“Kadınlarımız 2 Yıldan Sık Gebe Kalmasın”
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Samsun Sağlık Yüksekokulu Kadın Hastalıkları ve Doğum Hemşireliği Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Serap Topatan, 2 yıldan sık gebe kalmaların önüne geçmek istediklerini söyledi.2...
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Samsun Sağlık Yüksekokulu Kadın Hastalıkları ve Doğum Hemşireliği Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Serap Topatan, 2 yıldan sık gebe kalmaların önüne geçmek istediklerini söyledi.
21-28 Nisan Ebeler Haftası nedeniyle “Hedefler ve Yarınlar” konulu sunum gerçekleştiren OMÜ Samsun Sağlık Yüksekokulu Kadın Hastalıkları ve Doğum Hemşireliği Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Serap Topatan, gebelik hakkında bilgi verdi. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) sağlığı 1948 yılında tanımladığını belirten Yrd. Doç. Dr. Serap Topatan, “Sağlık sadece hastalık ve sakatlığın olmaması değil, bireyin bedensel, zihinsel ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) 2013 yılı verilerini konuşuyoruz ve geçen hafta Türkiye doğum istatistikleri TÜİK verileri de açıklandı. Bu verilere göre toplam doğurganlık hızımız 2.10’dan 2.17’ye yükselmiş durumdadır” dedi.
TNSA 2013 verilerini açıklayan Topatan, “Güneydoğu Anadolu’da 2 kadından birinin eğitimi yok ya da ilkokulu bitirmemiş. Kadınların yüzde 40’ı çocuk bakımı ve ev kadını olmayı çalışmama nedeni olarak belirtmektedir. Her 5 doğumdan biri 2 yıldan kısa aralıklarla gerçekleştiği, eğitim ve refah düzeyi düşük grupta kadınların dörtte birinin son doğumları 2 yıldan daha kısa aralıklarla yaptığı, adölasan annelik oranı eğitim düzeyi en düşük grupta yüzde 34.2 olduğu, 15-19 yaş arası evli kadınların sadece yüzde 17.6’sı etkili modern yöntem kullanmaktadır. 5 gebelikten birinin canlı doğum ile sonlanmadığı, yöntem kullananların üçte birinin kullandığı yöntemi 1 yıl içerisinde bıraktığı, doğum ve düşük sonrasında kadınların yarısının etkili gebelik önleyici yönteme erişemediği belirlenmiş. Yine TNSA 2013 verilerine göre, etkili yöntem kullanımı Ortadoğu Anadolu’da sadece yüzde 37, geleneksel yöntem kullanımı Doğu Karadeniz’de yüzde 35, beş ve üzeri çocuğu olan kadınların isteyerek düşük sayısı 5 kat daha fazla olduğu, 45-49 yaş grubunda isteyerek düşük yapmış olanların oranı yüzde 27 olduğu belirlenmiş. Kuzeydoğu Anadolu’da her 7 gebeden birinin doğum öncesi bakım hizmeti almadığı, Kuzeydoğu Anadolu’da doğum öncesi bakım hizmetine erişen 4 kadından birine idrar tahlili dahi yapılmadığı, 20 yaşın altında anne olanların da yüzde 6’sı doğum öncesi bakım hizmetine erişemediği belirlenmiş. Son olarak Kuzeydoğu Anadolu’da 10 kadından biri evde ve sağlık personeli yardımı olmaksızın doğum yapıyor ve yine beşte biri doğum sonrası bakım hizmeti almıyor. Eğitim düzeyi düşük grupta sadece 2 kadından biri doğumdan sonra hekim görüyor, 40 doğumdan 7’sinin düşük doğum ağırlıklı olduğu, 20 yaş altı gebeliklerde de düşük doğum ağırlığı oranının yüzde 13.4 olduğu belirlenmiştir” diye konuştu.
“2 YILDAN SIK GEBE KALMANIN ÖNÜNE GEÇMEK İSTİYORUZ”
Birleşmiş Milletler’in bin yıl kalkınma hedeflerinin çok önemli olduğunu ifade eden Topatan, “Dünya bu aralar ciddi bir şekilde bin yıl kalkınma hedeflerinin sarsıntısını yaşıyor. Çünkü 2000 yılında milenyum adı altında da kullandığımız belirlenen bir takım hedefler vardı ve bunlar 15 yıllık bir süreci kapsıyordu. Bin yıl kalkınma hedeflerinin 2015 yılına kadar gerçekleştirilmesini hedefledikleri çocuk ölüm oranının azaltılması, anne sağlığının iyileştirilmesi ve HIV/AIDS, sıtma ve diğer hastalıklarla mücadele edilmesi hedefleri direkt olarak bizi ilgilendiren hedeflerdi. Bin yıl kalkınma hedeflerinden aşırı yoksulluğun ve açlığın yok edilmesi, evrensel ilköğretim sağlanması ve cinsiyet eşitliğinin teşvik edilmesi ve kadınların güçlendirilmesi hedeflerinde bir takım noktaya gelindi. Özellikle çocuk ölüm oranının azaltılması ve anne sağlığının iyileştirilmesi hedeflerinde maalesef istediğimiz rakamlara yaklaşamadık. Bu hedeflere ulaşamamamızın sebebi de düşünüldü. Bin yıl kalkınma hedeflerin sonucunda adölasan gebeliklerin milenyum kalkınma başarısını baltaladığı düşünülüyor. Anne ve çocuk ölümlerinin özellikle sayısının düşürülmesinin önüne geçilememesinin sebebi adölasan gebeliklere bağlanıyor. Bununla ilgili bin yıl kalkınma hedeflerinde ‘rapid repeat pregnancy’ terimi kullanılıyor. Tüm kadınlarımız ne olur 2 yıldan sık gebe kalmamalarını devamlı söylüyoruz. Bu çok önemli, yetişkinler için de, adölasanlar için de önemlidir. Bin yıl kalkınma hedefleri Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu ve DSÖ, adölasanlar erken yaşta cinsel ilişkiye başlıyor ama 15-19 yaş arası doğum yapan bir adölasan 19 yaşına kadar ikinci bir gebeliğini yapmamasını söylüyor. Onun için de ‘rapid repeat pregnancy’ terimi kullanılıyor. Bu yetişkinler için de kullanılabilir. Birçok anne ve çocuk ölümünün önüne geçilememesinin sebebi de budur. En temelde yatan sebepte budur. O yüzden biz 2 yıldan sık gebe kalmanın önüne geçmek istiyoruz. Bunda da bizim rolümüz çok yüksek” şeklinde konuştu.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.