İncirliova’da yaşayan Ç.K., eşinin tehditlerinden dolayı evden dışarı çıkamadığını söyleyerek “Eşim kendisinden boşanırsam önceki eşimden olan 12 ve 8 yaşındaki kız çocuklarıma tecavüz etmekle tehdit ediyor. Korkuyorum, yaşamak ve çocuklarımı yaşatmak istiyorum. Çocuklarıma vereceği zarar, ölmekten de beter bir cezadır” dedi.
Kadın örgütlerinin verilerine göre Eylül ayında erkekler tarafından 45 kadın öldürüldü. Cinayetlerin 11’i şüpheli ölüm olarak kaydedilirken, 12 kadının neden öldürüldüğü tespit edilemedi ve 13’ü kendi hayatına dair karar almak istediği için katledildi. İncirliova’da yaşayan Ç.K. (32) da eşinden ayrılmak istediği için şiddet gören kadınlardan sadece bir tanesi. Ç.K., eşi S.A. ( 37) ile ikinci evliliğini yaptığını ve 8 ay sonra şiddet ve tehditlerle karşılaştığını söyledi.
“KIRMIZI KAZAK GİYDİĞİM İÇİN DAYAK YEDİM”
Hayattaki en büyük korkusunun kız çocuklarına verilecek zarar olduğunu söyleyen Ç.K., “S.A. benim ikinci evliliğim. 10 ay kadar önce severek ve isteyerek evlendik. İlk aylarımız çok güzeldi, bana değer veriyor ve seviyordu. Bir süre sonra kıskançlıklar başladı. Akıllı telefon kullanmama dahi izin vermiyordu, tuşlu eski telefon kullanıyordum. İşe giderken 'neden kırmızı giyiyorsun' diyerek beni öldüresiye dövdü. Komşunun kuşu bahçeye girdiği için de 'ne iş çeviriyorsunuz' diyerek dayak yemiştim. Her dayak attığında işe gitmeme de izin vermiyordu. Elim yüzüm morken, dışarı çıkmamdan utanıyormuş. Ama dayak atarken utanması yok” dedi.
“PARA İÇİN ANNEMİN YEŞİL REÇETELİ İLAÇLARINI SATTI”
Eşi S.A.’nın madde bağımlısı olduğunu, annesinin yeşil reçeteli ilaçlarını ısrarla istemesi ve satmaya başlaması ile anlayan Ç.K., “Eşimin madde bağımlısı olduğunu şiddet görmeye başladıktan sonra anladım. Annemin fıtık ağrılarından dolayı aldığı yeşil reçeteli ağrı kesicileri vardı. Israrla annen bana da bu ilaçlardan yazdırsın, bana çok iyi geliyor, ağrılarım var diyordu. Anlamadık ilk önce, yazdırdık. İlaçlar bir haftada bitince ‘ne oldu?’ diye sordum. 'Sattım' dedi. Böylece madde satıcısı olduğunu da öğrendim. 'Neden?' diye sorunca da dayak yedim. Sonra arkadaş çevrem eşimin madde bağımlısı olduğunu ve gözlerine bakmam gerektiğini söyledi. Kendisine sorduğumda ‘bu kötü bir şey değil, sen de iç, bak iyi gelecek, rahatlayacaksın’ dedi. Hatta ben işe gitmeden önce meyve suyumun içine bile ilaç atmış. Ben işe gittiğimde herkes bana neden bir garipsin diye soruyordu. Sonra kendisi meyve suyuma ilaç attığını söyledi” diye konuştu.
“AYRILIRSAM KIZLARIMA TECAVÜZ EDECEĞİNİ SÖYLEDİ”
“Ayrılmak istediğim için gördüğüm şiddetten çocuklarımın psikolojisi bozuldu” diyen Ç.K., eşinin tehditlerini ise şöyle anlattı;
“Ben yaşamak istiyorum. Ölmekten korkuyorum. Önceki eşimden iki kız çocuğum var benim. Ben ölürsem onların da hayatı mahvolacak. Eşim beni her dövdüğünde, boşanırsak benden kaçarsan veya uzaklaşırsan kız çocuklarına tecavüz ederim diyordu. Daha çirkin cümleler kullanıyordu ama söylemeyeceğim. Kızlarıma neler yapacağını anlatıyordu. Onları kötü yollara düşüreceğini söylüyordu. Kızlarıma vereceği zarar ölmekten daha da ıstırap verici bir ceza. Kaldı ki ben bir cezayı hak etmiyorum. Sadece ayrılmak ve kendi hayatımı kurmak ve yaşamak istiyorum. Kızlarıma iyi bir hayat sunmak istiyorum. Onun olmadığı bir yerde yaşamak istiyorum.”
“KORUMA TALEP EDİYORUM”
Gördüğü şiddetin ardından Kaymakamlık ve karakola defalarca gittiğini, ancak her seferinde eşinin serbest kaldığını söyleyerek çağrıda bulunan Ç.K., “Benim psikolojim bozuldu. Televizyonlarda izlediğim kadın cinayetleri ve şiddet haberlerini kendim yaşar oldum. Dayak yemek istemiyorum. Ölüm korkusu ile yaşamak istemiyorum. Devletten ve yetkililerden ölmemek için yardım bekliyorum. Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğünden biri ile görüştüm ama hala bekliyorum. Üstüne bir kere daha dayak yedim. Ben ölünce mi fark edilecek gördüğüm eziyet? Koruma talep ediyorum. Geçici önlemler değil, yaşamak için çözüm bekliyorum” dedi.