Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Bankalar her fırsatını bulduklarında, üzerimize maliyet yüklüyorlar. Bankalar, unutmayın KOBİ’ler varsa, siz varsınız. Artık bu vicdansızlığı, bu hep bana, hep bana anlayışını bırakın" dedi.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB’un 71. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Gördüğünüz gibi bu sene genel kurulumuzun teması Çanakkale Zaferi. Zira tarihi değiştiren Çanakkale destanının 100. yılındayız. Varlığımızı borçlu olduğumuz Çanakkale Müstahkem Mevkii Kumandanı ve “18 Mart kahramanı” Cevat Paşa’yı, Çanakkale’de ve sonra Milli Mücadele’de canlarını ortaya koyarak bize bu vatanı kazandıran, başta “Anafartalar kahramanı” Mustafa Kemal olmak üzere, Fevzi Çakmak’ı, Kazım ve Fahrettin Paşaları, Nusrat’ın kaptanı Tophaneli Hakkı Yüzbaşı’yı, Seyit Onbaşı’yı ve kahraman Mehmetçiği rahmetle, saygıyla anıyoruz. Ruhları şad olsun” diye konuştu.
“ÇEKİN ELLERİNİZİ TARİHİN YAKASINDAN”
“Sözde Ermeni soykırımı konusunda Avrupa Parlamentosu’nun ve diğer bazı ülkelerin aldıkları kararları üzüntüyle karşılıyorum” diyen Hisarcıklıoğlu, “Bilim adamlarına, tarihçilere, arşivlere aldırmadan, siyasal kararlarla tarih yazılmasını Türk iş alemi olarak kabul etmiyoruz. Siyasetçiler tarih yazamaz, tarihin hakemliğini yapamaz. Siyaset, tarihin yeniden yazılmasıyla değil, geleceğin inşasıyla ilgilenmelidir. Buradan söylüyorum! Hiç kimse tarihi, kendi siyasetine alet etmesin! Böyle davranan siyasetçilere sesleniyorum! Çekin ellerinizi tarihin yakasından” ifadelerini kullandı.
“2015, DÜŞE KALKA YOL ALACAĞIMIZ BİR YIL OLACAK”
Hisarcıklıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ülkemize baktığımızda bizim dünya genelinden, 2 kat daha tedbirli ve dikkatli olmamız gerektiğini görüyoruz. Zira dünyadaki belli başlı jeopolitik risklerin tamamı, bizim çevremizdeki coğrafyada yaşanıyor. Düşen petrol fiyatları dış ticaret açığımızı olumlu etkilerken, ihracat, turizm, yatırım ve uluslararası müteahhitlik işlerimizi kısıtlıyor. Öncü göstergelerin çoğu, büyümede zayıf bir görünüme işaret ediyor. İç piyasada hem işler durgun, hem de tahsilatta, özellikle de çek’lerde giderek artan ölçüde sıkıntılar yaşıyoruz. Bu sıkıntıları aşmak için büyüme temposunu mutlaka artırmalıyız. Yılın ikinci yarısında, hem seçim döneminin geride kalması, hem de Avrupa’nın canlanmasıyla, iç piyasa ve ihracatın daha olumlu seyretmesini ve büyümenin hızlanmasını umuyoruz. Özetle 2015, düşe kalka yol alacağımız bir yıl olacak.”
“KÜRESEL SORUNLARIMIZA, KÜRESEL ÇÖZÜMLERİ, ANCAK G20’DE BULABİLİRİZ”
Hisarcıklıoğlu, 2015 yılının bizler için ayrı bir önemi daha olduğunu ifade ederek, “Türkiye bu sene G20’nin dönem başkanı. Hükümetimizin verdiği görevle, camiamız adına ben de, G20’nin iş dünyası kanadı olan B20’nin dönem başkanlığını yürütüyorum. Çünkü hepimiz çok iyi biliyoruz ki; küresel sorunlarımıza, küresel çözümleri, ancak G20’de bulabiliriz. Ve G20 liderlerini etkileyebilecek, küresel gündemi yönlendirebilecek çok önemli bir fırsat önümüzde. Maç bu sene bizim sahamızda oynanıyor. Küresel ekonominin kuralları, Türkiye’nin liderliğinde kurgulanıyor. Bu zamana kadar B20’de çokuluslu dev şirketlerin patronları ya da patron kulüpleri başkan olmuştu. Ama bu sene ilk defa iş dünyasının tüm kesimlerini temsil eden bir Oda camiası, yani bizler B20’ye başkanlık ediyoruz. Bu aslında camiamızın ne kadar güçlü bir küresel aktör olduğunun da, en önemli göstergesi. Görevi devralınca hemen kolları sıvadık ve çalışmalara başladık. Sadece 250-300 dev şirketin yer aldığı B20’yi, yaklaşık 1000 küresel şirketlik büyük bir ağa dönüştürdük” dedi.
