Demir Çelik Emeklisi Bahçesinde Onlarca Çeşit Ürün Yetiştiriyor
Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde yaşayan demir çelik fabrikası emeklisi İsmet Koç, toplam bir dönümü bulan bahçesinde onlarca çeşit ürün yetiştirip hem kendi geçimini sağlıyor hem de komşularını üretime...
Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde yaşayan demir çelik fabrikası emeklisi İsmet Koç, toplam bir dönümü bulan bahçesinde onlarca çeşit ürün yetiştirip hem kendi geçimini sağlıyor hem de komşularını üretime teşvik ediyor. Koç, insanların tembelliğe alıştığını belirterek herkesin üretime teşvik edilmesi gerektiğini söyledi.
Kdz. Ereğli ilçesinin Kışla mahallesinde yaşayan iki çocuk babası İsmet Koç, eşi ile birlikte kendi bahçesinde hem onlarca çeşit ürün yetiştiriyor hem de aynı ürünleri komşularının yetiştirmesi için onları teşvik ediyor. Ereğli’de 10 yıl önce demir çelik fabrikalarından emekli olan İsmet Koç, bahçesinde marul, roka, maydanoz, tere, pırasa, domates, biber, salatalık ve çilek üretmeye başladı. Biri makine mühendisi iki çocuğunun evlendiğini, eşi ile birlikte yaşadığını ve aldığı emekli maaşı ile rahat geçinmesine rağmen komşularını teşvik amacıyla üretim yapmaya başladığını dile getiren İsmet Koç, Ereğli ilçesinde aslında insanların batmadığını, insanların tembelliğe alıştığını ifade etti. İnsanların iş beğenmemesi ve üretim yapmamasından şikayet eden Koç, kuluçkaya yatırdığı tavuk ve civcivleri komşularına dağıtarak onların en azından tavuk beslemelerine neden oluyor."
Bahçesindeki üretimi ve tavuk yetiştiriciliğini zevk için yaptığını anlatan Koç, şunları söyledi: “Evdeyim. Hiçbir ihtiyacım yok. Bunları zevk için yapıyorum. İnsanları tetikliyorum. İnsanlar çalışsın, asalak yaşamasın. Çalışınca oluyor. Köy yumurtasının tanesi 80 kuruş. Hiçbir maliyeti yok. Yüzde yüz kar var. Komşularımı tetiklemek için yavru civciv veriyorum. Civcivler büyüyünce kürküğü geri alıyorum. Az önce komşularım geldi marul fide istediler. Ereğli insanının çalışması lazım. Çalışmadığı müddetçe her zaman Ereğli geriye gider. Ereğli battı diyorlar, aslında batmadı. İnsanların çalışması lazım."
Erdemir ve TTK’ya insanların güvendiğini anlatan Koç, sözlerini şöyle sürdürdü: "TTK ve ERDEMİR bitti. İnsanlar artık tembelliğe alıştı. Değişik sektöre girilmesi gerekiyor. İnsanlar değişik sektöre girmiyor. Biz kendi becerimiz kadar bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Birilerinin bu işe sahip çıkması ve bu gidişe bir dur demesi lazım. İnsanlar ‘bu işi yapamam, o işi yapmam’ diyor. O zaman ne iş yapacaksın? Eskiden ilkokul lise mezunları çalışıyordu. Bir sıvacı, kalebodurcu, montajcı bulamıyoruz. Ne olacak şimdi? ‘Sen ne iş yaparsın?’ diye soruyoruz. ‘Her işi yaparım’ diyor. Her işi yapan hiçbir işi yapmaz. Ereğli gemi montajcı arıyor, bulamıyor. Soruyorum kişiler ya işi ya da verilen parayı beğenmiyor. ‘Tarla da çalış’, yok, ‘orada çalış’ yok. Herkes masa başında oturmaya alışmış. Bakın orada maydanoz, marul, roka, tere var. Gidiyorum bunları toptancıya veriyorum, geliyorum. Hem evimin, hem komşularımın hem de insanları teşvik etmeye çalışıyorum. Kaymak, süt bulamıyoruz. Kaymağın tabağı 8,5 lira”
“ÇİLEK ÜRÜNÜNÜN SATILACAĞI BİR YER YOK”
Kokusu ve aroması ile ünü Türkiye’ye yayılan Osmanlı çileğinin bu yıl 800-900 kilo üretildiğine yönelik açıklamalara tepki gösteren Koç, sadece kendisinin bu yıl 700-800 kilo civarında çilek ürettiğini dile getirdi. Çileği satmak için pazar bulamadıklarını ifade eden Koç, üreticilere kendi çileklerini satabilecekleri yer verilmesini istedi. Koç açıklamasında, Ereğli’de çilek derneği olduğunu belirterek şunları söyledi: "Çilek toplamıyorlar. Çilek toplayan kimse yok. Biz gidip toptancıya 3 liradan 5 liradan veriyoruz. Oysa çilekçilerin kendi yeri olsa, çilekler oradan toplansa ya da bir hal olsa çilek daha fazla para edecek. İnsanlar daha fazla üretecek. Şimdi gördünüz. Çilek yok diyorlar. Çilek derneği diyor ki; ‘Osmanlı çileğini 800-900 kilo ürettik.’ 700-800 kilo sadece ben kendim üretiyorum. Siz gördünüz. Fotoğraflarını çektiniz. Bunu biz bir aile üretiyoruz. Koskoca Ereğli 800-900 kilo çilek üretiyor. Bu Ereğli’ye yazıktır, günahtır. Bu neden kaynaklanıyor? Pazar yok, pazar bulamıyorsun. ‘Sen getirdin biz satmadık mı’ diyecekler de kardeşim nerede yer? Yerimiz vardı da biz mi görmedik? Orada bir sürü dernek yerleri var. Bomboş duruyor kardeşim. Orada çilekçiler derneğinin yeri olması lazım. Eğer bir yer olursa insanlar gelir çileğini tartar, satar parasını alır. Yağını, şekerini, tuzunu alır evine gelir rahat bir şekilde uyur.”
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.