Gazeteci Yazar Adem Özköse:
2012 yılında belgesel çekimi için gittiği Suriye’de 2 ayı aşkın süre rehin tutulan Gazeteci Yazar Adem Özköse, artık Anadolu’nun Şam, Gazze, Saraybosna ile eşdeğer tutulduğunu belirterek, "Onların ne...
2012 yılında belgesel çekimi için gittiği Suriye’de 2 ayı aşkın süre rehin tutulan Gazeteci Yazar Adem Özköse, artık Anadolu’nun Şam, Gazze, Saraybosna ile eşdeğer tutulduğunu belirterek, "Onların ne kadar sorumlulukları varsa, bizim de bu coğrafyaya o kadar sorumluluğumuz var. Bu coğrafyalar bizim coğrafyamızdır” dedi.
Bursa Büyükşehir Belediyesi, Gazete İlahiyat, İHH Öğrenci Konseyi, Türkiye Gençlik Vakfı Bursa Şubesi’nin katkılarıyla düzenlenen “Bir Gençlik Diriliyor” konferansında Gazeteci, Yazar Adem Özköse tecrübelerini anlattı.
AK Parti Milletvekili adayları Somali Eski Büyükelçisi Kani Torun ve Gazeteci- Yazar Nihat Nasır’ın da katıldığı konferans, İlahiyat Fakültesi Camisi Müezzini Mustafa Tuna’nın Kuran Kerim tilavetiyle başladı.
Yoğun bir katılımın olduğu programda sözlerine Mısır’da idam kararı verilen Muhammet Mursi’yi selamlayarak başlayan Adem Özköse, Türkiye’de bir dönem gerçek kahramanların kenara itildiğini, sahte kahramanların üretildiğini belirterek, “Artık Anadolu, Şam, Gazze, Saraybosna demek. Onların ne kadar sorumlulukları varsa bizim de bu coğrafyaya o kadar sorumluluğumuz var. Bu coğrafyalar bizim coğrafyamızdır” dedi.
"GERÇEK TARİHİMİZİ YURT DIŞINDA ÖĞRENDİM"
Yurtdışına çıktığında İslamiyeti, Osmanlı Tarihi’ni yeniden keşfettiğini anlatan Özköse, "Aslında her şey göründüğü gibi değil. Dünyaya bir kafesten değil, o kafesin dışına çıkarak bakmayı öğrendim. İslam beldeleri olmak üzere 60’a yakın ülke gezmeye başladım. Şairin şiirinde dediği gibi, nasıl bir dev olduğumuzu o zaman idrak ettim. Abdülhamid’i Kızıl Sultan olarak yaftalayan tarihten öte bir tarih öğrendim. Ama bize bunlar yıllarca unutturulmaya çalışıldı, senelerdir bunun uğraşı verildi. 2008 yılında bir süre Gazze’de çalıştım. Orada Gazze’lilerin Osmanlı’ya hala nasıl bağlı olduklarını, Abdülhamid’i hala nasıl sevdiklerini anladım. Minibüse bindiğimde yabancı olduğumu anlayıp nereli olduğum soruluyordu. Ben de ‘Türk’üm’ diyordum, bana verilen cevap çok manidardı. ‘Sen Abdülhamid’in torunusun, Osmanlı çocuğusun senden para alınmaz.’ Burada ne lokantalara para ödeyebildim, ne başka bir yere. Maalesef bizde aynı şey yaşanmıyor. Çünkü bize bunlar unutturuldu. Aynı hassasiyete sahip olabilmeliyiz. Bize unutturmaya çalıştıklarını hatırlamalıyız” dedi..
"BEDELİ DAVOS’TA ÖDENDİ"
Sadece Ortadoğu’da değil Filipinlerde başından geçen olayı anlatan Özköse, "Filipinler’de bir lokantaya gittiklerini ve yemek ücretinin lokanta sahibi tarafından alınmadığını belirtti. Lübnan’a göç etmek zorunda kalan Filistinli Lokanta sahibi "Bunun bedeli Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Davos’ta, "One Munite" sözleriyle ödendi" dedi. Bunu hiç unutamıyorum. Biz gençlerden artık Fatih’ler, Selahattin Eyyübileri beklememelerini istiyoruz. Necip Fazıl Kısakürek’in gençliğe hitabesindeki gibi, "Ben varım" demelerini istiyor ve bekliyoruz" şeklinde konuştu.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.