Özel bir şirket tarafından jeotermal tesis yapılması için satın alınan arazide 60 yaşındaki 50’ye yakın incir ağacı, iş makineleri tarafından yerinden söküldü. Aydın Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve gerekli mercilerin sessiz kaldığı ağaç katliamına halk isyan etti. 9 yaşındaki Nursena, kocaman yüreğiyle, “Geleceğimizi tehlikede” diyerek yetkililere seslendi.
Aydın’da son yıllarda sayısı gittikçe artan jeotermal tesisler, tarım arazilerini yok etmeye devam ediyor. Birinci sınıf tarım arazilerinin üzerinde yapılan jeotermal kuyular ve tesislerin tarımı olumsuz yönde etkilediği tartışılırken, Buharkent’in Kızıldere Mevkii’nde özel bir şirket tarafından satın alınan incir bahçesinde, 60 yıllık incir ağaçları sabah saatlerinde iş makineleri tarafından söküldü. 50’ye yakın incirin söküldüğü bölgede vatandaş duruma isyan etti.
“YASALARA AYKIRIDIR”
Ağaç sökülen bu bölgenin birinci sınıf tarım arazisi olduğunu ve birinci sınıf tarım arazilerinin, tarım amacı dışında kullanılamayacağını belirten Buharkent Ziraat Odası Başkanı Naim Özdamar, “Önümüzde Soma’ya bağlı Yırca Köyü gibi bir örnek var. Danıştay, 3 bin 573 sayılı Zeytin Koruma Yasası’na dayanarak Soma – Yırca’da termik santral kurulmasını esastan bozarak karar verdi. Bulunduğumuz bölgede bol miktarda zeytinlik bulunduğundan, jeotermal sistemler gaz, toz ve kimyasal yaydıkları için ve ürettikleri için zeytinlik alanının en az üç kilometre kadar yakınına kurulamaz. Zorlu Enerji Grubu’nun bu alana santral kurması yasalara aykırıdır” dedi.
“ÇEVRE KATLİAMI”
Jeotermal faaliyetleri sınırlayan ve düzenleyen bu konuda denetlemeyi getiren 5 bin 686 sayılı bir yasanın olduğunu belirten Özdamar, “Bu yasa, bizim tarafımızdan eleştirilmekte ve yetersiz olarak bulunulmaktadır. Ancak her ne kadar böyle olsa da, bu yasanın mevcut hükümlerine herkesin uyması gerekir. Öncelikle jeotermal imtiyaz sahibi şirketlerin uyması gerekir. Fakat görüyoruz ki Kızıldere’den başlamak üzere Ortaklar’dan, Söke’ye uzanan bu bölgede maalesef pek çok jeotermal şirket bu yasaları ihmal etmekte, çevre katliamlarına yol açmaktadır ” diye konuştu.
“VATANDAŞIN EKMEK TEKNELERİYLE OYNUYORLAR”
Kızıldere halkının bu jeotermal santrallerinden dolayı bıktığını ve ovalarının yok olduğunu savunan Buharkent Ziraat Odası Yönetim Kurulu Üyesi Abdurrahman Karauğuz da, “Bu bu işe karşıyım. Ben bu ağaçların köklenmesine karşıyım. Köklenmesini istemiyorum. Bu işi yapacaklarsa belli bir yerde yapsınlar. Ben incir ağaçlarının köklenmesini istemiyorum. Vatandaşın ekmek tekneleriyle oynuyorlar" diyerek isyan etti.
“İNCİR BİTTİ Mİ BU KÖYLÜ NE YAPACAK?”
Tarla sahiplerinden Erhan Yıldız, yapılanın 'katliam' olduğunu belirterek, “Bu ağaçlar 50 yılda, 70 yılda bir yetişiyor. Bu gördüğünüz meyve cennet meyvesidir. Bu gördüğünüz meyve Dünya’da çiçeksiz yetişen tek meyvedir. Jeotermal için, enerji tesisi için bu gördüğünüz ağaçları komple yok ettiler. Aydın çiftçisi mağdur durumda. Dağlarda bomboş araziler var. Bin liraya iki bin liraya yerler varken, burada incir ağaçlarının olduğunu bile bile buralardan 25 bin liraya, 30 bin liraya yer satın alıyorlar. Buralarda kuyu açtıktan sonra kurulan santrallerden çıkan buharlar bu bölgeyi oldukça bozuyor. İncirlerde kuruma başlıyor ve leke oluşuyor. Günlerdir yağmur yağardı, incirlerin üzerinde leke olmazdı fakat jeotermal geldikten sonra bu incirlerde leke oluşmaya başladı. İncir bizim geçim kaynağımız. İncir bitti mi, bu köylü ne yapacak” dedi.
9 YAŞINDAKİ NURSENA'DA İSYAN ETTİ
Kesilen incir ağaçlarından düşen incirleri eline alan ve kocaman yürekleriyle yetkililere seslenen 9 yaşındaki Nursena ve 12 yaşındaki ablası Ayşe’nin sözleri yürekleri burktu. Ailesinin bu işten para kazandığını ve geleceklerinin tehlike altında olduğunu belirten iki kardeş, ağaç kesiminin durmasını istedi.
GÖRÜŞMEKTEN KAÇTILAR
Buharkent'te gerçekleşen ve vatandaşların tepkisine neden olan ağaç katliamı hakkında görüşlerini almak istediğimiz Aydın Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkilileri telefonlara cevap vermemeyi tercih etti.