Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Filyos'ta "Karadeniz Gazı Denize İlk Boru İndirme ve Kaynak Töreni"ne katıldı.
Burada yaptığı konuşmada, bugün Türkiye'nin şu ana kadar en büyük doğal gaz keşfi olan Karadeniz gazında kritik bir safhaya daha ulaşmanın heyecanını yaşadıklarını belirten Erdoğan, 2 yıl önce müjdeyi açıkladıklarında bir hedef belirlediklerini ve yerli gazın 2023'te milletin hizmetine sunulacağını ifade ettiklerini anımsattı.
Aradan geçen zaman zarfında yoğun bir mesai yürüttüklerine dikkati çeken Erdoğan, Fatih'in keşfinin ardından Yavuz ve Kanuni sondaj gemilerinin de Karadeniz'e intikal ettiğini, bu gemilerin Fatih'in açtığı sondaj kuyularının alt ve üst tamamlama operasyonlarını gerçekleştirdiklerini bildirdi.
Deniz tabanı etüt çalışmalarını bitirirken teslimatı uzun sürecek ekipmanların siparişlerini de verdiklerini ve teslimatları almaya başladıklarını dile getiren Erdoğan, geçen yıl temelini attıkları doğal gaz işleme tesisinin inşasının süratle devam ettiğini söyledi.
"Sakarya Gaz Sahası pik üretime inşallah 2026'da ulaşacaktır"
Yavuz sondaj gemisinin, açılan kuyulardaki gaz akışını ölçecek kuyu başı vanalarını ve kuyu içi akıllı vana sistemlerini yerleştirdiğini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geçtiğimiz hafta sığ deniz kısmına boru serimi ve montajını yapacak gemi Türkiye'ye ulaştı. Bugün 'Bismillah' diyerek ilk boruları denize indiriyor, ardından da ilk kaynağımızı yapıyoruz. Derin deniz tarafında da inşallah ilk kaynağı önümüzdeki ay vuracağız. Sadece deniz tarafında bu çalışmaları yapmakla iş bitmiyor, derin denizde inşa edeceğimiz boru hattıyla eş zamanlı olarak doğal gazı milli iletim şebekemize taşıyacak karadaki 211 kilometrelik boru hattının yapımına da başlıyoruz. Gaz karaya gelince işlenecek, ayrıştırma işlemleri yapıldıktan sonra belirli bir basınçla milli doğal gaz iletim sistemimize aktarılacak.
Bu projenin ilk etabında doğal gaz işleme tesisine gelen gazın ölçümlenmesi için Batı Karadeniz Gaz Ölçüm İstasyonu'nu ve 36 kilometrelik Batı Karadeniz Doğalgaz Boru Hattı Faz-1'i inşa ediyoruz. İnşallah buradaki çalışmalarımızı kasım ayının ilk haftalarında tamamlıyoruz. Böylece 2023'ün birinci çeyreğinde ilk fazda üretilecek günlük 10 milyon metreküp doğal gazı milli iletim sistemimize aktarmış olacağız. Sakarya Gaz Sahası pik üretime inşallah 2026'da ulaşacaktır. Sahada açılacak 40 kuyuyla birlikte günlük gaz üretim kapasitemizi 40 milyon metreküpe çıkarmayı hedefliyoruz."
"Her hizmeti engelleme gayretlerine rağmen hayata geçirdik"
Sahadaki üretim artışına paralel olarak karadaki doğal gaz taşıma kapasitelerini de artıracaklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin son 20 yılda elde ettiği her kazanımın gerisinde tıpkı burada olduğu gibi çok büyük bir emek, sabır ve gayret vardır. Bugünlere birilerinin ihsanıyla değil canhıraş şekilde mücadele ederek, ter dökerek geldik. Eğitimden ulaşıma, ticaretten savunma sanayine, sağlıktan çevreye bütün alanlarda hedeflerimizi gerçekleştirebilmek için çok çalıştık. Dört bir yanda sayılarını 26'dan alıp 57'ye çıkardığımız havalimanlarını, ülkemizin her köşesinde hizmete açtığımız 128 millet bahçesini, toplam 25 bin yatak kapasiteli 19 modern şehir hastanemizi, dünyanın satın almak için sıraya girdiği insansız hava araçlarımızı, akıl ve vicdan sahibi herkesin gıptayla baktığı otoyolları, tünelleri, köprüleri, barajları velhasıl milletimize kazandırdığımız her hizmeti engelleme gayretlerine rağmen hayata geçirdik."
Zonguldak'ın merkezindeki tünelleri ve kavşakları yapmanın da kendilerine nasip olduğunu belirten Erdoğan, "Kimi zaman bürokratik oligarşiyle, kimi zaman vesayet odaklarıyla, kimi zaman terör örgütleriyle, kimi zaman 'istemezükçü' muhalefet anlayışıyla mücadele ettik ama her defasında ya bir yol bularak ya da bir yol açarak milletimizi asırlardır hasretini çektiği yatırım ve eserlere kavuşturduk." değerlendirmesinde bulundu.
