Bursa’da düzenlenen Köprüler Viyadükler Sempozyumu’nda konuşan Gülsan Şirketler Grubu Teknik Koordinatörü İnşaat Yüksek Mühendisi Altok Kurşun, “1 kilogram demir 13 milyar 771 milyon yılda oluşuyor. Hangimiz tersini yapıp 1 kilogram demiri geriye koyabiliriz. Yapıları tasarlarken ekonomik olmasına da özen göstermeliyiz. Bu dünyanın, ülkenin fazladan toprağın altına gömülecek 1 kilogram demiri yok” dedi.
3. Köprüler Viyadükler Sempozyumu’nun ikinci gününde ‘Büyük Sanat Yapıları, Estetik ve Ekonomi’ başlığında sunum yapan Gülsan Şirketler Grubu Teknik Koordinatörü Yüksek İnşaat Mühendisi Altok Kurşun, köprü ve viyadüklerde estetik ve ekonomik bakışı anlattı. ‘Taksim Meydanı’na bir heykel yapmakla bir köprü yapmak arasında bir fark yoktur’ diyen Kurşun, “Köprüler ve viyadüklerin büyük sanat yapılarıdır. Köprülerin estiği çok önemli. Sosyolog ve davranış bilimcilerinin ortak görüşü ‘pis ve çirkin yerleşim yerleri suç yataklarını oluşturur’. Estetik sosyal bir vakıa. Etik, estetik yapılan yapıların güzel olması sadece mimarlara bırakılacak bir şey değil, inşaatçıların da bu konuya yeterli hassasiyeti göstermesi önemli” dedi.
“TASARIMCILARIN HAYALLERİNE SINIR GETİRİLMEMELİ”
Güzel yapıların birbirine benzer görülmez kuralları bulunduğunu söyleyen Kurşun, köprü estetiğinin her köprünün kendisine has özellikleri ile bir bütün oluşturduğunu kaydetti. Köprü tasarımcılarının hayallerine sınır getirilmemesi gerektiğini vurgulayan Kurşun, “Bu daha önce yapıldı mı? Bunu yaptınız mı? Kim yaptı?’ sorularını yasaklamak lazım. Yeniliklere açık olmak lazım. Bunu yapmazsanız durağanlığı savunmuş olursunuz, ilerlemenin, gelişmenin önünü açmak için araştırmaya yeni fikirlere, üretmeye açık olmak gerekir” diye konuştu.
“VATANDAŞ 4 SANTİMETRELİK EĞİMİNİZİ GÖRÜR”
Yapının izleyiciler için karışık sistemlerden arındırılmış, sade olması gerektiğine dikkat çeken Kurşun, vatandaşın yapıya baktığında sadeliği ve anlaşılırlığından etkilenmesi gerektiğini vurguladı. Güzel bir yapıda renk olması gerektiğini söyleyen Kurşun, güzel köprülerde ve viyadüklerde olması gereken özellikleri şöyle sıraladı: “Yapının güvenilir ve stabil olmalı, Vatandaş ‘bunun altından geçilir’ diyebilmeli. Vatandaş sizin kirişinizdeki 4 santimetrelik eğimi görür. Gözü uyumu görmezse tereddüt gösterir. Yapının yüksekliği ve genişliği arasında uyum olmalı. Aydınlık ve karanlık uyumu olmalı. Yapının etrafını gezip ışık ve karanlık altında kalan kısımlar uyum içinde olmalı. Kafalarda karışıklık uyandıracak köşe ve çizgilerden arındırılmalı. Viyadüklerin açıklıkları tek olsun. Kenarlara gittikçe açıklıkların boylarının küçülmesi sorun değil. Basit anlaşılır, üst yapı ile uyumlu açıklıklar olmalı. Orman görünümü veren ayaklardan kaçının tek ve küçük olmasına dikkat edin. Ani boyut sıçramalarından kaçının”
Köprülerin dayanıklı olması gerektiğini vurgulayan Kurşun, “Modaya uygun köprü tasarlamak diye bir şey yok. Bu kravat veya gömlek değil. Biz 500 sene önce yapılan Mimar Sinan’ın eserlerini kataloglarımıza koyuyoruz. Yaptığınız köprü bu gün yarın için değil 50 sene, 100 sene 500 sene kalacak şekilde olmalı” dedi.
“TOPRAĞIN ALTINA GÖMÜLECEK FAZLADAN 1 KİLOGRAM DEMİRİMİZ YOK”
Heykel gibi mimari ekstra elemanların taşıyıcı elemanların bir parçası olarak tercih edilmesini tavsiye eden Altok Kurşun, yapının doğa ile uyumlu olması gerektiğinin altını çizdi. Kurşun, ekonomik ve kaynak israfı olmayan köprüler inşa edilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:
“1 kilogram demir 13 milyar 771 milyon yılda oluşuyor. Hangimiz tersini yapıp 1 kilogram demiri geriye koyabiliriz. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne bir santimetre fazla asfalt attığımızda getirdiği yük 1440 ton. Bu tür kaynak israflarından kaçınmalıyız. Deprem senaryolarımızı 2475 senelik yapıyoruz. Bunun depremle bir ilgisi yok bu tamamen matematikte bir ihtimal. 2475 senede 475 sene elastik davranmak doğrudur. Ama göçme için 2475’ten vazgeçin 1000 yıl çok uygundur. 1000 yılda göçme olmasın. Bu sürede inanılmaz bir dönüşüm süresidir. Taş üstünde taş kalmayacak, bizim yapı elastik olacak. Buna gerek yok. Yapıları tasarlarken ekonomik olmasına da özen göstermeliyiz. Bu dünyanın, ülkenin fazladan toprağın altına gömülecek 1 kilogram demiri yok.”