KARINCALI DAĞI'NIN EN YÜKSEK ŞELALESİ KEŞFEDİLDİ
Efeler diyarı Aydın’ımızda gün geçmiyor ki yeni bir doğal güzelliği ortaya çıkmasın. Çam ormanlarıyla kaplı Karıncalı dağının, derin vadilerinin içine gizlenmiş bir doğa güzelliğinin peşine düşeceğiz. Benim tabirimle şelale avına çıkacağız.
Karıncalı Dağı
Karıncalı dağı, Doğu Menteşe dağ grubunun içinde yer alır. Karacasu ilçesinin üstünde bulunan 1703 metrelik zirvesi vardır. Çoğunluğu çam ormanlarıyla kaplı olduğundan oksijen deposudur. Akçay ile Dandalas çayları arasında yer alır. Birçok doğa güzelliğine ev sahipliği yapar. Bunlardan en önemlisi Bahçeköy mahallesinde bulunan 38,00 ha büyüklüğünde koruma altında olan Çağlayan Tabiat Parkı’dır. Ayrıca burada da küçük de olsa şelaleler mevcut. Ailecek yürüyüşe uygun yolları var.
Harita Araştırması
Keşif öncesinde Karıncalı dağının bir bölgesini mercek altına alıyorum. Google Earth ve benzeri birçok programdan geçmiş yıllara ait harita görüntülerini de inceleyerek bir konumu işaretliyorum. Burada suyun rengi biraz belirgin şekilde ortaya çıkmış. Şelale olma ihtimali çok yüksek. Tabi bu kadar büyük ve güzel olabileceğini tahmin etmemiştim. Bir gün sonrası öğleden sonra gezgin arkadaşlarım (Muzaffer Çetinkaya ve Ahmet Aksu) ile apar topar yola koyuluyoruz.
Karacasu Esençay üzerinden dağ yollarından 1000 metrenin üstü rakımlara kadar çıkıyoruz. Yol tarifi yapamıyorum çünkü karışık toprak dağ yolları yer yer çok kötüleşiyor. Altı yüksek bir araba tercih edilmeli. Anca koordinatlarını yazabilirim. Rotasını kendiniz bulacaksınız zaten. Koordinatlar… Enlem: 37°46'6.22"K Boylam: 28°30'38.82"D
Buradan Babadağ’ın şahane bir görüntüsü var. Bu sene maalesef kar yağışı çok kısa sürdü. Sadece zirvelerde kaldı.
Ve haritadan işaretlediğim nokta tam karşımda. Devasa bir şelale. Beklediğimden çok daha büyük. Daha tam aşağısı gözükmüyor bile. Şelaleye tam karşıdan dolaşarak ulaşılabileceği için uzaktan görme şansımız oldu ve bu bizi çok daha fazla heyecanlandırdı.
Karıncalı dağında yolculuğumuza devam ediyoruz. Yolda karşımıza çıkan güzellikleri görüp fotoğraflamadan edemiyoruz. Mis gibi çam ormanlarıyla çevrili her yer. Kaliteli oksijen çekiyoruz.
Şelalenin üstüne kadar arabayla gidiyoruz. Artık bundan sonra yayan aşağıya inmemiz gerekiyor. Ancak aşağısı ürkütücü çünkü çok dik iniyor yer yer uçurumlar var. Çam ağaçlarının kozalakları her yere dağılmış durumda basıp kayma riskimiz fazla. En azından yan yan da olsa inecek yer arıyoruz. Bir yer bulup inmeye devam ediyoruz. İnerken de enfes manzaraları izliyoruz.
Sonunda dereye varıyoruz. Az yukarıda da şelale mevcut. Abartısız arabadan buraya ulaşmamız 40 dakika kadar sürüyor. Aydın ilimizin göz bebeği, oksijen deposu, efeler mekanı, karıncalı dağın en yüksek şelalesini keşfetmiş oluyoruz. Şahane bir güzellik. Sular taşlardan coşarcasına neşe içerisinde dökülüyor. Önünde de küçük bir havuz oluşmuş. İnsansız görüntülerde büyüklüğü belli olmayabilir. Şelalenin tepesine tırmanıyoruz. O zaman işte yanında küçücük kalıyoruz. Yüksekliği ortaya çıkıyor. Fotoğrafta şelalenin yanında mavi bir nokta kadar kalıyorum. Dağın şu ana kadar bilinen en büyük şelalesi Esençay şelalesiydi. Onu da görmüş biri olarak bu şelalenin daha büyük olduğunu tasdikleyebilirim.
Bu şelale bölge turizmi açısından çok önemli hale gelebilir. Yakınlarına kadar bir orman yolu mevcut zaten. Önemli olan aşağıya şelalenin yanına inebilmek. Oraya da ahşap yol yapılırsa herkes inebilir. Hatta şelalenin hemen önündeki dar vadiyi birbirine bağlayan ahşap köprü mükemmel olur. Şelaleyi tam karşısından izlemek inanılmaz keyifli olacaktır. Buradan yetkililere duyuruyoruz. Burayı görmek isteyen çok insan olacaktır.
Şelalenin tepesinden manzara da bu şekilde
Çakırcalı (Çakıcı) Mehmet Efe
Efeler diyarı dedik Karıncalı dağ dedik. Bu kültürün en önemli simalarından Çakırcalı Mehmet Efe’den bahsetmemek olmaz. Aslen Ödemiş’li olan Çakırcalı her efe gibi yoksul halkın yanında olmuş. Çevreye çok fazla hayır işleri yaptırmış. Efeliği süresince birçoğu kendisi tarafından tam 1080 kişiyi öldürdüğü öne sürülmektedir. Sonunda da zaptiyelerle yapılan çatışma sonucunda Karıncalı dağında öldürülmüştür.