GÜNAY PABUŞÇU-Türkiye'de 2020, 'son 40 yılın 6. en kurak senesi' olarak kayıtlara geçti. Geçen yıl mevsim normallerinin üzerinde gerçekleşen sıcaklıklarla beraber yağışların yüzde 13 azalması paniğe neden oldu.
İlkbahar aylarında beklenilen yağışın düşmemesi, çiftçileri kara kara düşündürmeye başladı. Son olarak Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, çiftçilere tav suyu dahil maksimum 2 su verilebileceğini belirtti.
TVDEN’de katıldığı programda Aydınlı çiftçilerin sorunlarını dile getiren Gazeteci Mehmet Ali Cintosun, “Görünen köy kılavuz istemiyor maalesef. 2 ay önce açıklanan raporlarda bile çiftçimiz yılda yaz aylarında 2 defa tarlasını sulayabilecek. Pamuğun verimli olabilmesi için 5-6 kez sulanması gerekiyor. Bizim bölgemizde özellikle Menderes Havzası’na bakıldığında Buharkent- Aydın sınırları içerisinde Buharkent’te incirler sulanıyor. Buharkent Belediyesi buna bir çözüm bulmuş, yaklaşık 3000 dönümlük bir alan sulanacak kendileri artezyen kazmışlar ama başkanla görüştüğümde bunun haziran ayına yetişmeyeceğini söyledi. Muhtemelen eylül ekim ayından itibaren olacak. Bu da seneye tekabül ediyor, elde var sıfır” dedi.
“Portakal üreticisine verilen destekler komik”
Kuyucak Bölgesi’nin narenciye üretim merkezlerinden biri olduğunu kaydeden Cintosun, “Portakal suyu çok seven bir meyve. Geçtiğimiz yıl 20 ton portakal üretmişseniz bu yıl sıcaklar nedeniyle 5 tona düştü ve satış noktasında da kar marjınız oldukça düşüyor. Devlet o zaman zarar gören çiftçilere yardım etti ama dekar başına verilen 90 lira, 100 lira gibi komik rakamlar verildi” ifadelerinde bulundu.
“Biz suyumuza sahip çıkamıyoruz”
Sulama konusunda Nazilli’ye bağlı Demirciler Mahallesi’ndeki incir üretiminin damlama sulama ile yapıldığına dikkat çeken Cintosun, Aydınlıların suya sahip çıkamadığını vurgulayarak şunları söyledi:
“Aydın’ın her yerine artezyen çaktığınız zaman hiçbir anlamı kalmıyor. Konya’da olduğu gibi su yere çökecek bitecek. Bununla alakalı farklı bir politika uygulanması gerekiyor. Bizim suyumuz var, Aydın zengin bir bölge ama bazı bölgelerde kritik noktalar vardır. Özellikle incir üreticileri bunu çok iyi uyguluyorlar. Nazilli’ye bağlı Demirciler Mahallesi’nde incir üretiminin Aydın’da en yoğun olduğu bölgelerden bir tanesidir. Dağlarda yetişen incir damlama sulama ile yapılır. Bölgedeki kooperatifler ve yerel idarecilerin de suya sahip çıkması gerekir. Biz suyumuza sahip çıkamıyoruz. Örneğin, gidin bir petrol istasyonuna, atın 1-2 lira para, 2 ton su harcayıp aracınızı yıkarsınız. Bundan 10 yıl önce petrol istasyonlarında araçları yıkamak yasaklanmıştı, şimdi ise aynı sıkıntı başımıza tekrar geliyor. Elimizdeki imkanları kullanarak daha profesyonel ilerlememiz gerekiyor. Ziraat Odaları’nın bu duruma el atması gerekiyor artık.”
“Sulama Birlikleri’nin hükmü kalmadı”
Devlet Su İşleri(DSİ) bünyesindeki sulama birliklerinin devletin müdürleriyle yönetildiğini ifade eden Cintosun, “Önceden çiftçinin seçimiyle o mevkiler belirlenirdi, şimdi ise atamayla yönetiliyor. Sol Sahil Sulama Birliği, Sağ Sahil Sulama Birliği, Ziraat Odası, Ticaret Odası ve Ticaret Borsası konuşmazsa bu memleketten bir şey olmaz. Sen çiftçiye sahip çıkmadıktan sonra, bu memleketten bir şey bekleyemezsiniz. Bu insanlar kime giderek dertlerini anlatacaklar” sözlerini kaydetti.