Bahçeli: 'Dersim isyandır isyancılar teröristtir'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 1937 yılında yaşanan isyanla ilgili ''1937-38’de Tunceli’de baş gösteren hadiseler isyandır bu isyana karışanlar da devrin bölücü teröristleridir'' dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, millet ile aralarına örülmek istenilen nifak duvarlarını yıkmak, kurulan tuzakları bozmak, kapatılmak istenilen gönül yollarını açmak için Tunceli’de olduğunu söyledi. Bahçeli TBMM’nde Dersim isyanı için sarf ettiği sözlerin aynısını Tunceli’de de söyleyerek, “Milleti bölmeye çalışan hiçbir kötü çevreye izin verilemez. Çeteler, örgütler, ayrılıkçı eylemler, çıkar ve menfaat ağlarıyla örülmüş, feodal kalıntılar devletin sürekliliğine, milletin bütünlüğünü hazımsızlık çekiliyorsa bu karşılıksız bırakılamaz. Bu itibarla 1937-38'de Tunceli’de baş gösteren hadiseler bir isyandır. Bu isyana karışanlar da devrin bölücü teröristleridir” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Elazığ’dan karayoluyla Tunceli’ye geçti. Bahçeli Tunceli Valiliği önünde bulunan Atatürk büstü önünde yaptığı konuşmaya aziz vatandaşlarım, değerli Tuncelili kardeşlerim diyerek sözlerine başladı. Tunceli’ye kardeşlik hissiyatını pekiştirmek için geldiğini söyleyen Bahçeli, “Bugün buraya kardeşlik hissiyatını pekiştirmek için geldim. Bugün buraya bin yıllık kardeşliği kaderdaşlığı, bin yıllık kucaklaşmayı perçinlemek için geldim. Bugün buraya Tuncelili kardeşlerimle hasret gidermeye, muhabbet ve dostluk bağlarını güçlendirmeye geldim. Aramıza örülen nifak duvarlarını yıkmak için Tunceli’deyim, kurulan tuzakları bozmak, kapatılmak istenilen gönül yollarını açmak için Tunceli’deyim” dedi.
“MHP’DE MANGAL GİBİ YÜREK, DAĞLARI ERİTECEK KADAR DEVASA CESARET VARDIR”
Konuşmasında Tunceli’ye gidemiyor dedikodularına da yanıt veren Bahçeli, hiç kimsenin MHP’nin cesaretini ölçmeye kalkmaması uyarısında bulundu. Bahçeli, “Tunç yürekli kardeşlerimizle buluşmamızı çekemeyenler dedikodu yaptılar. Tunceli’ye gelmemize sanki yabancı ve hasım bir ülkeyi ziyaret ediyormuşuz gibi sabote etmeye ve engellemeye kalkıştılar. İcazet ve vesayet altında başbakanlık yapan Davutoğlu geçtiğimiz Salı günü şahsıma meydan okumuştu. Cesaretimi sınamış, yürekli olup olmadığımı sorgulamıştı. Başbakan öylesine çıldırmıştı ki buyurun gidin bu söylediklerinizi Tunceli’de de söyleyin, cesaretiniz ve yüreğiniz varsa diyerek denge ve kontrolünü bütünüyle kaybetmişti. İşte Tunceli’deyim İşte Türk milletinin güzide evlatlarıyla bir aradayım. Devlet, devletiyle, devlet milleti ile Tunceli’dedir. Bizim vatan topraklarında gidemeyeceğimiz bir yer yoktur. Türkiye’nin her karışında anımız, hatıramız, iddiamız vardır. Çünkü biz Türkiye’yiz. Çünkü biz hepimiz Türk milletinin onurlu evlatlarıyız. Biz Türkiye’nin