Nazilli büyük bir susuzluk tehlikesi altında!
Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün eylül ve kasım ayları arasındaki üç aylık ve kasım ayı kuraklık haritalarına göre, Nazilli’nin olağanüstü kuraklıkla karşıya kaldığı ve haritanın giderek karardığı açıklandı.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Standart Yağış İndeksi (SPI – Standardized Precipitation Index) metoduna göre 2020 Eylül-Ekim-Kasım ayları meteorolojik kuraklık analizi ve Normalin Yüzdesi (PNI – Percent of Normal Index) metoduna göre, son üç aylık ve 2020 Kasım ayı meteorolojik kuraklık durumuna ilişkin haritalar yayımlandı.
Eylül ve kasım ayları arasındaki üç aylık ve kasım ayı kuraklık haritalarına göre Nazilli’nin önemli bölümünün yağış almadığı, olağanüstü, çok şiddetli ve şiddetli kuraklık yaşandığı görüldü.
OLAĞANÜSTÜ VE ÇOK ŞİDDETLİ KURAKLIK
Haritalarda, Nazilli’nin büyük bölümünün olağanüstü, çok şiddetli ve şiddetli kuraklık yaşadığı görülüyor. Küresel ısınma, tarımda yüzde 75-80’in üzerinde vahşi tarımsal sulama kullanımı, baraj-göletler, zirai ilaç kalıntıları, evsel ve sanayi atıklar nedeniyle kirletilmesi gibi nedenlerle tatlı su kaynakları ve göllerin hızla yok olduğu, son yıllardaki yağışların giderek azalmasıyla da büyük bir kuraklık tehdidi yaşandığı kaydedildi.
REKOLTE KAYBINI YÜZDE 50-60’A YÜKSELTTİ
Son üç ay düşük giden yağışın, rekolte tahminlerini de olumsuz etkileyeceği öngörülürken, zeytinde rekolte tahmini mayıs ayındaki çöl sıcakları nedeniyle yüzde 30 düşük olacakken, son üç ayda yağış olmaması rekoltedeki kaybı yüzde 50-60’a kadar yükselttiği açıklandı.
YÜZDE 80’İNDE METEOROLOJİK KURAKLIK
Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı Dr. Erol Kesici ise Meteoroloji’nin, birçok ülkeden çok daha başarılı sonuçlar veren bir kurum olduğunu söyledi. Dr. Erol Kesici, son üç aylık kuraklık haritalarına bakıldığında, Türkiye’de kuraklığın üç temel etkeninden biri olan iklimsel kuraklığın söz konusu olduğunu açıkladı. Türkiye’nin birçok yerinin, neredeyse yüzde 80’inin meteorolojik kuraklıkla karşı karşıya olduğunu kaydeden Dr. Kesici, ülkede son 60 yılda, 70’e yakın doğal gölün kuruduğunu söyledi.
ESAS SORUN, TARIMSAL SULAMA
Bazı insanların su tasarrufunu çeşmeyi açık bırakmamak, duş alırken veya diş fırçalarken daha az su kullanmak gibi örneklere bağladığını kaydeden Dr. Kesici, “Elbette bunlar önemlidir ve yapılmalıdır. Ancak esas sorun tarımsal sulama ve ülkemizin birçok yerinde olduğu gibi ana şebekelerdeki su kaçakları kesinlikle göz ardı edilmemesi gereken temel noktalardır. Çeşmeden kullandığımız su gelişen teknolojiye göre aç-kapa sistemiyle gayet güzel ayarlanabilirken, ne yazık ki ülkemizin birçok yerinde yüzde 80’e varan ve bu durumun giderek artacağını da belirtirsek, aşırı ve bilim dışı tarımsal sulamadan kaynaklanmaktadır. Bu derin su ve toprak kaybına neden olmaktadır” diye konuştu. (DHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.