Bakkaliyenin arka kısmında bulunan odaları müze gibi dizayn eden Başaran, Kırım Türk kültürüne ait eşyaları burada muhafaza edip yaşatmaya çalışıyor.
Rusya’da çarlık rejimi ile birlikte Türk’lere yapılan zulümler artınca birçok Kırım Tatar’ı gibi göç etmek zorunda kalan ve Nazilli’ye yerleşen Turan Başaran, ailesiyle birlikte önce Bulgaristan’a oradan da Diyarbakır’a göç etti. Diyarbakır’a hemen yerleşemediklerini söyleyen Başaran; ‘’ Aslen Kırım Tatarıyım. Atalarımız çarlık rejimi döneminde Kırım’dan Bulgaristan’a atla geliyorlar. Yolda atların bazıları ölüyor, bazıları bırakıyor daha fazla devam edemiyor. Osmanlı devleti yıkılış sürecine geçtikten sonra Atalarım Türkiye’ye göç ediyorlar. Türkiye’de Tuzla’ya geliyorlar, oradan trenle herkesi farklı yerlere gönderiyorlar. Bizimkiler Diyarbakır’ın Bismil İlçesi’nin Çöltepe Köyü’ne geliyorlar. Hemen yerleşemiyorlar, devlet köylerde göçmenler için evler yapıyor. Ev yapımları bittikten sonra tamamen yerleşiyorlar. ” dedi.
MEMURLUK ONU NAZİLLİ’YE İTTİ!
Hayatı göçlerle geçen birçok kültüre şahitlik eden Turan Başaran Kredi Yurtlar Kurumu’nda Memur olarak çalıştı. Diyarbakır’da doğup büyüyen Başaran, Memurluğunun başladığı yıllarda Nazilli’ye tayin edildi. Nazilli’de emekli olan Başaran, emekliliğinde Antikacılık yapmaya başladı. Antikacılığın onun için bir iş olmadığına değinen Tatar Türk’ü Başaran, ‘’Diyarbakır’dan memurluk nedeniyle Nazilli’ye geldim. Nazilli Kredi Yurtlar Kurumu’ndan emekli oldum. Nazilli’nin Yıldıztepe Mahallesi’nde bir bakkal açtım. Kuşadası’nda da bir antika dükkanım var ama antikacılık benim için bir iş değil. Nazilli’de açtığım bakkalım sayesinde hem geçimimi sağlıyorum hem de bakkalın arka tarafında Türk-İslam kültürünü yaşatmaya çalışıyorum.’’ dedi.
‘’KENDİ YURDUMUZDA DIŞLANDIK!’’
Diyarbakır’da doğduğunu ve büyüdüğünü yineleyen Turan Başaran, çok fazla acı çektiklerini ve kendi soydaşları tarafından dışlandıklarını dile getirdi. Soydaşlarım ve yoldaşlarım tarafından dışlanmak beni üzdü diyen Başaran, ‘’ Diyarbakır’da en başta cahil insanlar tarafından dışlandık. Kötü ithamlarda bulundular. Gerek şehrin yapısından kaynakları kürt vatandaşlar tarafından kürtçe bilmediğimiz gerekçesiyle gerekse aynı soydan geldiğimiz Türk vatandaşları tarafından sürekli bir yadırgama söz konusu oldu En çok zoruma giden olaylardan biri ise 1979’da MHP’nin genel merkezine gittik. Orda birçok insanla tanıştım. Diyarbakır’da yaşadığımı öğrenenler oradan ülkücü çıkmaz gibi söylerde bulundular. Bu durum gerçekten beni çok üzdü. Bu durumu Nazilli’ye geldiğim zamanda yaşadım. Ev tutacağımız zaman nerelisin kimliğine bakabilir miyim diye soranlar oldu Diyarbakır deyince Diyarbakırlılara ev vermiyoruz dediler. Halbuki bende Türk’üm soydaşlarımın beni bu şekilde yadırgaması çok zoruma gidiyor. Hem Müslüman hem de Türk bir ülkeye yerleşiyoruz. Soydaş, yoldaşız kendi yurdumuzda dışlanıyoruz.’’ ifadelerini kullandı.
''TATAR KÜLTÜRÜNÜ YAŞATMAK İÇİN ÇABALIYORUM''
Her şeye rağmen bir Türk olduğunu ve Türk gibi yaşamak istediğini dile getiren Turan Başaran, '' Kültürümü her şekilde her yerde yaşatmaya çalışıyorum. Ben Müslüman Türk’de olmasam yine Türk milletini severdim. Çünkü yüzyıllardır Türk milleti İslam’a en büyük hizmetini vermiş. Türk olmaktan, Müslüman olmaktan gurur duyuyorum.'' dedi.
ÖZEL HABER - EBRU HAMAMCIOĞLU / MUSTAFA TÜRKAN