“DÜNYA STANDARTLARINDA HİZMET VEREN, YANİ 5 YILDIZLI ODA-BORSA SAYIMIZI 191’E ÇIKARDIK”
Geçtiğimiz genel kuruldan bugüne kadar yapılanlara değinen Hisarcıklıoğlu, “Öncelikle yerel kalkınmaya odaklandık. Bunun için de Odalarımızın ve Borsalarımızın hizmet kapasitesini artırdık. Dünya standartlarında hizmet veren, yani 5 yıldızlı Oda-Borsa sayımızı 191’e çıkardık. Bu yıl 41 Oda ve Borsamız daha akreditasyon sürecine girdi. Böylece dünya standartlarında hizmet veren Oda-Borsa sayısı 232’ye ulaşacak. Oda ve Borsalarımızın Avrupa Birliği, Kalkınma Ajansları ile yaptıkları toplam proje sayısı 1.158, şehirlerine kazandırdıkları hibe kaynak miktarı 706 milyon lira oldu. Çay, zeytinyağı, buğday, un, pestisit ve aflatoksinde akredite laboratuvarlarımız dünyaya referans oldu. Oda ve Borsalarımız, yerel kalkınmada öncü olsun istiyoruz. Ülke ve dünya ekonomisini daha yakından takip edebilmeleri ve proje yapma kapasitelerini daha da artırmak için illerimize Akademik Danışmanlar atadık. Oda ve Borsalarımızdaki hizmet anlayışını güçlendirmek için Bilgilendirme Seminerleri başlattık. Yaklaşık 5 bin meclis üyemize 3’er günlük seminerler verdik” diye konuştu.
“GİRİŞİMCİLİK KONUSUNDA HİÇ MÜTEVAZİ OLMAYACAĞIM”
Türkiye’nin zenginleşmesi için girişimci sayısının ve kapasitesinin artırılmasına öncelik verdiklerini de kaydeden Hisarcıklıoğlu, “Girişimcilik konusunda hiç mütevazi olmayacağım. Attığımız tohum meyvesini verdi. Türkiye’nin gündemine girişimciliği sokmak için kurduğumuz Kadın ve Genç Girişimci Kurullarımız, geçtiğimiz yıl bin 300 faaliyet gerçekleştirdi. Girişimci kurullarımız, tüm illerde girişimcilik eğitimi vermeye başladılar. Girişimci olmak isteyen yeni nesille, başarılı girişimcileri bir araya getirmek, böylece destek vermek üzere, G3 Forumu’nu hayata geçirdik ve Anadolu’ya yaymaya başladık. Her yıl yaptığımız “Türkiye 100” projesi kapsamında, Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketini belirliyoruz. Gelecek vadeden bu şirketleri, Amerika’da kendi sektörlerindeki şirketlerle bir araya getiriyor, dünyaya açılmalarını kolaylaştırıyoruz. Gençlerimizin iş kurması için TOBB ETÜ bünyesinde Garaj İnkübasyon Merkezi’ni kurduk Balkanlar, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Kırım, Orta Asya’daki Türkçe konuşan girişimciler için uyguladığımız “Türkçe Konuşan Girişimciler” Programının 18. sini başlattık. Çünkü bu coğrafyalarda, kendi dilimizle daha kolay iş yapabilmek istiyoruz. İşte 21 ülkeden gelen 47 Türkçe Konuşan Girişimcimiz bu salonda! Misafirlerimize hep beraber hoş geldiniz diyelim” ifadelerini kullandı.
İleri teknolojiyi Türkiye’ye getirmeye odaklandıklarını bildiren Hisarcıklıoğlu, “Bunların yanında ileri teknolojili şirketlerin kurulması için girişim sermayesi sektörünü destekliyoruz. Bu kapsamda Hazinemizle beraber ileri teknolojiye dayanan yeni girişimlere 100 milyonlarca lira yatırım yapacak bir fonların fonunu hayata geçiriyoruz. Türkiye’de ilk defa kurulacak bu büyük fonla yeni fikri olan, hızlı büyüme potansiyeli olan KOBİ’lerimizi destekleyip, büyüteceğiz” dedi.
Hisarcıklıoğlu, Türk iş dünyasının sesinin yurtdışında daha gür çıkması için küresel ilişkilerimizi genişlettiklerini de anlattı.
