TMK uyarınca nafaka türleri, nafakanın kaldırılması ve yeni nafaka düzenlemesi
T.M.K UYARINCA NAFAKA TÜRLERİ, NAFAKANIN KALDIRILAMASI VE YENİ YAPILACAK NAFAKA DÜZENLEMESİ
Değerli Havadis Gazetesi okuyucuları,
Ben Avukat M. Gökçen Alıcık bu haftaki yazımızın konusunu özellikle boşanma davalarında sıkça merak edilen nafaka türlerini ele alıyoruz. Bu yazımızda ayrıca nafakaya ilişkin olarak planlanan güncel düzenlemeleri de kaleme alacağım. Öncelikle Türk Medeni Kanunu’muzda düzenlenmiş olan nafaka türlerini kısaca açıklayalım.
Boşanma, eşlerin evlilik birliğini sona erdirmesiyle sonuçlanan önemli bir hukuki işlemdir. Ancak boşanmanın taraflar ve varsa müşterek çocuklar açısından doğurduğu mali ve sosyal sonuçlar, Türk Medeni Kanunu tarafından ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Bu bağlamda nafaka kurumları, boşanma sürecinde ve sonrasında mağduriyetlerin önlenmesini amaçlayan temel hukuki araçlardandır.
1. Nafaka Türleri
Türk Medeni Kanunu’nda boşanma sürecine özgü olarak dört tür nafaka düzenlenmiştir: Tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve daha geniş anlamda yer alan yardım nafakası.
1.1. Tedbir Nafakası
TMK m.169 uyarınca, boşanma veya ayrılık davası süresince tarafların barınma, geçim ve çocukların bakım ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla hakim tarafından hükmedilen geçici bir nafaka türüdür. Bu nafaka, taraflardan birinin talebi üzerine ya da mahkemenin re’sen kararıyla verilebilir.
1.2. Yoksulluk Nafakası
TMK m.175’te düzenlenen yoksulluk nafakası, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan, kusuru daha ağır olmayan eş lehine hükmolunan sürekli bir nafaka türüdür. Yargıtay uygulamasına göre, asgari ücret düzeyinde gelir sahibi olmak yoksulluk nafakası talebini ortadan kaldırmamaktadır.
Yargıtay 3. HD, 2015/9825 E., 2016/10922 K.:
“Asgari ücret düzeyinde gelir elde eden tarafın yoksulluğa düşeceği kabul edilmelidir. Bu nedenle yoksulluk nafakası talebinin reddi yerinde değildir.”
1.3. İştirak Nafakası
TMK m.182/2’ye göre, boşanma sonrası velayet hakkı kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlüdür. Bu katkı, iştirak nafakası ile sağlanır. Yargıtay, iştirak nafakasının miktarının belirlenmesinde çocuğun yaşı, eğitimi ve tarafların mali durumlarının dikkate alınması gerektiğini vurgulamaktadır.
Yargıtay 3. HD, 2016/4481 E., 2016/9853 K.:
“İştirak nafakasının miktarı belirlenirken, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve tarafların gelir durumu birlikte değerlendirilmelidir.”
1.4. Yardım Nafakası
TMK m.364 gereğince, yoksul olan altsoy, üstsoy ve kardeşlerin geçimini sağlayamayacak durumda olmaları hâlinde yardım nafakası talep edebilirler. Boşanma sonrası eşten değilse de diğer hısımlardan talep edilebilir. Bu nafaka boşanmaya bağlı olmayıp genel bir nafaka türüdür.
2. Yargıtay Uygulaması Işığında Değerlendirme
Yargıtay kararları incelendiğinde, özellikle yoksulluk nafakası bakımından kusur oranı, gelir seviyesi ve yoksulluğun niteliği konularında istikrarlı bir içtihat geliştirdiği görülmektedir. Tedbir nafakasında ise kusurlu eşe dahi geçici olarak nafaka verilebileceği durumlar bulunmakla birlikte, ağır kusur (örneğin zina) nafaka bağlanmasını engelleyebilmektedir.
Yargıtay 2. HD, 2019/3214 E., 2019/7655 K.
“Zina fiilinde bulunan davalı kadının lehine tedbir nafakası takdir edilmesi hukuka aykırıdır.”
Boşanma davalarında nafaka türleri, tarafların maddi durumlarının korunması ve özellikle çocukların mağdur edilmemesi açısından büyük önem taşır. Her bir nafaka türü, ayrı hukuki şartlara bağlıdır ve mahkemeler bu konuda oldukça titiz davranmaktadır. Uygulamada Yargıtay’ın güncel uygulamaları, hâkimlerin kararlarında büyük rol oynamaktadır.
***Şimdide sizlere son zamanlarda da sıkça gündeme gelen ve düzenleme yapılması beklenen süresiz nafakayla ve bu nafakanın kaldırılabileceği durumlarla ilgili olarak bilgi vereceğim.
Türk Medeni Kanunu gereğince boşanma davalarında bağlanan nafaka süresiz olarak devam etmektedir. Süresiz nafakanın ortadan kalkması bazı durumlarda kendiliğinden bazı durumlarda ise ancak mahkeme kararıyla mümkündür.