"Çok yönlü bir yıpratma kampanyasına maruz kaldık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyadaki her ekonomi için stratejik önemi haiz enerji meselesinde de benzer süreçlerden geçtiklerine işaret ederek, "Ülkemizin enerji potansiyelini kullanarak bu alanda dışa bağımlılıktan kurtulma niyetimizi ilk açıkladığımızda birileri bundan rahatsız oldu. Çok yönlü bir yıpratma kampanyasına maruz kaldık. Yurt dışındaki malum odaklardan önce en büyük tepkiyi maalesef içimizdeki muhalefet partileri gösterdi. Ne dediler? 'Yapamazsınız', bize 'Ülkenin kaynaklarını heba ediyorsunuz' dediler, bizi hayalcilikle, bizi maceraperest olmakla suçladılar. Sismik arama ve sondaj faaliyetlerimize Rumların tezleriyle karşı çıktılar. Doğu Akdeniz ve Karadeniz'deki çalışmalarımıza olmadık iftiralar attılar." diye konuştu.
Türkiye'nin 4 sondaj gemisi ve 2 sismik araştırma gemisi bulunduğunu anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bunlar öyle kolay kiralanan gemiler değil ama artık bunlar kendimize ait. Şimdi kendi gemilerimizle hem sismik araştırmayı hem sondaj çalışmalarını yapar hale geldik. Ülkenin ve milletin menfaatinin söz konusu olduğu milli bir meselede Türkiye'nin hak ve hukukunu savunma cesareti sergileyemediler. Özellikle bundan 2 sene önce Karadeniz gazının müjdesini verdiğimizde bu hazımsızlığın adeta zirve yaptığını gördük. 'Her seçim öncesinde gaz keşfediyorlar' diyen aklıevveller oldu, 'Keşfettiler ama kesinlikle çıkaramazlar' diyen felaket tellalları zuhur etti. Gazın ekonomimize hiçbir fayda sağlamayacağını iddia eden sözde ekonomistler ortaya çıktı. Daha bunun gibi ahlak ve vicdan dışı pek çok ithamla karşılaştık. Biz bunların hiçbirine kulak asmadık, hiçbirine eyvallah etmedik. Atalarımızın 'Sen doğru ol, kem belasını bulur' sözünden ilham ve güç alarak çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürdük."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ve halefi Fatih Dönmez'in bu süreçte büyük bir gayret sarf ettiklerini belirterek, "İşte bugün o dirayetli duruşumuzun ve sabrımızın meyvelerini topluyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede yaşanan son gelişmelerin Türkiye'nin Karadeniz'de yaptığı bu keşfin stratejik önemini daha da artırdığını söyledi.
Rusya ile Ukrayna arasında başlayan sıcak çatışmalarla birlikte tüm dünyada petrol ve gaz fiyatlarının tarihi zirvelerine ulaştığına işaret eden Erdoğan, "Sadece gaz ithal eden ülkeler değil, bu fahiş fiyat artışlarından hidrokarbon üreticisi ülkeler de olumsuz etkilendi. Mesela dünyanın en büyük petrol üreticilerinden olan Amerika'da fiyatlar, kimi eyaletlerde üç katına varan oranlarda yükseldi." dedi.
Enerji fiyatlarındaki tırmanmanın enflasyona da yansıdığını, gelişmiş ülkelerde enflasyon oranlarının son 40 yılın en yüksek seviyelerine çıktığını belirten Erdoğan, şu an küresel ekonominin temel sorununun, sürdürülebilir ve güvenilir bir şekilde enerji arzını sağlamak ile enflasyonu dizginlemek olduğunu ifade etti.
Ülke olarak fiyatların, küresel ölçekte bu denli arttığı bir dönemde vatandaşları korumak için destek mekanizmalarını devreye aldıklarını anlatan Erdoğan, konutlarda kullanılan doğal gazın fiyatında yüzde 75'e varan düzeyde sübvansiyon sağladıklarını, halen de belirli bir oranda sübvansiyona devam ettiklerini bildirdi.
Erdoğan, ayrıca küresel riskleri minimalize etmek için yoğun çaba harcadıklarını belirterek, "Enerjide bir taraftan tedarik kaynaklarımızı çeşitlendirirken diğer taraftan da ülkemizin potansiyelini tam manasıyla ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Yakın çevresi zengin hidrokarbon kaynaklarıyla dolu bir ülke olarak, altına bakılmadık taş, deşmedik yer bırakmamakta biz kararlıyız." diye konuştu.
"Kendi sondaj filosuna sahip dünyanın sayılı ülkelerinden biri haline geldik"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce kiralama veya benzeri yöntemlerle yürüttükleri arama sondaj çalışmalarını kendi imkanlarıyla sürdürmeye karar verdiklerinin altını çizdi.
