Cumhuriyet Halk Partisi Nazilli Kadın Kolları Başkanı Nilgün Aktaş, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Başkan Aktaş, kadının toplumsal hayattaki önemine dikkat çekerken, kadın haklarının mevcut dönemde savunulmadığını öne sürdü.
Kadınlar Günü’nün tarihçesini hatırlattı
Dünya Kadınlar Günü’nün tarihçesine ilişkin bilgi veren Başkan Aktaş, “1857 yılında ABD’nin New York kentinde kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak yolunda verdiği savaşın ilk mücadele yılıdır. Kısaca başlama hikayesi, bir tekstil- konfeksiyon atölyesinde çalışan işçilerin daha iyi çalışma koşullarına ve düşük ücrete karşı greve gitmesiyle başlayan, patronların olayın yayılmaması adına işçilerin üzerinden fabrika kapılarını kilitlemesi sonrasında çıkan yangında işçilerin fabrika önüne kurulmuş barikatları aşamayarak 129 kadının yanarak hayatını yitirmesidir.
Bu yangında can veren 129 kadın işçinin anısına 1910 yılında Danimarka’nın Kopenhag kentinde toplanan 2. enternasyona bağlı kadınlar toplantısında Almanya Sosyal Demokrat Parti önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart gününün Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmasını önerdi. Kadın hakları hareketini, kadınlara eşit hakların verilmesi, dünya barışını güçlendireceği düşünülerek oy birliği ile kabul edildi.” ifadeleriyle açıklamalarına başladı.
Ayrıcalıklı hak değil, hak edilmiş hak
Kadın haklarını, insan haklarından ayrı tutmanın mümkün olmadığına vurgu yapan Başkan Aktaş, “Kadın hakları ile savunulan kadınların ayrıcalıklı haklara sahip olması değil, sadece insan oldukları için her yerde ve herkes için geçerli haklara sahip olmasıdır. Kadınların eğitim, sağlık siyaset ve toplumun her alanında özgür ve aktif olarak görev almaları en yasal haklarıdır” dedi.
“Atatürk gibi siyasi iradelere ihtiyacımız var”
Kadınların; dışlanmaya, şiddet görmeye, ayrıştırılmaya, küçümsenmeye değil omuzlar üzerinde taşınmaya layık olduğunun altını çizen Başkan Aktaş, sözlerini şöyle noktaladı:
Atatürk, kadınlarımıza birçok alanda özgürlük getirmiştir. Peki bulunduğumuz şu dönemde ne derece haklarımız savunuluyor? Bu konuda çözüm ancak öncelikle Atatürk gibi siyasi iradelere ihtiyacımız var. Kadınlar toplumumuzun mimarlarıdır. Bir toplumun gelişmesi, değişmesi ve aile yapısı tamamen kadına bağlıdır. Kadınlar bir toplumun geleceği, bir toplumu toplum yapan en etkili, yönlendirici, birleştirici ve koruyucu unsurlarıdır.
Kadınların işi sadece çocuk bakıp ev işleri ile ilgilenmek değildir. Kadınlar her işi yapabilecek güçte olan insanlardır. Tarlada, bağ ve bahçede, sanayide, eğitimde, sağlıkta ve daha birçok iş alanında çalışabilen ve yaptıkları işi çok iyi başarabilen emeğin en yüce en kutsal değerleridir. Bundan dolayıdır ki; kadınlarımız dışlanmaya, şiddet görmeye, ayrıştırılmaya, küçümsenmeye değil omuzlar üzerinde taşınmaya layıktır.
Demokratik bir toplumun ilerlemesi için kadınların güçlendirilmeleri, eşit fırsat ve olanaklardan faydalanabiliyor olmaları dolayısıyla büyük önem taşımaktadır. Kadının müdahil olmadığı, kafasında yer bulmadığı hiç bir sosyo-kültürel ve siyasal hareket başarıyı yakalayamaz, toplumsal ahengimizin ve kalkınmamızın devamı için kadın varsa demokrasi var diyoruz.
Hayatın ağır yüklerini taşıyan, elinin emeğini gözünün nuru ile birleştiren, küçük yüreğine koskocaman sevgiler sığdıran, güçsüz bedenlerin güçlü kahramanları kadınlarımızın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyor saygılarımı sunuyorum.”