“GELİN VERGİSİNİ AKSATMADAN ÖDEMİŞ OLANLARI ÖDÜLLENDİRELİM”
Genel seçimlerle ilgili konuşan Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
“1 ay sonra genel seçimler var. Bu seçimler ülkemizde daha parlak bir gelecek inşasına başlangıç olmalı. Ülkemizin yıldızını yeniden parlatmalı, reel sektörümüze yeniden heyecan vermeliyiz. Türkiye’nin yeni bir büyüme modeline ihtiyacı var. Yeniden bir yapısal reform gündemi oluşturarak, yeni bir büyüme hikâyesi yazmalıyız. Firmalarımızın yaşadığı çeşitli sıkıntılara hızlı çözümler üretmeliyiz. Seçimden sonra kurulacak yeni hükümetten ve parlamentodan da beklentilerimiz var. KKDF’nin kaldırılması, özel sektör üzerindeki girdi maliyetlerin azaltılmasını sağlayan cesur bir adımdı. Aynı cesur adımları damga vergisi, peşin vergi ve elektrikteki TRT payı için de bekliyoruz. İstihdam üzerinde yüklerin de rakiplerimiz seviyesine indirilmesi bekliyoruz. Sırtımızdaki yük kalksın, biz bu ülke için daha hızlı koşarız. Vergi sistemi mevzuatı basit ve net olmalı ki, bürokratların keyfi yorumuna muhtaç kalmayalım. Üreten, alın teri döken müteşebbisleri, bürokrasinin-denetçinin insafına bırakmayalım. Ayrıca vergisini düzenli ödeyenlere sahip çıkalım ki, herkes vergi ödemeye teşvik edilsin. Gelin vergisini aksatmadan ödemiş olanları ödüllendirelim. Yargı süreçleri mutlaka hızlandırılmalı. Zira gecikmiş adalet, adalet olmaktan çıkıyor. En basit davalar bile bir yıldan fazla sürüyor. Belirli bir tutarın altındaki ticari davalarda tahkim artık zorunlu olmalı. Son dönemde görüyoruz ki iflas ertelemesi ve iş davaları giderek daha fazla istismar ediliyor. Buna karşı da tedbir alınmalı. Belki de en önemlisi, iş adamı işini kanuna uygun yapacak. Düzgün çalışacak. Yapmadığında da hesabını verecek. Zaten veriyoruz. Peki, keyfi kararla haksız yere bir müteşebbisin hayatını karartan bürokrat niye dokunulmaz olsun. Nasıl özel sektör yaptığı hatanın bedelini ödüyorsa, bürokrat da yaptığı hatanın bedelini ödemeli.”
“BANKALAR HER FIRSATINI BULDUKLARINDA, ÜZERİMİZE MALİYET YÜKLÜYORLAR”
“Bankalar her fırsatını bulduklarında, üzerimize maliyet yüklüyorlar” ifadesini kullanan Hisarcıklıoğlu, “Eskiden sadece kredi faizleri ile oynarlardı. Şimdi bir de işlem ücreti belası çıktı. Kamu otoritesi ne kadar sınırlandırmaya çalışsa da bir yolunu buluyorlar. Bankalar unutmayın KOBİ’ler varsa, siz varsınız. Artık bu vicdansızlığı, bu ‘hep bana’, ‘hep bana’ anlayışını bırakın. Bu noktada çuvaldızı biraz da kendimize batıralım. KOBİ’lere de buradan bir çağrıda bulunmak istiyorum. Kısa vadeli günlük rutine sıkışıp kalınca insanlar gibi, şirketler de büyük resmi kaçırıyor. Yeni dönemin risklerini yönetip, fırsatlarını değerlendirebilmek için, KOBİ’lerimizin ölçeklerini, sürekli büyütmeleri gerekiyor. Bunun için tek yol birleşmek ve ortaklık kültürünü öğrenmektir. Yoksa çok şey kaybedeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
“YENİ MECLİSİMİZ AB ÜYELİK SÜRECİNİ CANLANDIRMAYA DA ODAKLANMALI”
2015 seçimlerinin Türkiye’nin yeniden ayağa kalkması için milat olması gerektiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, “Haziran’dan sonra önümüzde seçimsiz bir 4 yıl var. Bu fırsatı mutlaka değerlendirmeliyiz. Bu dönem sert tartışmaların geride kaldığı, güçlü reformların dönemi olmalı. Daha özgür ve daha zengin Türkiye için adımlarımızı hızlandırmalıyız. Öte yandan Yeni Meclisimiz AB üyelik sürecini canlandırmaya da odaklanmalı. AB üyeliği için gerekli olan iktisadi, siyasi ve sosyal kriterleri yakalamak, hepimizin ortak amacı olmalı. İhtiyaç duyulan reformlar, tüm partilerinin katılımı ve uzlaşmasıyla süratle tamamlanmalı. AB üyesi bazı ülke liderlerinin vizyonsuz, haksız, kabul edilemez tavırlarına rağmen, kendimiz için bunu başarmalıyız. Zira Türk halkı AB standartlarında yaşamaya layıktır. Biz buna inanıyoruz. Bunu da başaracağız. Her şeyin temelinde, özgürlük var, demokrasi var. O yüzden demokrasiye sahip çıkacağız. Güçlendireceğiz” şekline konuştu.