Triod Kanseriyle İlgili Önemli Açıklamalar
Medical Park Gaziantep Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolik Hastalıklar Uzmanı Doç. Dr. Alper Usluoğulları tiroid kanseri hakkında bilgi vererek, teşhisin nasıl konulduğu ve tedavi yöntemleriyle ilgil...
Medical Park Gaziantep Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolik Hastalıklar Uzmanı Doç. Dr. Alper Usluoğulları tiroid kanseri hakkında bilgi vererek, teşhisin nasıl konulduğu ve tedavi yöntemleriyle ilgili açıklamada bulundu.
Doç. Dr. Alper Usluoğulları, tiroid bezinin, boyunda yer alan 20-25 gram ağırlığında, iyot kullanarak yaptığı hormonla bütün vücut metabolizmasını düzenleyen bir organ olduğunu ifade ederek, "Tiroid bezinde yer alan hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla oluşan tiroid kanseri genellikle boyunda bir nodül olarak kendini gösterir. İnsan vücudunun en sık rastlanan kanseri olmasa da son yıllarda tiroid kanserlerinin görülme sıklığı bütün dünyada artmaktadır. ABD’de bir yılda 20-25 bin kişiye bu teşhis konulmaktadır. Bütün tiroid bezi hastalıkları gibi tiroid kanseri de kadınlarda daha sıktır. Bu kanserlerin yüzde 75 kadarı kadınlarda görülür, ancak erkeklerde görüldüğünde kadınlardan daha kötü seyreder" dedi.
KİMLER RİSK ALTINDADIR?
Tiroid kanserinin farklı türlerinin farklı nedenlerle oluşabileceğini kaydeden Usluoğulları, "Bazı türleri gıdalarla yeterli iyot alınmamasına bağlı oluşurken, bazı türleri genlerde oluşan bozulmalar sonucu ortaya çıkar ve sonraki nesillere kalıtılır (genetik geçiş gösterir). Ayrıca özellikle çocukluk çağında kimi hastalıklar için boyun bölgesine uygulanan radyoterapi (şua tedavisi, ışın tedavisi) veya nükleer santrallerden veya patlamalardan ortaya çıkıp solunan havaya, alınan gıdalara karışan radyasyon da bazı türde tiroid kanserlerine yol açar" diye konuştu.
Doç. Dr. Alper Usluoğulları, tiroid kanserinin belirtileri hakkında şunları söyledi:
"Tiroid kanserlerinin çoğunda hiçbir şikayet olmayabilir. Çoğu hastada tanı anında başka organlara da yayılma olduğu saptanabilir. Hastalık çok fazla belirti göstermemekle birlikte, boyunda şişlik, boğazda sıkıntı hissi, ağrı, yutkunma güçlüğü, nefes almada güçlük, ses kısıklığı, kilo artışı, sinirlilik, saçlarda zayıflık ve cilt kuruluğu gibi belirtiler gözlemlenebilir. Bu kanserlerin önemli bir özelliği 40-45 yaşın altında saptandıklarında uygun tedavi ile oldukça iyi bir seyir izlemeleri ve hastaya çoğu kez normal yaşam süresini tamamlama olanağı vermeleridir. Tiroid bezi içinde yer alan ve büyüklüğü 1 santimi geçen veya ultrason görüntülemede şüpheli bulgular sergileyen daha ufak nodüller kanser içerip içermedikleri yönünden incelenmelidirler. Endokrinoloji uzmanı veya deneyimli girişimsel radyolog tarafından Ultrasonografi eşliğinde ince bir iğne ile nodül içine girerek hücrelerden örnek alınması ve deneyimli patoloji uzmanı doktorların bu hücreleri mikroskop altında incelemeleri ile kanser tanısı büyük bir doğrulukla konmaktadır. Bazen ince iğne biyopsisi denilen bu inceleme ile kesin tanı konulamamakta, sadece kanser şüphesi bildirilmektedir
Teşhis konulduğunda hasta ameliyat edilerek tiroid bezi çıkarılır ve ardından kişiye özel tedavi yöntemi uygulanmaya başlanır. Gelişen teknoloji ile birlikte yapılan minimal invaziv tekniklerle hastanın minimum dikiş iziyle ertesi gün evine dönmesi mümkündür. Ayrıca ameliyat sonrası tiroid kanserlerin bazı tiplerinde radyoaktif iyot tedavisi gerekebilir. Bu tedavide kurşun hastane odalarında kanserin yayılma derecesine göre belli dozlarda radyoaktif iyoda maruz bırakılarak tiroid yatağındaki mikrometastazların ve vücudun başka yerinde de var ise kanser hücrelerinin yok edilmesi hedeflenir. Hastanın endokrinoloji uzmanı ve gerektiği zaman nükleer tıp uzmanından da yardım alınarak ömür boyu takip edilmesi gerekir."
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.