“Mideni bir simit ile doyurabilirsin ancak beynini kitaptan başka bir şeyle doyuramazsın” diyen kitap aşığı Mehmet Çatalkaya, insanda okudukça öğrenmek, öğrendikçe daha fazla okuma isteği uyandığını belirterek, “Mahallenin en cahili ben iken, şimdi bilinmeyen konularda herkes bana danışır oldu” dedi.
Yeniköy Mahallesi’nde doğup büyüyen ve hayat şartlarının zorluğundan dolayı yaşıtları okula giderken evdeki 5 kardeşine bakmak zorunda kalan Mehmet Çatalkaya, okulun yüzünü sadece 21 gün görebildiğini söyledi. Çatalkaya, kitapla tanışmadan önceki yaşamını şöyle anlattı:
SADECE 21 GÜN OKULA GİTTİ
“Annem ve babam zor hayat şartları nedeniyle çalışmak zorunda oldukları için ben 5 kardeşimle birlikte ahırdaki hayvanlarımıza çobanlık ediyordum. 7 yaşındaydım, yaşıtlarım okula giderken ben de öylece onların arkasından bakar dururdum. Okul çocuklarının arkadaşları vardı ve okumuşluğun onlara verdiği heyecan ve mutluluğu hissedebiliyordum. Bir gün evden kaçtım ve okula gittim. Hiç unutmam beni okula Sabri Türker adlı bir öğretmen kayıt ettirdi. Akşamüzeri babam eve geldiğinde, oğlum ben seni nasıl okutayım. Annen ve ben çalışıyoruz, kardeşlerine kim bakacak dedi. Ben de ‘Okuldan gelince bakarım’ dedim. Babam bana, ‘Oğlum bir yaşındaki kardeşine kim bakacak’ dedi. Babam haklıydı ama ben bir şekilde 21 gün okula gittim. Daha sonra Koçarlı’nın yakınında bir köye ailecek zeytin işine gittik. Kış günleriydi. Ondan sonra da okula bir daha ayak basamadım. Evlendim, iki çocuk sahibi oldum. Çiftçilik ve hayvancılık yaptım. Haddinden fazla çalıştım ve kazandım. Ama bu bana pahalıya mal oldu. 2000 yılında kalp yetmezliği rahatsızlığı meydana çıktı. 2006 yılından bu yana da kalbimde pil ile yaşıyorum.”
KİTAPLARLA HASTANEDE TANIŞTI
Kitaplarla hastanede tanıştığını bildiren Mehmet Çatalkaya, okumayı kendi çabası ile öğrendiğini, kitaplarla tanışmadan önce ara sıra gazeteleri okuduğunu ifade etti. Hastanede emekli bir öğretmen ile tanıştığını söyleyen Mehmet Çatalkaya, emekli öğretmenin kendisine ‘sık sık okur musun’ diye sorduğunu kendisinin ise ‘ara sıra gazete okurum’ cevabı verdiğini, bu andan sonra kitaplara yönelmeyi kafasına koyduğunu ve tedavi gördüğü İzmir’den kitaplar satın alarak okumaya başladığını aktardı.
KÖYÜN EN CAHİLİ OYDU
İnsanın gün geçtikçe monotonluktan hep aynı şeyleri görüp, duyup yaşamaktan sıkıldığını, kitaplarla birlikte hayata yeni bir sayfa açtığını belirten Mehmet Çatalkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kitap gücümü harcayabileceğim, meşgul olabileceğim ve sıkıntımı alabilen bir araç olmaktan çok hayatıma anlam katan, ailemden sonra ikinci unsur oldu. Köyün en cahili bendim. Kitaplar sayesinde şimdi herkesin bilmediği şeyleri bilir ve öğretir oldum. Köyümüzün ilk emekli öğretmeni Ahmet Meriç, kendisine bir şey sorulduğunda artık soruları bana yönlendirir oldu. Ahmet hoca, bana hitaben köyün en cahili benden iyi biliyor, der. Yaşadığım çevrenin, Madran Dağı’nın tarihinin inceliklerini, geçmiş yaşantısını öğrendim. Yaşlılarla keyifli tarihi sohbetler yapabilen nadir birisi oldum. Kitaplar beni oturduğum yerden Türkiye’nin her köşesine götürdü. Okurken, sokak sokak çeşitli illeri gezindim, farklı kişileri tanıma fırsatı buldum. Kitaplar sayesinde iç dünyamı genişlettim. Kitap okumaya başladıktan sonra hiç aralıksız öğrenme alışkanlığım başladı. Heyecanımı yeniden buldum. İnsan olmanın en büyük özelliği olan sorgulama mekanizmamı kitaplar sayesinde güçlendirdim. Bilgilerin en doğrusuna kaynağına inme fırsatı buldum.”
KİTAPLAR SAYESİNDE MUHABBETİ KOYULAŞTI
2007 yılında edindiği kitap okuma alışkanlığını üstüne koyarak sürdüren kitap kurdu Mehmet Çatalkaya, okuyan insanların daha çok ve tatlı muhabbetler içerisine girebildiğini söyledi. Çatalkaya, etkilendiği yazarların Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Sebahattin Burhan, İbrahim Kiraz, Fakir Baykurt, kitapların ise Demirci Mehmet Efe, Yörük Ali Efe, Sökeli Cafer Efe ve Yalnız Efe olduğunu açıkladı.
7’den 70’e herkesi kitap okumaya davet eden Mehmet Çatalkaya, raflarda okurlarını bekleyen kitapların içerisinde bilgi dolu bambaşka bir hayatın olduğunu, insanların bu hayatı keşfederek, hayatlarını her açıdan güçlendirmeleri gerektiğini kaydetti.
KÜTÜPHANENİN EN İYİ OKUYUCULARINDAN BİRİSİ
Çine’de bir kütüphane olduğunu kitaplarla tanıştıktan sonra fark ettiğini söyleyen Mehmet Çatalkaya’nın kütüphanenin en iyi okuyucularından olduğunu bildiren Çine Kütüphane Müdiresi Şenay Hızır, Çatalkaya’ya teşekkür ve takdir belgeleri verdiklerini dile getirdi. Hızır, Mehmet Çatalkaya’nın hayatına giren bilgeliğin ve heyecanın insanlara örnek olmasını ümit ettiğini belirtti.