Kadın Ve Kalp Damar Hastalıkları
Medicana International Ankara Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Ersin İmren, ilk kalp krizi geçiren kadın hastalarda ilk krizi geçiren erkek hastalara göre yaşam kaybı olasılığının daha yüksek old...
Medicana International Ankara Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Ersin İmren, ilk kalp krizi geçiren kadın hastalarda ilk krizi geçiren erkek hastalara göre yaşam kaybı olasılığının daha yüksek olduğunu belirterek, koroner arter hastalıklarının erkeklerin tekelinde değil hatta kadınları daha da yakından ilgilendiren bir konu olduğunu bildirdi.
Medicana International Ankara Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Ersin İmren, kadın kalp sağlığıyla ilgili yaptığı açıklamada, toplumda kalp krizi ve kalp hastalıklarının erkek hastalığı olduğu inancının yaygın olduğunu belirterek, “Oysaki kadınlarda en sık ölüm sebebi halen kalp damar hastalıklarıdır. Ancak kadınların çoğu bu riskin ve bu istatistiğin farkında değildir. Dolayısıyla kadınların kalp damar hastalıkları farkındalıkları ve kardiyoloji hekimine başvurma oranları son derece düşüktür. Bir başka dikkat çeken nokta da ilk kalp krizi geçiren kadın hastaların ilk krizi geçiren erkek hastalara göre yaşam kaybı olasılığının yüksek olmasıdır. Neticede koroner arter hastalıkları erkeklerin tekelinde değil hatta kadınları daha da yakından ilgilendiren bir konudur belki de. Hekimliğin öncelikli misyonu hastalığın ortaya çıkmasını engellemek, sonraki basamakta erken teşhis etmek ve son olarak tedavi etmektir” ifadelerini kullandı.
“TANSİYONUN DÜZENLENMESİNİN KALP KRİZİ VE ANİ ÖLÜM RİSKİNİ AZALTTIĞI NET OLARAK BİLİNİYOR”
Kadında kalp damar hastalığı risk faktörleriyle ilgilide bilgi veren İmren, şunları kaydetti:
“Kadınlarda ortalama yaşam süresi erkeklerden daha uzun olduğu için, tüm toplumdaki hipertansiyonlu kadın sayısı erkeklerden fazladır. Tansiyonun düzenlenmesinin kalp krizi ve ani ölüm riskini azalttığı net olarak biliniyor. Ayrıca inme riskinin daha da yüksek oranda azaldığı net veridir. Sonuçta uygun tansiyon tedavisi başlanması kalp damar hastalığı riskini belirgin azaltmaktadır. Ülkemizle ilgili istatistikleri paylaşmak istiyorum. Kadınların yüzde 48’i, erkeklerin yüzde 28’i hipertansiyonu olduğunun farkında. Hipertansiyonu olan kadınların yüzde 47’si, erkeklerin yüzde 27’si ilaç kullanıyor. İlaç kullanan hastaların ise yüzde 27’sinde tansiyon gerçekten kontrol altında. Hipertansiyon ile ilgili son sözlerim, hipertansiyonun farkında olma, ilaç tedavisi kullanma ve ilaç kullanan hastalarda optimum sonuca ulaşma hedefleri ve nihayetinde kalp damar hastalığından korunma, mutlak olarak düzenli hekim kontrolünden geçmektedir.”
“DİYABETİK KADINLARIN YÜZDE 78’İNDE, DİYABETİ OLMAYAN KADINLARIN İSE YÜZDE 38’İNDE KALP DAMAR HASTALIĞI ORTAYA ÇIKMIŞTIR”
Kalp damar hastalıklarının kadınlarda erkeklere oranla daha geç yaşta ortaya çıkmaya başladığını bildiren Uzm. Dr. İmren, “Kadın şeker hastası ise bu avantaj kaybolur ve genç yaşta kalp hastalığı olma olasılığı artar. 30 yıl boyunca gözlenen diyabetik kadınların yüzde 78’inde, diyabeti olmayan kadınların ise yüzde 38’inde kalp damar hastalığı ortaya çıkmıştır. Kan dolaşımındaki insülinin artışı ile nitelendirilen insülin dirençli kadınlarda obezite, hipertansiyon, hiperlipidemi ortaya çıkma olasılığı yükselir. Bu tablo ‘’metabolik sendrom’’ dediğimiz ve kalp damar hastalığı riskini artıran başka bir antitenin tanımlamasıdır. Bel çevresinin 88 cm üzerinde olması, kan basıncının 130/85 mmHg’dan fazla olması, Trigliseride seviyesinin 150 mg ve üzerinde, HDL kolesterol seviyesinin 50 mg/dl’den düşük ve açlık kan şekerinin 110 mg/dl üzerinde olması kriterlerinden 3’ü varsa metabolik sendromdan bahsedilir. Diyabet ortaya çıkma riski obez kadınlarda ve gebelikte diyabet öyküsü yaşayanlarda daha yüksek. Fiziksel aktivitenin orta derecede artırılması ve kilo almaktan kaçınacak şekilde beslenme dahi diyabet gelişim riskini düşürüyor. Ortalama 5 yıl süren bir kadın sağlığı gözlem çalışmasında haftada en az 1 saat düzenli yürüyüş yapan kadınlarda, düzenli yürüyüş yapmayan kadınlara oranla kalp damar hastalığı çıkma olasılığı yarı yarıya düşüktür” diye konuştu.
“Total, LDL, HDL kolesterol, trigliserid seviyeleriyle kalp damar hastalıkları arasında yakın bir ilişki bulunur” diyen İmren, “Özellikle düşük HDL seviyesi kadınlarda önemli bir risk faktörüdür. LDL seviyesi kadınlarda yaşla birlikte artar ve kalp damar hastalığı olasılığını artırır. Trigliserid yüksekliği ve geniş bel ölçüsü, özellikle postmenoposal kadınlarda gelecekteki kalp damar hastalığının önemli belirteçleridir. Uygun zamanda, uygun dozda ve uygun sürede ilaç kullanmanız gerekliliğine karar veren hekiminize güveniniz” dedi.
“MENOPOZ SONRASINDA KADINLARDA KALP DAMAR HASTALIĞI ORTAYA ÇIKMA OLASILIĞI ARTMAKTADIR”
Menopoz sonrasında ise kadınlarda kalp damar hastalığının ortaya çıkma olasılığının arttığını ifade eden Ersin İmren, şunları kaydetti:
“Ancak bu artış yaş ile ilgili gibi gözükmektedir. Erken menopoza giren kadınların sadece sigara içenlerinin daha yüksek kalp damar hastalığı riski altında olduğu görülmüştür. Menopoz sonrası hormon tedavisinin kalp damar hastalıklarında azalma yaptığı gösterilememiştir. Bu nedenle hormon takviyesi kararını kardiyologlar değil kadın hastalıkları doğum uzmanları vermelidir.”
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.