Akbelen Ormanı'nda kömür madeni için yüzlerce ağacın katledilmesi ülke kamuoyunda ciddi tepkilere neden olurken, Ege Bölgesi'nde şirketlerin ormanlık alanlardaki “kömür” ısrarı sürüyor.
Aydın’ın Söke ilçesinde bulunan kırsal Kemalpaşa ve Ağaçlı mahallerinde Seba Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. ismindeki şirket, 25 hektarlık alanda açık ve kapalı (yeraltı) kömür işletmesi için Aydın Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü'ne Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) başvurusunda bulundu.
Çevre, Şehirçilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı internet sitesinde 14 Ağustos 2023 tarihinde yayınlanan duyuru ile “Aydın ili Söke ilçesi Kemalpaşa ve Ağaçlı Mahalleleri mevkiindeki Seba Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından yapılması planlanan 201200432 İşletme ruhsat numaralı yeraltı ve açık kömür ocağı projesi ile ilgili olarak Aydın Valiliğimize sunulan P.T.D. Dosyası Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği'nin 16. maddesi doğrultusunda incelenmiş ve projeye ilişkin ÇED Süreci başlamıştır. İlgililere ve kamuoyuna duyurulur.” şeklinde açıklama yapıldı.
Yılda 20 bin ton kömür üretilecek
Projeye dair hazırlanan ÇED dosyasında yılda 20 bin ton kömür üretiminin gerçekleştirileceği belirlendi. Şirketin, 25 hektarın altındaki alanların ÇED sürecine tabi tutulmadığı yeni ÇED yönetmeliğini baz alarak faaliyet alanını 24.93 hektar olarak belirlemesi de dikkat çekti.
Raporda “Söke ilçe merkezine bağlı mahalleler ile hassas kullanım alanları arasında sayılacak okul, hastane, yaşlı bakım evi, yurt, kreş gibi kullanım alanlarına ise en az 3 km mesafe uzaklık vardır. ÇED izin alanı içerisinde yollar mevcut olup yine ÇED izin alanı sınırından ve ruhsat alanı içerisinden asfalt yol bağlantıları bulunmaktadır. Bu nedenlerden dolayı ulaşım konusunda yeni yollar yapmaya gerek kalmayacak ve nakliye açısından köy yollarında meydana gelen tozuma etkilerine rastlanmayacaktır.” ifadelerine yer verildi.
Diğer yandan kömür ocağı yapılmak istenen alan tarım arazisi olmasının yanı sıra endemik bitkilerin ve vahşi hayvanların yaşadığı ormanlık alan olarak tanımlanıyor.
Çevreciler vatandaşlarla buluştu
ÇED başvurusunun ardından çevreciler harekete geçti. Kuşadası ve Söke Kent Konseyleri, Caferli Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği, Kirazlı Ekolojik Yaşam Derneği, Çine Yaşam Platformu, Aydın AYEP, Aydın AYÇEP, Çine Yaşam Platformu ve Kuşadası EKODOSD, Ağaçlı Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlarla bir araya geldi. Katılımcıların deneyimlerini ve önerilerini sunduğu görüşmelerde, Aydın AYÇEP üyesi Avukat Hicran Danışman tarafından konunun hukuki süreci anlatıldı.
Kömür işletmeciliğinin yapılacağı alanın Dilek Yarımadası Milli Parkı’nın yer aldığı Samson Dağları’nın doğudaki ucunda yer aldığını belirten AYÇEP Başkanı Mehmet Vergili, Aydın’a 40 km mesafede, Söke’ye 2,5 km mesafede ve Ağaçlı Mahallesine ise 2 km mesafede bulunan kömür ocağında patlatmalı faaliyet yapılacağı belirtti.
“Vatandaşlar geçim kaynaklarının yok olmasını istemiyorlar”
Kömür santralinin kurulması sonucu bölgedeki tarım ve ormanlık arazilerin yok edileceğini söyleyen Vergili, “Ağaçlı Mahallesi de ruhsat alanı içerisinde. Burası birinci sınıf tarım arazisi. Kömür ocağı o bölgedeki içme su kaynaklarını yok edecek. Akbelen’de gördük işte, 7 köy ortadan kaldırıldı. Burası cennet, burayı cehenneme çevirmenin anlamı yok. Tarım ve turizm bölgesinde kömür santrali mi kurulur? Turistler, kömür santrallerini mi ziyaret edecek? Jeotermal santrali kurulacaktı, ona engel olduk, şimdi başka bir sorun çıkarıyorlar. Ne kömürmüş ya? Şu anda halkı bilgilendiriyoruz ve itirazlarımızı da yapacağız. Vatandaşlar geçim kaynaklarının yok olmasını istemiyorlar.” diye konuştu.
“Doğa tahrip edilecek”
Projeye izin verilmemesi gerektiğinin altını çizen Vergili konuşmasını şöyle sonlandırdı:
“Dünya küresel anlamda ısınmaya gidiyor. Türkiye’nin enerjisi var. Anadolu’nun bozkırlarında güneş enerjisi santralleri kurulabilir. Yine bu bölgelerimizde de güneş ve rüzgar enerji santralleri kurulabilir. Kuşadası ve Söke’nin oksijen deposu olan bu bölgede bir kömür işletmesinin açılması, geri dönülmez bir şekilde tahribat yaratacaktır. Buradan kömür çıkarmak yerine, bölgenin doğal ve kültürel özelliklerini ön plana çıkararak var olan tarım ve turizmin daha de geliştirecek projelerin geliştirilmesi daha doğru olacaktır. İklim değişikliğinin olumsuz etkileriyle insanlar, bitkiler ve hayvanlar ciddi risk altındayken, doğayı mahveden, ekosistemlere zarar veren ve tarım ve turizmin sürdürülebilirliğine olumsuz etkileyen kömür işletmeciliği gibi projelere burada izin verilmemelidir.”