Kahvehane işleten ve aynı zamanda koleksiyoncu olan Beyhan Sarıoğlu, Nazilli'deki kahvehanesinde eski basım kitapları biriktiriyor. Gelen müşterilerine kitapları anlatıp onları okumaya teşvik eden Sarıoğlu, "Eskiden kahvehanelerde kitaplıklar olur, insanlar kitap okuyup üzerinde tartışırdı. Maalesef günümüzdeki kahvehanelerin çoğunda sadece okey, kağıt ve tavla oynanıyor. Ben eski kahvehane kültürünü yaşatmak istedim." dedi.
"1934 BASIM TARİH KİTABI ÇÖPTE BULUNDU"
Eski basım kitaplara ilgisi olan Sarıoğlu, "Eski kitapları araştırarak sahaflardan buluyorum. O kitapların bir ruhu olduğuna inanıyorum. Kaşgarlı Mahmut'un eseri olan Divan-ı Lügatit Türk, 16. yy'da kayboluyor. 1914 yılında bulunuyor. Ben de tıpkı basımını sahaflardan elde ettim. 1939 basım Nutuk da koleksiyonumun önemli bir parçası. 11. yy'da yazılmış olan Kutadgu Bilig'in iki nüshası da elimde. 1934'de liselerde okutulan Tarih kitabını da dikkatli bir arkadaşımız çöpten bulup merakım olduğu için bana getirdi." dedi.
"DİVAN-I LÜGATİT TÜRK KAŞIKÇI ELMASI GİBİ"
Divan-ı Lügatit Türk'ün bulunma hikayesinin Kaşıkçı Elması'ı gibi olduğunu belirten Sarıoğlu, "Kaşıkçı Elması çöpten bulunuyor ve daha sonra değerli olduğu öğreniliyor. Kaşgarlı Mahmut'un yazdığı Divan-ı Lügatit Türk'ün hikayesi de aynı Kaşıkçı Elması gibi. Nerede olduğu bilinmeyen ve yıllar sonra bulunup değer biçilemeyen bir eser." diye konuştu.
"KİTAPLARIMDAN BİRİ KAYBOLDUĞUNDA YAKINIMI KAYBETMİŞ GİBİ HİSSEDİYORUM"
Biriktirdiği kitaplarla duygusal bağ kurduğunu dile getiren Sarıoğlu, "Koleksiyonculuk bir hastalık. Ben 30 yıldır koleksiyon yapıyorum. Kitaplarımdan birini kaybettiğimde bir yakınımı kaybetmişim gibi hissediyorum. Ellerinde eski kitap olan kişiler, lütfen bu kitapları atmasın değerlendirsin. Tarihi değere sahip olan bu kitaplar, çöpte bulunmayı hak etmiyor." dedi. (Denge Haber)