Serbes, sosyal medya hesabında yayımladığı fotoğraftaki notta, kazaya karışan otomobili kendisinin kullandığını, yaşadığı şokla itiraf edemediğini, kazayı üstlenen arkadaşının cezaevinde kendisinin yerine tutuklu bulunduğunu, vicdan azabı çektiğini belirterek, "Teslim oluyorum. İtirafımdır." yazılı mesaj paylaştı. Notu paylaşmasının ardından Torbalı Cumhuriyet Başsavcılığına başvuran Serbes, işlemlerinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Serbes'in sorgusunda sosyal medyada paylaştığı nottaki ifadelerini tekrar ettiği ve "Yaptığım suçu kabul ediyorum, yaptığımın bir suç olduğunu biliyorum ve verilecek her türlü cezaya razıyım." ifadelerini kullandığı öğrenildi.
TUTUKLANIRKEN BÖYLE DEDİ: YERE BATSIN EMRAH SERBES
Emrah Serbes, jandarmalar eşliğinde cezaevine götürülürken "Yakınlarından özür dilerim. Hiçbir şey bir genç kızın hayatı etmez. Yere batsın Emrah Serbes. Emrah Serbes, sonunda T yok. Bundan sonra benim sonumda hiçbir şey yok. Ömür boyu bu vicdan azabıyla yaşayacağım. Keşke ben ölseydim o kazada. Çok özür dilerim herkesten" dedi.
BABA VE KIZI HAYATINI KAYBETMİŞTİ
İzmir-Aydın otoyolunda 34 NT 5005 plakalı otomobil, Torbalı kavşağı yakınlarında Ayhan Özçelik (59) idaresindeki 35 TV 9335 plakalı otomobille çarpışmış, sürücü Özçelik ile 16 yaşındaki kızı Zeynep Özçelik kaza yerinde yaşamını yitirmiş, eşi Nilgün Özçelik ise ağır yaralanmıştı.
Sağlık ekiplerince Torbalı Devlet Hastanesine kaldırılan anne Özçelik, sevk edildiği Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesindeki yoğun bakım ünitesinde tedavi görüyordu.
34 NT 5005 plakalı otomobili kendisinin kullandığını söyleyen Kenan Doğru gözaltına alınmıştı.
İŞTE, EMRAH SERBES'İN İTİRAF MEKTUBU:
“22.09.2017 tarihinde İzmir-Aydın otobanında meydana gelen kazanın sorumlusu benim. Bu kazada aynı aileden bir baba-kız hayatını kaybetti, anne ise yoğun bakımda. Ölen genç kız, bir çocuk, 16 yaşında. Hiçbir şey bir genç kızın hayatından daha değerli değildir.
Bir rampanın ardından birden önümüze çıkan araca çarpmamak için elimden gelen bütün çabayı sarf ettim. Kaygan zemin nedeniyle yavaşlayamadığımdan direksiyonu bariyerlere kırdım. Ama çarpışmanın önüne geçemedim. Bariyerleri aşarak üç-dört takla attık ve sonunda demir tellere takılarak durduk. Açılan hava yastıkları ve aracın güvenlik sistemi nedeniyle kazayı hafif sıyrıklarla atlattık. Kaza esnasında yanımda oturan arkadaşım Kenan Doğru ile birlikte aracın sunroof’undan çıktık ve diğer aracın yanına gittik.
Araçtakilerin nabızlarına baktım anne hâlâ hayattaydı. 112’yi aradık ama ambulans olay yerine çok geç geldi. Araçtan fırlayıp yolun kenarında yatan genç kızı görünce kendimi kaybettim ve bu şok nedeniyle olay anında kazayı üstlenemedim. Kazayı yanımda oturan arkadaşım Kenan Doğru üstlendi. Şu an suçsuz olduğu halde cezaevinde yatmaktadır. Kenan’ı Beşiktaş tribününden tanırım, senelerce birbirimizi kolladık. Bu hadise nedeniyle hiç kimseye bir şey söylemeden sonuna kadar cezaevinde benim için yatabilecek bir insandır. Ama aradan günler geçtikçe bu vicdani sorumluluğu kaldıramayacağımı anladım. Savcılığa geldim ve kendim teslim oluyorum. Hayatını kaybedenleri geri getirmeyecek olsa da cezam neyse çekmeye hazırım. Hayatını kaybedenlerin yakınlarından özür dilerim. Keşke bu kazada ben ölseydim. Hayatı boyunca haktan, hukuktan, adaletten bahsetmiş biri olarak bundan sonra doğan her gün benim için azap olacak. Suçun cezasından kaçabilirsin ama vicdanın azabından kaçamazsın.”