Astım Hastalığında Çevresel Faktörlere Dikkat
Şişli Florence Nightingale Hastanesi Göğüs Hastalıkları bölümünden Doç. Dr. Levent Dalar, çevresel faktörlerin astımın gelişimindeki rolüne dikkat çekti.Astımın, bronş adı verilen hava yollarının kron...
Şişli Florence Nightingale Hastanesi Göğüs Hastalıkları bölümünden Doç. Dr. Levent Dalar, çevresel faktörlerin astımın gelişimindeki rolüne dikkat çekti.
Astımın, bronş adı verilen hava yollarının kronik bir hastalığı olduğunu belirten Dalar, "Alerjiye veya sık geçirilen enfeksiyonlara bağlı olarak ortaya çıkabilir. Astımda, hava yolları şiş ve kızarıktır, daralmıştır ve aşırı duyarlıdır. Hava yollarında aşırı duyarlılık normal bir insanın hava yollarının karşılaştığında herhangi bir kasılmaya yol açmayan sigara dumanı, parfüm, yemek ve bazı diğer kokulara karşı aşırı bir tepki vererek bronşların daralması halidir. Bu temas sonucu öksürük krizi ve nefes darlığı ortaya çıkabilir. Nefes darlığı ataklar halinde gelir ve özellikle geceleri uykudan uyandırması tipiktir. Ataklar arasında genelde nefes darlığı yakınması yoktur. Hastaların bir kısmında nefes darlığı sürekli bir hal alabilir ve hastanın yaşam kalitesini bozarak geceleri sürekli uyandırmaya, iş gücü kaybına, acile gitmelere, hastaneye yatmalara neden olabilir. Astımlılarda mutlaka nefes darlığı olmak zorunda değildir. Öksürükle de seyreden astım formları vardır. Özellikle geceleri gelen ve hastayı uykudan uyandıran" dedi.
"ASTIM TAMAMEN YOK EDİLEBİLİR Mİ?"
Astımı tamamen yok etmek mümkün olmayacağını ancak tam kontrol mümkün olabileceğini belirten Dalar, “Özellikle düzenli takip, disiplinli ilaç kullanımı ve doktor tavsiyelerinin yerine getirilmesi ile astımın tam kontrolü mümkündür. Astımda tam kontrol hastanın hiç bir nefes darlığı, öksürük, göğüste tıkanıklık hissinin olmaması, eforla nefes darlığının olmaması, gece nefes darlığı ile uyanmaması, kurtarıcı ilaç kullanmaması, nefes darlığı nedeni ile acile başvurmaması, astım nedeniyle hastaneye yatmaması ve bunlar sağlanırken de ilaçların herhangi bir yan etkisi olmaması anlamına gelmektedir. Bu hastaların çoğunda ulaşılabilir bir hedeftir.
Astımlı hastaların tedavisinin temelini eğitim oluşturmaktadır. Hasta hastalığı ile ilgili tüm bilgilere sahip olmalı, hekim ile sürekli diyalog halinde olmalıdır. Sağlığındaki en ufak değişimleri hekimiyle paylaşmalı, önerilen ilaçları önerilen süre düzenli kullanmalı, düzenli kontrollerine gitmelidir. Astım ilaçlarının büyük bir kısmı soluk alma yolu ile kullanılan ilaçlardır ve özel aletlerle verilmektedir. Bu değişik aletlerin kullanımı konusunda mutlak surette hekiminizden eğitim almalı ve tekrarlayan vizitlerde doğru kullanıp kullanmadığınız hekim tarafından kontrol edilmelidir” diye konuştu.
"HAYAT BOYU İLAÇ KULLANACAK MIYIM?"
Gerektiğinde hayat boyu ilaç kullanılabileceğini ifade eden Dalar, sözlerini şöyle tamamladı:
“Tedavide kullanılan ilaçlar yıllardan beri kullanılan, milyonlarca insanda denenmiş güvenilir ilaçlardır. Çok uzun süreler kullanımlarında güvenilirlikleri kanıtlanmıştır.
Astım tedavisinde amaç ağır bir astımlıyı orta derecede astımlı hale getirebilmek, orta astımlıyı ise hafif astımlı hale getirebilmektir. Bu amaçla bazen ilaçların hiç dozunu azaltmadan sizin kontrolünüzün sağlandığı dozda 6 ay- 1 sene sürekli kullanmak gerekebilir. Bu süre sonunda tam olarak kontrol sağlandı ise hekiminizin dozu düşmeyi deneyebilir. Dozu kendiniz düşmeyiniz. Doz gittikçe düşürülerek bir süre sonra hiç ilaç kullanmaz hale gelebilmek hastaların bir kısmında mümkün olabilmektedir. Ancak ilaçların dozunu kendiniz azaltmayın ve ilaçlarınızı kendiliğinizden bırakmayın.”
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.