göz açtırmayacağız. Cumhur İttifakı daha da güçlenerek yoluna devam edecek.
Hitler Yahudi Soykırımı’nı yaparken yalnız değildi. Avrupa’daki pek çok ülke Hitler’i destekliyordu. Hitler soykırım yaparken kendini çok kudretli hissediyordu. Yenilmez hissediyordu. Ne oldu? Kafasına bir kurşun sıktı, yanmış cesedi sığınağında bulundu. Er ya da geç Gazze Kasabı Netanyahu’yu ve onunla birlikte soykırıma ortak olanları da aynı akıbet bekliyor. Göreceksiniz döktükleri her damla kanın hesabını mutlaka vereceler.
Türkiye giderek bir çekim merkezi haline gelmektedir. Kimin nereye varmak istediğini gayet iyi biliyoruz. Bunlara bugüne kadar boyun eğmedik, bundan sonra da geri adım atmayacağız.
Her zaman söylüyorum; korkaklar zafer anıtı dikemez. Ne yarım asrı bulan siyasi hayatımızda ne de 21 yılı aşan iktidarlarımız boyunca korkanlardan, kaçanlardan olmadık. Gün oldu vesayetçilere meydan okuduk. Gün oldu eli kanlı terör örgütlerine meydan okuduk. Gün oldu emniyet, yargı ve ordu içinde yuvalanmış FETÖ’cü alçaklara meydan okuduk. Vatanımızın bekasına, milletimizin istiklaline kim kastederse bundan sonra da karşılarında dimdik durmaya devam edeceğiz."