Bakan Canikli’den Ttıp Açıklaması

Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, ABD ile Avrupa Birliği (AB) arasında müzakere edilen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) anlaşmasıyla ilgili, "İki seçenek var, ya karar sürecine dahil edileceğiz ya da bu anlaşmadan eşit olarak faydalanacağız. Bu yapılmadığı takdirde tek bir seçeneğimiz kalır, Gümrük Birliği’nden vazgeçmek" dedi.

Bakan Canikli, Globus Vision’a verdiği röportajda ABD ile AB arasında müzakereleri devam eden TTIP’ın Türkiye’ye etkilerine ilişkin açıklamalarda bulundu. ABD firmalarının AB ekonomisine korumasız girmeleri halinde Türk firmaları aleyhine dezavantajlı bir durum ortaya çıkacağını belirten Canikli, "Çünkü bizim firmalarımız açısından rekabet artacak. AB içerisinde bir yapı var ama ABD firmalarının korumasız bir şekilde girmeleri halinde bizim firmalarımız açısından çok ciddi bir sıkıntı ortaya çıkacak. Bu nedenle biz orada bir pazar daralması yaşayacağız" dedi.

"BİZİ CİDDİ ANLAMDA OLUMSUZ YÖNDE ETKİLEYECEK"

Türkiye’nin 7 milyar dolarlık bir dış ticaret açığı olduğunu hatırlatan Canikli, "Bu anlaşmadan sonra AB firmalarının ABD pazarına girmelerinden sonra da şu andakinden farklı bir rekabet, daha aşırı bir rekabet ortamıyla karşı karşıya kalacağız. Muhtemelen bu ABD’ye yapacağımız ihracatta da bir daralma meydana gelecek. Burada bir kaybımız söz konusu olacak, çok ağır sonuçları olacak bir anlaşma. Dolayısıyla bizim bunu kabul etmemiz, daha doğrusu Türk ekonomisinin tolere etmesi, üstesinden gelmesi mümkün değil. Yani siyasi bir kabul ya da reddetme anlamında değil, tamamen ekonomik nedenlerle ve gerekçelerle Türkiye’nin böyle bir durumu, bu ekonomik tahribatı kapatması, telafi etmesi kesinlikle mümkün değil, söz konusu bile olamaz. Bizi ciddi anlamda olumsuz yönde etkileyecektir. Bütün alanlara da yansıyacaktır. Üretim, istihdam, ihracat, dış ticaret, cari açık bütün göstergeleri olumsuz yönde etkileyecektir" ifadelerini kullandı.

"İKİ SEÇENEK VAR"

İki seçenek olduğunu belirten Bakan Canikli, "Ya karar sürecine dahil edileceğiz ya da bu anlaşmadan eşit olarak faydalanacağız. Örnek olarak transatlantik firmaları korumasız olarak Türkiye’ye gelirken aynı şartlarda Türk firmaları da bu pazarlara aynı şekilde girebilmeli. Yani transatlantik ABD firması bu anlaşmadan sonra hangi şartlarda, hangi imkanlarla, hangi koruma düzeyiyle giriyorsa Türk firmaları da o pazarlara aynı şartlarda girebilmeli. İkisinden bir tanesi mutlaka sağlanmalı. Ya anlaşmada, görüşmelerde söz sahibi olmalıyız ya da sonuçlarından eşit olarak faydalanmalıyız. Bu yapılmadığı takdirde bizim bunu kabul etmemiz kesinlikle mümkün değil" dedi.

"Bunların sağlanmaması durumunda bizim tek bir seçeneğimiz kalır, Gümrük Birliği’nden vazgeçmek" diyen Canikli, şunları kaydetti:

"Bu tabii istemediğimiz bir sonuç, bunu arzu etmiyoruz kesinlikle, biz yürümesini istiyoruz. Gümrük Birliği’nin anlaşmasını nihai hedefimiz olan tam üyeliğe ulaşmada çok önemli katkılar sağladığına ve sağlayacağına inanıyoruz. Zira böyle bir seçenekle karşı karşıya bırakılırsak mecburen bizim yapabileceğimiz tek bir hamle var, o da Gümrük Birliği’ni ortadan kaldırmak, vazgeçmek, bertaraf etmektir. Bu yönde dayatılır ve ısrar edilirse bunu herkes çok iyi biliyor. AB de biliyor böyle bir anlaşmanın nasıl bir tahribata yol açacağını, hepsi biliyor. Dolayısıyla bu konuda ısrar etmeleri demek ve bizim tek bir hamleyle karşı karşıya kalacağımızı da biliyorlar. O zaman demek ki bilerek, isteyerek, özellikle bu sonucu görerek Gümrük Birliği anlaşmasından vazgeçmemizi isteyerek böyle bir hamle yapıyorlar anlamına gelir. Çünkü başka bir anlamı yok."

TTIP MÜZAKERELERİ

AB ve ABD arasında başlatılan TTIP müzakereleri, sadece taraflara geniş bir serbest ticaret alanı oluşturmanın ötesinde küresel ticaret norm ve kurallarını da yeniden belirlemeye çalışacakları bir platform sunuyor. Transatlantik dünyası ile derin ilişkiye sahip olan Türkiye’nin kendi üzerinde etki yapacak bu yapının bir şekilde içinde yer alması önemli. Bu bağlamda ABD ile ortaklığın gelişmesine yönelik muhtemel bir ticaret anlaşmasının "derin ve kapsamlı" olması Türkiye’nin yeni küresel ticaret gündemine hazırlanmasında da katkı sağlayacak.