Bu amaçla şimdiye kadar 3 sondaj gemisi ile 2 sismik araştırma gemisini envantere kattıklarını ve sondaj gemilerini son dönemde attıkları bir adımla 4'e çıkardıklarını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Böylece kendi sondaj filosuna sahip dünyanın sayılı ülkelerinden biri haline geldik. Mevcutla yetinmiyoruz, yeni gemilerle filomuzun gücüne güç katmaya devam ediyoruz. Bir süre önce yeni nesil teknolojiye sahip bu dördüncü gemimizle filomuzu çok çok güçlü hale getirdik. Az önce arkadaşlarımızla şöyle bir değerlendirme yaptık, dedik ki bu dördüncü sondaj gemimizin adını ne verelim? Yaptığımız değerlendirme neticesinde bu bölgede Sultan Abdülhamid, yapmış olduğu çalışmalarla özellikle sismik araştırma, sondaj çalışmalarıyla bir döneme aslında ismini vermiş. Dedik ki bu geminin adını Abdülhamid Han olarak belirlediğimizi açıklayalım. Şu anda Mersin Taşucu Limanı'nda sondaj öncesi teknik hazırlıkları yapılıyor. İnşallah bu gemimizin de göreve başlamasıyla çalışmaları çok daha hızlı, verimli ve etkin bir şekilde gerçekleştireceğiz. Dördüncü sondaj gemimizin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Tıpkı Fatih gibi bu gemimizin de vereceği müjdeli haberlerle ismini milletimizin gönlüne yazdıracağına inanıyorum."
"Biz ne kimsenin hakkına el uzatırız, ne de haramilere hakkımızı yediririz"
Erdoğan, üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olarak sadece Karadeniz'de değil Doğu Akdeniz'de de mevcudiyeti hissettirdiklerini vurguladı.
Türkiye ve Kıbrıs Türkleri'nin buradaki hidrokarbon kaynakları üzerinde var olan müktesep haklarını her platformda savunduklarının altını çizen Erdoğan, ülkenin bu meseledeki duruşunun şüpheye yer bırakmayacak şekilde net olduğunu bildirdi.
"Biz ne kimsenin hakkına el uzatırız, ne de haramilere hakkımızı yediririz. Bizim olanın, zorbalıkla tehditle ayak oyunlarıyla bizden kopartılmasına asla izin vermeyiz." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biz enerjiyi bir gerilim ve çatışma alanı değil, bölgesel iş birliğinin anahtarı olarak görüyoruz. Bu anlayışla bölgedeki aktörlerle iş birliği yolları geliştirmeye çalışıyoruz. Önümüzdeki dönemde yürüttüğümüz temasların müspet neticelerini hep birlikte görmeye başlayacağız. Türkiye'yi, enerji arz güvenliği sorununu tamamen çözmüş bir ülke yapıncaya dek mücadelemize çok yönlü bir şekilde devam edeceğiz. Ülkemizin yeri doldurulamaz konumu anlaşıldıkça, şu an siyasi sebeplerle iş birliğine soğuk bakanlar da mutlaka politikalarını değiştireceklerdir. Unutmamalıdır ki Karadeniz gazının miktarı kadar tamamen yerli imkanlarla bizim böyle tarihi bir keşfe imza atmamız da önemlidir.
Karadeniz'deki keşifle birlikte milletimiz, 1. Dünya Savaşı'nın sebep olduğu büyük bir travmadan kurtulmuştur. 2023 yılının ilk çeyreğinden itibaren doğal gazın hanelerde kullanılmaya başlanmasıyla önemli bir psikolojik eşik daha aşılmış olacaktır."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Karadeniz Gazı Denize İlk Boru İndirme ve Kaynak Töreni'nin hayırlı olmasını diledi, projenin hayata geçmesinde emeği olan başta enerji bakanlarına, mühendisinden işçisine kadar herkese teşekkür etti, çalışmalarında başarılar diledi.
Notlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tören öncesinde yetkililerden çalışmalara ilişkin bilgi aldı.
Konuşmaların ardından Castoro 10 gemisine canlı bağlanıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gemideki personele verdiği talimatla Sakarya Gaz Sahası'nı karaya bağlayacak 170 kilometre uzunluktaki boru hattının ilk deniz kaynağı yapıldı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Sakarya Gaz Sahasında bulunan ve müjdelenen Tuna-1 sondaj kuyusunda keşfi yapan matkap ucunu günün anısına Cumhurbaşkanı Erdoğan'a takdim etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hediye takdiminin ardından, "Bu kadar önemli bir hatırayı bugünün anısı olarak kabul ettik ve bizler de bunu ya Millet Kütüphanesi'nde ya Külliye'de ya da Cumhurbaşkanlığı Müzesi'nde değerlendiririz." dedi.
Törene, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Ticaret Bakanı Mehmet Muş, AK Parti TBMM Grup Başkanvekili Yılmaz Tunç, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Hamza Dağ, Vedat Demiröz, Çiğdem Karaaslan, Mustafa Şen, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Köksal Toptan ve milletvekilleri de katıldı. (AA)