her yerinde birlik ve beraberlik mesajı veriyoruz. Biz Türk vatanının her yöresinde şeref ve namus mücadelesi ile ülkülerimizi anlatıyor ve yolumuza devam ediyoruz. Sayın Davutoğlu bilmiyorsa, öğrenmediyse, öğrenemediyse buradan kendisine hatırlatıyorum. MHP’de mangal gibi yürek, demir dağları eritecek kadar devasa bir cesaret vardır. Biz ne insanımızdan cayarız, ne vatanımızdan vazgeçeriz, biz ne devletimize yüz çeviririz, ne milletimizden koparız. Biz ne ihanetten korkar, ne de haram yiyenlerden çekininiz. Bunlar bizim için hayatımızın varlığımızın ve davamızın anlam ve değer yüklü ana ilkeleridir. Efendilerinin koltuğuna sığınmış sığ ve sorumsuz zihniyetlerin bizimle aşık atması bizimle iddialaşması mümkün değildir. Yufka yüreklilerle çetin yolların aşılamayacağını iyi biliriz. İstismarcı, bozguncu, bölücü, yıkıcı niyet ve amaçlarla bir gelecek olmayacağını bir an olsun aklımızdan çıkarmayız. Geçmişte yaşananları bugüne getirip özür lobisi kurmanın huzur beka ve iç barışımıza katkı sağlayamayağını da asla unutmayız. Bu vesileyle tarihten husumet çıkarmak için el ovuşturanlara açık açık sesleniyorum, Türk milleti hükmü şahsiyetine devlet olmaktan kaynaklanan hak ve yetkilerine el ve dil uzatan kanlı emellere geçmişin her döneminde haddini bildirmiştir. Bu dün olmuştur, bugün olmalıdır gelecekte de olmalıdır” şeklinde konuştu.
“İSYANA KARIŞANLAR DEVRİN BÖLÜCÜ TERÖRİSTLERİDİR”
Devlet Bahçeli, 1937-38 isyanına karışanların terörist olduğunu söyledi. Bahçeli, “Dünyanın neresinde olursa olsun halkının güvenini ve desteğini almış meşru bir devlet kendisine yönelmiş tehlikeleri önlemek ve bertaraf etmekle mükelleftir. Mahşeri vicdan bunu şart koşmaktadır. Hukuk bunu emretmektedir, var olmak ebediyete ulaşabilmek iç ve dış mihraklara karşı uyanık olmalıyız. Herkes bilmelidir ki devleti yıkmaya çalışan hiçbir gayri meşru girişime küsmemizi, darılmamızı, parçalanmamızı, projelendiren hiçbir ahlaksız sürece müsaade ve müsamaha gösterilemez. Milleti bölmeye çalışan hiçbir kötü çevreye izin verilemez. Çeteler, örgütler, ayrılıkçı eylemler çıkar ve menfaat ağlarıyla örülmüş, feodal kalıntılar devletin sürekliliğine, milletin bütünlüğünü hazımsızlık çekiliyorsa bu karşılıksız bırakılamaz. Bu itibarla 1937-38 de Tunceli’de baş gösteren hadiseler bir isyandır. Bu isyana karışanlar da devrin bölücü teröristleridir. Ve hiçbir teröristin dini, milliyeti, mezhebi, kimliği, etnik kökeni önemli olmayacak, önemli sayılamayacaktır. Zira elinde silahla dağda, bayırda, ovada, gezenler topraklarımızdan pay kapmak isteyen, masum vatandaşlarımızı, güvenlik güçlerine kast eden hiçbir bedbaht mazlum görülemeyecektir. Hele ki onlardan özür dileyerek hürmet ve hayranlıkla yad ettiğimiz evladı Kerbela’dan adledilmesi zillet olduğu kadar da hakarettir” ifadelerini kullandı.
