FERDİ UZUN -AA - ADÜ Bilgi İşlem Daire Başkanlığına ait binanın inşaatı sırasında işçiler, o dönem bir sokak kedisini sahiplendi. Bina, 2019 yılında tamamlanınca işçiler buradan ayrıldı. Bilgi İşlem Daire Başkanı Sinan Balcı, yeni binada "Hacer" adını verdikleri kediye bakmaya devam etti.
Kedi, bu süreçte 6 yavru doğurunca ofis çalışanları binanın yanına bir kulübe yaptı. 8 sokak kedisinin de bu hayvanlara eşlik etmesiyle çalışanlar, 15 kediye kapılarını açmış oldu.
Zamanla ofisin içine kadar giren kediler, özellikle soğuk havalarda büyük burayı kendilerine mekan edindi.
Renkli görüntülerin oluştuğu ofiste, kedilerin kimi sandalyede kimi masada kimisi de bir dolabın üzerinde vakit geçiriyor.
Kedilerin dışında bahçede 3 sokak köpeğine de bakan çalışanlar, kampüsteki yola da "Kedi-köpek çıkabilir" yazılı uyarı levhası astı. Zaman zaman kedilerle köpekler bir arada oynuyor.
"Büyük bir terapi oluyor"
Sinan Balcı, AA muhabirine, her gün aynı ofisi paylaştıkları kedilerle sıkı bir dostluk kurduklarını belirtti.
Kedilerin kendilerine mesaide terapi gibi geldiğini vurgulayan Balcı, "Onlarla bütün iş stresini atıyoruz. Bazen hafta sonu da buradayız. İşe geldiğimizde bizi kapıda bekliyorlar, sonra biz onları içeri alıyoruz. Güzel bir duygu, insanı rahatlatıyor." dedi.
Kedileri gören herkesin ilk zamanlar şaşırsa da sonraları alıştığını belirten Balcı, hayvanseverlerden mama desteği de aldıklarını dile getirdi.
"Biz yokken de onlar buradaydı"
Hayvanlarla bir aile gibi olduklarını vurgulayan Balcı, şunları kaydetti:
"Buraya gelenler onları görünce etkileniyor. Masaların üzerinde dolaşıyorlar. Biz onları buranın bir ferdi gibi kabul ettik. Bizim gibi bir çalışan. Akşam mesai bittiğinde onlar da kendi yuvalarına gidiyor, sabah tekrar geliyorlar, bir personel gibi. Masanın üzerinden diğer masaya atladığı zaman kimse ‘Ne oluyor?’ demiyor. ‘Bizim kedidir’ diyorlar. Bazen yakındaki fakültelere bizimle geliyorlar. Beraber iş bitene kadar kapıda bekliyorlar. Bilgi İşlem onların yuvası oldu. Yönetim de bize destek veriyor. Biz yokken onlar buradaydı. Onları buradan barınağa göndermek gibi bir hakkımız yok. Biz onlarla birlikte yaşamayı öğreneceğiz."