"Bu virüs nasıl bulaştığı anlaşılmayacak kadar hızlı"
Aydın'da, yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadelede ön safta yer alırken yakalandıkları hastalığı atlatıp görevlerine dönen hemşireler, yaşadıkları zorlu süreci anlattı.
Aydın'da, yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadelede ön safta yer alırken yakalandıkları hastalığı atlatıp görevlerine dönen hemşireler, yaşadıkları zorlu süreci anlattı.
Kuşadası Devlet Hastanesinde Evde Bakım Hizmetlerinde çalışan 3 çocuk annesi Cennet Dombaloğlu (53), AA muhabirine, salgınla mücadele ederken 10 Kasım'da hastalığa yakalandığını belirtti.
Hastalığının halsizlik, baş ağrısı ve mide bulantısıyla başladığını anlatan Dombaloğlu, çalıştığı hastanede tedavi gördükten sonra evde kendisini izolasyona aldığını ifade etti.
Çalıştığı süre boyunca ailesiyle çok temas kurmadığı için virüsün onlara bulaşmadığını dile getiren Dombaloğlu, "Beni en çok korkutan solunumdu. Allah korusun, akciğerlere inip, nefesle ilgili problem yaşarsam, solunum cihazına bağlı kalırım diye korktum. Şükürler olsun öyle bir şey yaşamadım." dedi.
"Ölüm korkusu yaşamadım desem yalan olur"
Bu süreçte ölüm korkusuyla yüzleştiğini vurgulayan Dombaloğlu, şöyle konuştu:
"Kendini düşünüyorsun ama bunun yanında evlatların da hep aklında. Bu kadar dikkat ederken, nefes problemi çekip de hastanede yoğun bakımda yatınca ölüm korkusu yaşıyorsun. Ölüm korkusu yaşamadım desem yalan olur. Görev için gittiğimiz evdeki insanlara önce maske takmalarını öneriyoruz ama insanlar 'Biz evdeyiz zaten, maskeye gerek yok.' diyor. İnsanların hastalığı dikkate alması gerekiyor. 'Allah koruyor.' ya da 'Bana bir şey olmaz.' diyerek bırakmak çok yanlış. Hastanelerde yoğun bakımlarda solunum sıkıntısı çekmektense maske, sosyal mesafe el hijyenine uymalarını rica ediyorum."
"Onu kaybedince dağıldım"
Yoğun bakım hemşiresi Gönen Durmuş (41) da göğsündeki yanma şikayetinden sonra yapılan test sonucu Kovid-19'a yakalandığını öğrendiğini belirtti.
"Anne ve babası üzülmesin" diye hastalığını onlardan gizlediğini ifade eden Durmuş, şunları kaydetti:
"Aynı anda hastalığa yakalandığımız arkadaşımla her gün haberleşiyor ona 'Abla iyileşeceksin, çıkacaksın.' diyordum. Onu kaybedince tamamen dağıldım çünkü onun durumu ilk başta iyiydi, sonradan kötüleşti. O öldükten sonra korku, panik… Her sabah 'İyi miyim?' diye kalkıyordum. İnsanlar sanıyor ki ateş olunca hastasın, ateş olmayınca hasta değilsin. Maalesef öyle bir şey yok. Virüs hiçbir belirti vermeden de sinsice ilerleyip akciğerlere kadar yerleşebiliyor."
İşe gittiğinde kendisini "savaşa giden asker" olarak gördüğünü anlatan Durmuş, asker eşini bu zorlu süreçte daha iyi anladığını söyledi.
"Şu an iyisiniz ama 5 gün sonra solunum cihazına bağlanabilirsiniz"
Aynı hastanede çalışan 1 çocuk annesi hemşire Sinem Özdoğru (37) ise 16 Eylül’de boğaz ağrısı şikayetinin ardından hastalığını öğrendiğini, tedavisi sonrası görevine döndüğünü dile getirdi.
Çok dikkat etmesine rağmen hastalıktan kaçamadığını belirten Özdoğru, şunları anlattı:
"Bu virüs nasıl bulaştığı anlaşılmayacak kadar hızlı. Belki şu an iyisiniz ama 5 gün sonra solunum cihazına bağlanabilirsiniz. Bu durum insanda büyük bir travmaya neden oluyor. Nefes darlığını çok yoğun yaşadığım için bende kaygı bozukluğuna da sebep oldu. Bu nefes darlığı düzelecek mi yoksa ilerleyecek mi, ilerleyecekse o sırada ne yaparım çünkü evdeyim. İşin içindesiniz ama bir panik hali ister istemez oluyor ve ölüm korkusu yaşıyorsunuz."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.