Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Özafsar, Teksas’ta meydana gelen saldırının ardından yaptığı açıklamada, olayı, elim bir hadise olarak değerlendirdi ve “Maalesef İslamafobya’dan beslenen bir endüstri var. Bu endüstri içerisinde kazançlarına kazanç katmak isteyen, buradan beslenen unsurlar var” diyerek, Müslümanlara, tahriklere kapılmadan sağduyu ile hareket etmeleri ve İslam’ın barış mesajlarını yaygınlaştırmaları gerektiğini söyledi.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Özafsar, Amerika Diyanet Vakfı’nın Genel Kurulu’nu gerçekleştirmek üzere geldiği ABD’de, geçtiğimiz günlerde Teksas’ta yaşanan olayla ilgili açıklamalarda bulundu. Özafsar, Teksas’taki olayın, izlediği haber bültenlerinde öne çıktığını ifade ederek, “Elim bir hadise. Benzerlerini daha önce yaşadığımız, 3-4 ay kadar önce Paris’te yaşanan Charlie Hebdo hadisesi, daha sonra Danimarka’da yaşanan hadise ve eş zamanlı olarak Amerika’da 3 Müslüman’ın öldürülmesi hadisesinden sonra dün akşam yaşanan hadise de elim bir hadise olarak kayıtlara geçmiştir. Edindiğim bilgilere göre, Ocak ayında Teksas’ta yaşayan Müslümanlar Hz. Muhammed ile Dayanışma Günü yapıyorlar ve ona reaksiyon olarak bir grup açıklamalarda bulunuyor. Ayrımcılığı ve kışkırtıcılığı ile meşhur Wilders’ı Amerika’ya davet edeceklerini ifade ediyorlar. Aynı zamanda bir karikatür yarışması ilan ediyorlar, Mayıs ayında açıklanmak üzere. Bu yarışmaya 250 kadar ürün katılıyor, 10 bin dolar kadar da ödül koyuyorlar” dedi.
Özafsar, yarışmaya katılan karikatürlerin basına dağıtıldığını belirterek, “Wilders’ı davet ediyorlar. Bu süre zarfından bilhassa Teksas’ta yaşayan Müslümanlar, Amerika’da barış içerisinde yaşayan Müslümanlar böyle ayrımcı, bölücü, kışkırtıcı, ırkçı bir figürün Amerika’ya gelmemesi konusunda yetkililerle görüşmeler yapıyorlar ama muvaffak olamıyorlar. Neticede geliyor ve birkaç konuşma yaparak, provokatör konuşmalar yaparak bir anlamda ayrımcılığı körüklüyor. Arkasından da 3 Mayıs günü sergi düzenlenmesi söz konusu oluyor, karikatürlerin sergisinin düzenlenmesi söz konusu oluyor. Wilders, dün akşam itibariyle 17.00-19.00 saatleri arasında konuşmasını yaparken toplantı bitmeden dışarıda 2 silahlı şahsın görüldüğü haberi geliyor. Polis onlara saldırı düzenliyor ve bu 2 kişiyi öldürüyor ve 1 güvenlik görevlisi de yaralanıyor. Araçlarında silahlar olduğu söyleniyor” ifadelerini kullandı.
“BURADA BİRLİKTE YAŞAMA VE BARIŞ KÜLTÜRÜNÜN GELİŞTİRİLMESİ GEREKİYOR”
Benzer hadiselerin dünyanın her yerinde yaşandığına dikkat çeken Özafsar, “Maalesef İslamafobya’dan beslenen bir endüstri var. Bu endüstri içerisinde kazançlarına kazanç katmak isteyen, buradan beslenen unsurlar var. Öyle anlaşılıyor ki Amerika’da da Müslümanların barış içerisinde, uyum içerisinde yaşamalarını hazmedemeyen bir takım çevreler bu İslamafobya’yı körüklemek üzere harekete geçmiş gözüküyorlar. Tabi ki Müslümanların bu kabil hadiseler karşısında sağduyu ile hareket etmeleri gerekiyor, İslam’ın barış mesajlarını yaygınlaştırmaları gerekiyor, tahriklere kapılmadan sükûnet içerisinde hareket etmeleri gerekiyor” açıklamasını yaptı.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Özafsar, içerisinde bulundukları mekanın Türk-Amerikan Kültür Merkezi olduğunu belirterek konuşmasını şu şekilde tamamladı:
“Washington’a 15-20 dakikalık mesafedir. Amerika’nın en gözde merkezlerinden birisi olmaya adaydır, bir barış merkezi olmaya adaydır. Burada bir camii var, eğitim kompleksleri var, sosyal donatılar var, araştırma donatıları var. Dolayısıyla Anadolu İslam’ının, İstanbul İslam’ının, İslam’ın Anadolu yorumunun estetik değerlerini buraya taşıyan, mimari değerlerini buraya taşıyan bir merkez. Bu merkezlerin çoğaltılması ve burada birlikte yaşama ve barış kültürünün geliştirilmesi gerekiyor. Gün geçtikçe buna olan ihtiyacımızın daha çok olduğunu anlıyoruz. Bilhassa küresel ölçekte İslam’ı karalamaya yönelik kampanyalara karşı verilecek mücadelede daha çok barış, daha çok, sevgi, daha çok kardeşlik, daha çok insan onuru, insan hakları ve hukuk demek mecburiyetimiz var. Onun için bu merkezin de açılış çalışmalarıyla birlikte öyle zannediyorum ki Amerika’daki Müslümanların kendilerini daha rahat ifade ettikleri ve bu toplumun değerlerine etik, estetik ve ahlaki değerleri katmak için ellerinden gelen çabayı ortaya koyacaklarına inanıyorum. Bizim buradaki ziyaretimiz esnasında Amerika Diyanet Vakfı’nın Genel Kurulu’nu yapacağız. New York’ta, Washington’da ve Amerika’nın muhtelif yerlerinde camilerimiz ve merkezlerimiz var. Son zamanlarda hizmete açtığımız camileri ve sosyal hizmet merkezlerini de yerinde görme fırsatı yakalayacağız. Aynı zamanda yine Kanada’daki İslam merkezlerini ziyaret ederek Kanada diyanet vakfının kuruluş çalışmalarını gerçekleştirmiş olacağız”