Kuru: “Romatizma Rutubetli İklimlerde Artar Diye Bir Şey Yok”
Romatoloji Derneği(RADER) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ömer Kuru, yaygın olarak romatizma hastalığının rutubetli bölgelerde arttığı gibi yanlış bir inancın olduğunu söyledi.RADER’in düzenlediği “3...
Romatoloji Derneği(RADER) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ömer Kuru, yaygın olarak romatizma hastalığının rutubetli bölgelerde arttığı gibi yanlış bir inancın olduğunu söyledi.
RADER’in düzenlediği “3. Karadeniz Romatoloji Günleri” toplantısı Samsun’da bir otelde başladı. 3 gün sürecek toplantıya; Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Başkanı, Romatoloji Bilim Dalı Başkanı ve RADER Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ömer Kuru, çeşitli illerden akademisyenler, hekimler ve asistanlar katıldı. Toplantıda romatoid artrit, spondiloartritler, osteoartrit konuları ve vakaları ele alınacak.
Romatizmal hastalıkların dünyada çok yaygın bir hastalık grubunu oluşturduğunu söyleyen Prof. Dr. Ömer Kuru, “Romatizma dediğimizde yüzde 70’ten fazla tanımlı hastalık var bu gruba giren. Romatizmal hastalıkların en önemli özelliği temel belirtilerinin eklemlerde olması, ağrıyla seyretmeleri aynı zamanda sistemik bir hastalık olmalarıdır. Temel belirtiler eklemlerde olduğu için eklemlerde hareket kısıtlılıklarına, deformitelere neden olabilen hatalıklardır. Bu nedenle de önemli iş gücü kayıplarına neden olabilen hastalıklardır. Bunların önemli bir kısmını iltihaplı eklem romatizmal hastalıklar oluşturmaktadır. Bunların hem sakatlıkla seyretmeleri beklenen yaşam ömrünü kısaltmaları yüzünden çok önemli toplumsal maliyetleri olan hastalıklardır. Biz de bu hastalıkları bu toplantılarımızda enine boyuna incelemeye çalışıyoruz. Toplantımıza Türkiye’nin her yerinden üniversitelerden hastanelerden hoca ve asistanlar katılıyor. Bu üç gün içinde hem bu hastalıkları inceleyeceğiz hem de bu hastalıkların tanılarında meydana gelen ilerlemeleri kurslarla arkadaşlara iletmeye çalışacağız” dedi.
“ROMATİZMA RUTUBETLİ İKLİMLERDE ARTAR DİYE YANLIŞ BİR İNANIŞ VAR”
Romatizma hakkında yaygın bir inancın olduğunu söyleyen Kuru, “Romatizma rutubetli iklimlerde artar gibi, Karadeniz’de rutubetin çok olduğu bir bölge dolayısıyla romatizmal hastalıklar artıyor mu yoksa normalden daha fazla gibi bir şey akla gelebilir. Aslında böyle bir şey yok. Rutubetle hastalık eşiği değiştiği için hastaların ağrılarını ifade etmeleri daha fazla oluyor. Bu yüzden hekime daha sıklıkla başvuruyorlar. Çünkü hastayı hekime götüren en önemli bulgu ağrı. Ağrısı olmayan kimse aslında hekime başvurmuyor. Bu yüzden izafi olarak göreceli olarak romatizma sanki Karadeniz Bölgesi’nde daha çokmuş gibi bir algı oluşturuluyor” diye konuştu.
“ROMATOİD ARTRİT HASTALIĞI YAŞAM SÜRESİNİ 3-18 YIL ARASI KISALTAN BİR HASTALIK”
Romatoid artrit hastalığının, beklenen yaşam süresini 3-18 yıl arası kısaltan bir hastalık olduğunu ifade eden Kuru, “Bunlar hasta olmayanlara göre daha az yaşıyor. Yine bunlarda ölüm riski hasta olmayan insanlara göre 2 -3 misli daha fazla. Yine bu hastalık bağışıklık sisteminin eklemlerde deformiteyle seyrettiği için bunlarda sakatlık oranı çok yüksek. 10 yılda hastaların yüzde 75’inde iş özrü dediğimiz işle ilgili sakatlık hali meydana geliyor. Bu yönüyle hem hastaya bakan bir yönü var ağrı ve sakatlıkla seyretmesi hem de topluma bakan bir yönü var. O da bu sakatlıktan kaynaklanan sağlık harcamalarını olağan üstü boyutlara ulaşmasıdır” şeklinde konuştu.
“TEDAVİDE SON 10 YILDA ÇOK ÖNEMLİ GELİŞMELER YAŞANDI”
Bu tür toplantılarda vermek istedikleri mesajın romatizma hakkında toplum içinde ve hekimler arasındaki farkındalığı artırmak olduğunu ifade eden Kuru, şu bilgileri verdi: “Bu hastalığın önemli bir hastalık olduğunu, sakatlıkla seyrettiğini, ölüm riskinin fazla olduğunu, tanısının erken dönemde konulur ise tedavisinin çok başarılı bir şekilde yapılabildiğini anlatmaktır. Romatizmal hastalıkların tanısında ve tedavisinde son 10 yılda çok önemli gelişmeler oldu. Tanıda ultrason ve emarın(MR) kullanılmasıyla hastaları daha erkenden tanıyabiliyoruz. Ayrıca tedavide son 10 yılda çok önemli gelişmeler yaşandı. ‘Biyolojik ajanlar’ dediğimiz hastalık gidişatını engelleyen ilaçların tedavide kullanılmasıyla birlikte hastaların çok önemli bir bölümünde klinik şifa elde etmenin mümkün olduğunu arkadaşlarımıza vermek istiyoruz.”
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.