A-)Nafakayı Kendiliğinden Sona Erdiren Durumlar
TMK 176. Maddesinde düzenlenmiştir. Düzenlemeye göre nafaka alacaklısının evlenmesi veya vefat etmesi durumunda nafaka ödeme yükümlülüğü kendiliğinden sona erer.
B-)Nafakanın Talep Edilmesi Halinde Kaldırılacağı Durumlar
TMK 176. Maddesi ‘’İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır. ‘’ şeklindeki düzenlemesine göre;
1-)Alacaklının Evlenme Olmaksızın Fiilen Evli Gibi Yaşaması
Nafaka alacaklısının bir kişiyle fiilen evliymiş gibi yaşaması, nafakanın talep üzerine kaldırılmasına neden olabilir. Yargıtay, nafaka alacaklısının birlikte yaşadığı kişiyle ortak çocuk sahibi olduğunu ve nafakanın kaldırılması gerektiğini belirtmiştir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 2015/17419 E., 2016/2787 K., 29.02.2016).
***‘’Boşanma kararı 22.09.2011 tarihinde kesinleşmiş, eldeki dava ise 29.01.2014 tarihinde açılmıştır. Boşanmadan sonra davalının başka erkekle fiilen evliymiş gibi birlikte yaşadığı, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Bu hal, yoksulluk nafakasının kaldırılması sebebidir. Türk Medeni Kanununun 176/3. maddesi şartları gerçekleşmiştir. İsteğin kabulü ile davalı lehine boşanma kararı ile hükmedilen aylık irat şeklindeki yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddi doğru bulunmamıştır…’’ Yargıtay 2.HUKUK DAİRESİ Esas:2015-16510 Karar:2015-24604 Karar Tarihi:21.12.2015
2-)Alacaklının Yoksulluğunun Ortadan Kalkması
‘’Buna göre; nafaka, anlaşmalı boşanma sonucu belirlense dahi; nafaka borçlusunun gelir ve mal varlığında, sonraki zamanlarda elinde olmayan çeşitli sebeplerle gerçek ve önemli ölçüde azalma olup, nafakanın ödenmesinin çekilmez bir hal aldığı durumlarda; nafaka hakkaniyete uygun bir miktarda indirilebilir…’’ Yargıtay 3.HUKUK DAİRESİ Esas:2014-10769 Karar:2014-16833 Karar Tarihi:18.12.2014
3-)Alacaklının Haysiyetsiz Hayat Sürmesi
Nafaka alacaklısının genel ahlaka ve toplumun değer yargılarına aykırı bir hayat sürmesi durumunda nafaka kaldırılabilir. Ancak bu durumun ispatlanması gereklidir. Yargıtay bir kararında nafaka alacaklısının kredi kartı ekstreleri ve lüks harcamaları gibi unsurlara dayanarak haysiyetsiz bir hayat sürdüğünün kanıtlanmasının zor olduğunu belirtmiştir (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 2015/4169 E., 2015/12395 K., 02.07.2015).
***Yapılacak yeni düzenlemeyle birlikte henüz net olmamakla beraber süresiz olarak bağlanan nafakanın evli kalınan yıllara göre bir süre içerisinde ödeneceği ile nafaka miktarının belirlenmesinde yeni kriterlerin getirileceği, boşanma davalarının yargılama sürelerindeki düzenlemelerin olacağı konuşulmaktadır. Planlanın yeni düzenlemeyle;
1. Süresiz Nafakanın Süreli Hale Getirilmesi
Mevcut uygulamada, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan eşe süresiz olarak yoksulluk nafakası bağlanabilmektedir. Yeni düzenleme taslağında, bu süresiz nafakanın evlilik süresiyle orantılı olarak belirli bir süreyle sınırlandırılması öngörülmektedir. Örneğin, 5 yıl süren bir evlilikte 3 yıl, 10 yıl süren bir evlilikte ise 6 yıl nafaka ödenmesi gibi süreler tasarıda yer almaktadır. Nafakası sona eren ve geliri olmayan kadınlara Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın sosyal yardım vermesi planlanıyor.
2. Nafaka Miktarının Belirlenmesinde Yeni Kriterler
Nafaka miktarının belirlenmesinde, tarafların mal varlığı, gelir durumu ve yaşam standartları gibi kriterlerin daha detaylı bir şekilde değerlendirilmesi planlanmaktadır. Bu sayede, nafaka miktarının daha adil ve gerçekçi bir şekilde belirlenmesi hedeflenmektedir .
Şu an itibarıyla, süresiz yoksulluk nafakası uygulaması devam etmektedir. Ancak, yeni düzenlemelerin hayata geçirilmesiyle birlikte, bu uygulamanın süresiz olmaktan çıkarılarak belirli kriterlere bağlanması beklenmektedir. Bu düzenlemelerin ne zaman yürürlüğe gireceği ve nasıl uygulanacağı konusunda resmi bir açıklama bulunmamaktadır.
Boşanma davaları doğurduğu sonuçlar itibariyle büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle kişilerin profesyonel destek alarak hukuki süreci yönetmeleri hak kaybı yaşamamaları adına büyük önem taşımaktadır.
Haftaya başka bir yazımızda görüşmek üzere, herkese iyi günler dilerim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.