“SİZLERLE GÖNÜL BİRLİĞİYLE KONUŞMAK İÇİN BURAYA KOŞTUK”
Devlet Bahçeli konuşmasında Tuncelilerle gönül birliğiyle konuşmak için geldiklerini söyledi. Bahçeli, “Muhterem Tuncelililer biz buraya sizlerle gönül birliğiyle konuşmak için koştuk. Buraya Tuncelililerle aramıza demir perde çekmek için provakasyonlar üretenleri hayal kırıklığına uğratmak için geldik. Şimdi ben Tunceli’de olduğuma göre devlet, devletinin her yerinde ve milletinin her değerinde sapa sağlam durduğuna göre, başbakan ne yapacaktır. Mahcup oluş mağlup düşmüş Tuncelilinin hassasiyetleri ile oynayarak siyasal rant devşirme peşinde olan bu şahsiyet bundan sonra nasıl başbakanlık yapacaktır. İsyankarlardan özür dilemenin erdem olduğunu zırvalayan Davutloğu gerçekten de erdemli davranıp istifa ederek kalan haysiyet ve itibarını kurtarabilecek midir? Devletin diz çökeceğini söyleyen başbakana diyorum ki devlet diz çökmez. Devletin el etek öpeceğini ileri süren başbakana diyorum ki devlet el de öpmez etek de öpmez. Devlet diz çökerse millet ricat edecektir. Devlet zarara düşer ve zayıflarsa milletin bozgun yaşaması kaçınılmaz olacaktır. Siz bakmayın bu güne tarihteki hiçbir Türk devleti hamdolsun ne zalimin karşısında diz çökmüş ne de hainin karşısında iki büklüm olmuştur. Türk milletinin şan ve şerefinin bir mükafatıdır. Diz çökseydik, el öpseydik, taviz verseydik yurdumuzda bağımsızlığımızdan bahsedemeyeceğimiz gibi Tunceli gibi bir ilimiz de olmazdı. Bugün buradaysak vehimlere teslim olmayan vesveselere kanmayan, tehditlere kulak asmayan asil bir mücadelenin sonucu sayesindedir. Bunun kıymetini bilelim” dedi.
“BU KUTLU VATAN HEPİMİZİNDİR”
Bahçeli bu vatan topraklarının Türkiye’de yaşayan 77 milyonun olduğunu söyledi. Bahçeli, “Mezhebi ve yöresi ne olursa olsun, Türk milletine ruh ve mana katan aziz ecdadımız bizlere gözümüz gibi bakacağımız bir vatan, üzerinde titrememiz gereken bir kardeşlik mirası bırakmıştır. Bu kutlu vatan hepimizindir. Türkiye 77 milyon Türk vatandaşının kutsal hazinesidir. Nitekim herkes eşittir. Büyük Türk milleti hepimizin iftiharı hepimizin duası ve gururudur acılarımız sevinçlerimiz ortak günümüz bir geleceğimiz birliktedir. Tunceli 81 vilayetimizden biridir. Elazığ neyse Tunceli odur. Hakkari neyse Ankara aynısıdır. Bu topraklar, bu vatandan kopmayacak, ayrılmayacak birer parçasıdır, o halde kardeşçe yaşamak varken, el ele, gönül gönüle Allah’ın nimetlerinden nasiplenmek dururken, içimizi karıştırmaya çalışanlara niçin göz yumalım, oyunlara neden gelelim. AK Parti PKK ittifakıyla sürdürülen ihanet müzakerelerini nasıl ve hangi vicdan körlüğü ile görmezden gelebiliriz. Eğer yanlışa suskun kalırsak 16. Yüzyılda Türkçe söyleyen Türkçe yazan rahmetli Pir Sultan Abdal’a yarın mahşerde ne diyeceğiz. Unutmayınız ki yavrusunu kaybetmiş bir koyunun dahi feryadını ciğerinde duymuş Pir Sultan Abdal hepimizin kutup yıldızıdır. ‘Deniz çaldım asa ile, göğe aldım İsa ile Tur Dağı’nda Musa ile, Münacette dura geldim’ mesajındaki muhteşem ferasat, enginlik, geniş görüşlülük, kucaklayıcı tavır Pir Sultan’dan bizlere öğüt kalmıştır. Bir kez daha Tuncelili kardeşlerimi selamlayarak konuşmalarımı bitiriyorum” ifadelerini kullandı. Bahçeli’nin konuşma yaptığı sırada zaman zaman gergin anlar yaşandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.