Ankara’dan gelen bir grup Sivil Toplum Kuruluşu (STK) temsilcisi, Diyarbakır’da, 5 Haziran’da patlamanın meydana geldiği yerde açıklama yaparak, kentte son dönemde çıkan olayları kınadı.
Ankara’dan gelen ve aralarında KESK bileşenleri ile İHD, HYD, İHAT, İHGD ve TİHV temsilerinin de bulunduğu bir grup STK temsilcisi, İstasyon Meydanı’nda toplandı. Grup, patlamanın olduğu yere karanfiller bıraktıktan sonra basın açıklaması düzenledi.
İlk açıklamayı okuyan KESK Genel Başkanı Lami Özgen, Ağrı Tendürek provokasyonunu, Mersin Adana bombalamalarını, Bingöl’deki seçim aracı şoförünün işkence yapılarak 30 kurşun ile katledilmesini, Erzurum’da aracı ile birlikte şoförünün yakılmasının, 5 Haziran Diyarbakır Katliamının ve son olarak 9 Haziran’da Diyarbakır’da gerçekleşen infazların, aynı planın ve tezgahların parçaları olduğunu düşündüklerini söyledi. Maşalar ve tetikçiler kim olursa olsun arkasındaki organizatörün aynı olduğunun, gelişmelerden anlaşıldığını savunan Özgen, "Tercihini barıştan ve halkların kardeşliğinden yana kullanan Diyarbakır halkı bu saldırılar ile adeta cezalandırılmak istenmektedir. Diyarbakır’da, yeni ihya-der başkanının suikastla katledilmesi sonrasında 3 vatandaşımızın öldürülmesi, ikisi ağır 8 kişinin yaralanması sokaklarda uzun namlulu silahlarla gövde gösterisi yapılması sağa sola ateş açılması ve polisin seyretmesi esnaf dükkanlarının taranması darbe öncesi günleri çağrıştırmaktadır. Bu kirli ve kanlı oyunlar amacına ulaşamayacaktır. Katledilenler, tehdit edilenler ve üzerinde oyun oynanmak istenenler, sadece Diyarbakır halkı değil, yeni bir yaşam, barış ve demokrasiden yana tercihini yapan bizler ve tüm Türkiye vatandaşlarıdır. Halkalarımız, 7 Haziran seçimlerinde otoriter ve dikta rejimine karşı özgürlükten ve demokrasiden halkların kardeşliğinden yana bir irade ortaya koymuştur. Yaşanan olaylar tüm boyutları ile açığa çıkarılarak karanlıkta kalan tek bir nokta bırakılmamalıdır" dedi.
"DİYARBAKIR HALKINA VE BARIŞA YÖNELİK SALDIRILARI KINIYORUZ"
Daha sonra konuşan İnsan Hakları Ortak Platformu Dönem Sözcüsü Ünal Kurşun ise, Diyarbakır halkına ve barışa yönelik saldırıları kınadıklarını söyledi. Kurşun, şunları söyledi:
“5 Haziran 2015 günü HDP Diyarbakır mitingine yönelik iki ayrı bombalı saldırı gerçekleştirilmesi ve bu saldırılarda 4 kişinin yaşamını yitirip yüzlerce kişinin yaralanması, 9 Haziran günü İhya-Der başkanına suikast düzenlenmesi ve hemen ardından HDP taraftarı olduğu bilinen kişilerin evlerinin basılarak infaz edilmesi ile ilgili saldırıları kınıyor, ölenlerin ailelerine baş sağlığı ve yaralılara acil şifalar diliyoruz. Seçim döneminde durdurulmuş olan Kürt sorunun çözüm sürecinin ne kadar kırılgan olduğu, bu tip provokatif saldırılar ile bir kez daha ortaya çıkmıştır. Siyasal tarafların söylem ve eylemlerine rağmen barış ve çözüm sürecinin Türkiye halklarına mal olduğu seçim sonuçları ile ortaya çıkmıştır. Halka rağmen çözüm sürecinin durdurulması mümkün değildir. Bu nedenlerle taraflar arasında diyaloğun tekrar başlatılmasını ve 25 Şubat 2015 tarihli Dolmabahçe deklarasyonuna uygun olarak tarafların barış ve çözüm sürecine kaldığı yerden sürdürmesinin gerekli olduğunu belirtmek istiyoruz. 7 Haziran 2015 seçimleri nedeni ile durmuş olan sürecin çeşitli provokatif saldırılar ile kesintiye uğratılmasına asla fırsat tanınmamalıdır. Gerek Diyarbakır’da gerekse tüm Türkiye’de seçim dönemi ve seçimden sonra gerçekleştirilen tüm saldırıların etkili bir şekilde soruşturularak faillerin açığa çıkarılmasını ve yargı önünde hesap vermelerini istiyoruz. Gerçekleştirilen saldırılar karşısında sürekli provokasyon uyarısı yaparak halkı sakin olmaya davet eden siyasetçilerin ve STK temsilcilerinin bu tutumlarını takdir ettiğimizi bu tutumun devam etmesi gerektiğini vurgulamak istiyoruz.”