Pınar Gültekin davasında karar çıktı
Muğla'da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'in öldürülmesiyle ilgili davada sanık Cemal Metin Avcı, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı, sanığın cezası uygulanan haksız tahrik indirimiyle 23 yıla düşürüldü.
3. Ağır Ceza Mahkemesindeki on üçüncü duruşmaya sanık Cemal Metin Avcı, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
Tutuksuz yargılanan Avcı'nın kardeşi Mertcan Avcı, maktul Gültekin'in babası Sıddık ve annesi Şefika Gültekin ile taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu. Duruşmaya diğer sanıklar Cemal Metin Avcı'nın eski eşi Eda K, babası Selim ve annesi Ayten Avcı ile iş ortakları Şükrü Gökhan O. ise katılmadı.
Duruşmada sanıklar ve avukatlarının son savunmaları dinlendi.
Sanık Cemal Metin Avcı, pişman olduğunu belirterek, cinayeti tek başına işlediğini söyledi.
Karşı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, cinayeti tasarlayarak işlemediğini savunan Avcı, maktulün kendisini ailesiyle tehdit ederek yüklü miktarda para aldığını, bunun da dekontlarının mevcut olduğunu öne sürdü.
Daha önce hiçbir suça karışmadığını, sabıka kaydının olmadığını söyleyen Avcı, cinayet öncesinde hazırlık yapmadığını savunarak adaletin doğru tecelli etmesini istedi.
Sanık Mertcan Avcı da maktulü tanımadığını ve ağabeyiyle olan münasebetini bilmediğini dile getirdi. Aleyhine hiçbir delil bulunmadığını söyleyen Avcı, hakkında beraat kararı verilmesini talep etti.
"Varili sanığın tek başına kaldırması mümkün değil"
Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir ise iddia makamının mütalaasına katıldıklarını, sanık Cemal Metin Avcı'nın Pınar Gültekin'i canavarca hisle ve eziyet çektirerek katlettiğini öne sürdü.
Sanığın cinayeti tasarlayarak işlediğini iddia eden Epözdemir, şunları dile getirdi:
"Profesyonel bir kadın katili gibi öncesini tasarlamış ve diri diri maktuleyi katletmiş, sonrasında 4 gün boyunca ailesiyle plaja gitmiş. Tamamen organize ve tasarlanan bir cinayet var. Sanık, duruşmalarda haksız tahrik yalanı altına sığınmıştır. Biz her duruşmada bu cinayetin tek başına işlenemeyeceğini söyledik. Bu, hayatın olağan akışına da aykırıdır. 168 kilo ağırlığındaki varili sanığın tek başına kaldırması mümkün değil. Bütün suç delilleri varilde yakılmış, diğer aile üyeleri tarafından da ev temizlenmiş. Sanık, maktulü yaşarken diri diri, canavarca hisle, eziyet çektirerek yakıyor, sonra varile beton döküyor ve son derece sakin bir şekilde varili de bir nehre atıyor ve cesedi saklamak için maksimum çaba sarf ediyor."
"Ailece mahvolduk"
Baba Sıddık Gültekin de on üç duruşmaya da katıldıklarını ifade ederek, "Benim kızım diri diri yakıldı. Her şey ortada halen neyin savunmasını yapıyorlar anlamıyorum. Bu insanlara idam cezası verilse bile bu mahkemeye inanmıyorum. Her Muğla'ya gelişimde ölüyorum. İki yıldır tek isteğim adalet. Sizin vereceğiniz kararın emsal olması lazım, biz bunu istiyoruz. Hepsine mahkemenizce en ağır cezanın verilmesini istiyorum." diye konuştu.
Anne Şefika Gültekin de iki yıldır çocuklarının ilaçla ayakta durduğunu anlatarak, "Ailece mahvolduk. Adalet yerini bulsun artık. Kızlarımız, kadınlarımız ölmesin, en ağır cezayı almasını istiyorum." ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyeti, aranın ardından sanık Cemal Metin Avcı'ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Heyet, haksız tahrik indirimi uygulayarak sanığın cezasını 23 yıla indirdi.
Mahkeme, Mertcan Avcı ve diğer sanıkların beraatine hükmetti.
Aile, karara tepki gösterdi
Kararın ardından Muğla Adliyesi önünde açıklama yapan baba Sıddık Gültekin, karara tepki göstererek bunu kabul etmenin mümkün olmadığını, her türlü hukuki yola başvuracaklarını söyledi.
Mahkeme kararının canlarını yaktığını dile getiren Gültekin, "Bu, adalet mi? Bir anne babaya bu kadar işkence çektirmek adalet mi? Geceleri yatamıyorum, kabuslar görüyorum. Bu kararla yalnız benim kızım değil, bütün ailem öldü. Adaletin olmadığı yerde biz kendi adaletimizi kendimiz mi sağlayalım? Böyle olması mı lazım?" dedi.
Anne Şefika Gültekin de böyle bir karar beklemediklerini anlatarak, çok üzgün olduklarını ve bir kez daha öldüklerini ifade etti.
"Hukuken ve fiilen bize göre kabul edilemez bir karardır"
Avukat Epözdemir de iki yıldır hukuki mücadele verdiklerini, bu süreçle ilgili bir irade ortaya koymaya çalıştıklarını söyledi.
Verilen kararı "hukuk garabeti" olarak değerlendirdiklerini belirten Epözdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu karar hukuken ve fiilen kabul edilemez bir karar. Başsavcılık makamı, Cemal Metin Avcı ve Mertcan Avcı bakımından 'tasarlayarak canavarca hisle kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istedi. Şükrü Gökhan O, Selim Avcı, Ayten Avcı ve Eda K. bakımından ise 6 aydan 5 yıla kadar 'suç delillerini gizleme ve yok etmeden' ceza istedi. Biz iki yıldır diyoruz ki: 'Bu mahkemeye güvenmiyoruz, buradan bir adalet çıkmaz.' Üç kez reddihakim talebinde bulunmuştuk."
Epözdemir, karara itiraz edeceklerini kaydetti.
Öte yandan Pınar Gültekin'in fotoğraflarını taşıyan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve bazı kadın derneklerinin üyeleri, kararı ve kadın cinayetlerini protesto etti.
Adliye önünden Sınırsızlık Meydanı'na slogan atarak yürüyüş yapmak isteyen protestoculara polis ekipleri izin vermedi.
Yapılan görüşmeler sonrasında grup, polis koridorunda meydana kadar yürüdü. (AA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.