Aydın’da milli mücadelenin sembol isimleri oldular: Her biri birbirinden yiğit kahramanlar
Kurtuluş Savaşı'nda Aydın ve bölgelerinde gösterdiği kahramanlıktan dolayı efe unvanını alan milli mücadele kahramanları, kurtuluş yıl dönümlerinde bir kez övgüyle anılıyor. Yiğit kahramanlar ölümlerinin üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen Türk milletinin gönlünde yaşıyor.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk komutasındaki Türk ordusunun 30 Ağustos'ta zaferiyle sonuçlandırdığı Milli Mücadele’nin yıl dönümü kutlanıyor. Kurtuluş Savaşı'nda Aydın ve bölgelerinde gösterdiği kahramanlıktan dolayı efe unvanını alan milli mücadele kahramanları, Aydın ve bölgesinin kurtuluş yıl dönümlerinde anılıyor. Ege'de direnişin sembol isimleri olan Yörük Ali Efe, Demirci Mehmet Efe, Emir Ayşe Efe ve nice yiğit kahramanlar ölümlerinin üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen Türk milletinin gönlünde yaşıyor.
Gelin, Milli Mücadele’nin halk kahramanlarını bu kutlu günlerde yeniden tanıyalım:
Yörük Ali Efe
Kuva-yi Milliye hareketinin liderlerinden biri olan Yörük Ali Efe, uzun yıllar Yunan ordusuna karşı mücadele etmiştir. örük Ali Efe 1895 yılında Aydın'ın Sultanhisar beldesinde doğdu. Babası Sarıtekeli aşiretinden İbrahim oğlu Abdi, annesi ise Yörükler'in Atmaca aşiretinden Fatma'dır. 19 yaşına geldiğinde dağlarda dolaşan Alanya'lı Molla Ahmet Efe'nin birliğine katılmak isteyen Yörük Ali, ağır bir sınavdan geçirilerek gruba alındı. Kısa zamanda tüm zeybeklerin güvenini ve sevgisini kazanarak grupta ikinci adam konumuna yükseldi. Ahmet Efe’nin Bozdoğan Kavaklıdere baskınında ölmesi üzerine de birliğin başına geçti.
1919 yılında da kuvvetleriyle birlikte dağdan indi. Bu dönemde Yunan ordusu Ege Bölgesi'nin büyük bir bölümünü işgal etmişti. Bunun üzerine harekete geçen Yörük Ali, 16 Haziran 1919 tarihinde Malgaç demiryolu köprüsü yanındaki Yunan karakoluna baskın yaparak düşmana ağır bir darbe vurdu. Bu baskındaki başarı halka ümit ve cesaret vererek, işgalcilerin yurttan atılabileceğine olan inancı arttırdı. Daha sonra 7. Tümen kumandanı Miralay Şefik Aker'in başkanlığında kurulan halk meclisinde oy birliğince alınan karar uyarınca Yörük Ali Efe'ye Aydın'ın kurtarılması emri verildi.
Kararın ardından bölge Yunanlılardan geri alındı. Ancak işgalci ordusu Aydın’ı ikinci kez ele geçirdi. Düzenli ordunun kurulmasının ardından da Yörük Ali Efe, emrindeki savaş deneyimi çok iyi olan grubu ile birlikte TBMM ordusuna katıldı ve Milli Aydın Cephesi Komutanı olarak atandı. Savaş sonunda da başarılarından dolayı kırmızı şeritli istiklal madalyası ile ödüllendirildi.
Öte yandan Yörük Ali efe alçakgönüllü bir insandı. Kurtuluş Savaşı'ndaki rolü ile ilgili olarak kendisine yapılan övgülere verdiği şu cevabı akıllara kazınmıştır:
“Bazı kimseler savaş zamanında yapılan işlerin birçoğunu bana ve başkalarına mal ederler. Bu yanlıştır. Bir kişinin, beş kişinin böyle büyük davalarda ne ehemmiyeti olur ki? Gönlünde vatan muhabbeti taşıyan her vatansever o günlerde bizim gibi düşünmüş, bizim gibi duymuş, ondan sonra da bizimle beraber olmuştur. Milli mukavemette aslan payını kendine ayırmakta hata vardır. Bir elin sesi olur mu ki?”
Yörük Ali Efe, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra İzmir'e yerleşti. 1928 senesinde de Kurtuluş Savaşı'nda bir süre karargahı olan Yenipazar'a taşındı. 1951 yılında da geçirdiği talihsiz bir tramvay kazasında bacaklarını kaybetti. Tedavi olmak için gittiği Bursa'da da hayatını kaybetti.
Yörük Ali vasiyetinde Yenipazar’da toprağa verilmesini istedi. Ayrıca "Halkı iyidir, toprağı sever, toprağı seven insan sever. Ben orada rahat ederim" demiştir.
Daha sonra Yörük Ali'nin evi Kültür Bakanlığı tarafından müze olarak düzenlenerek Yörük Ali Efe Müzesi adıyla ziyarete açılmıştır.
Demirci Mehmet Efe
“Milli Mücadele kahramanlarından olan Demirci Mehmet Efe 1885 yılında Aydın"da doğdu. Babası, Nazilli’nin Pirlibey Köyü’nde demircilik yaptığı, kendisi de onun yanında çalıştığı için "Demirci" lakabıyla anılırdı; sonradan bu lakabı kendisine soyadı seçti. Birinci Dünya Savaşı’nda askere alınan Demirci Mehmet, İzmir’deki 5. Depo Alayına verildi. Fakat ermeni asıllı bir subay tarafından hakarete uğrayınca dayanamayıp askerden kaçtı ve Ödemişli Gökdeli Zeybek’in çetesine katıldı. Bir süre sonra kendisi de ayrı bir çete kurarak eşkıyalık yapmaya başladı ve güvenlik kuvvetlerini bir hayli uğraştırdı.
Yunanlılar İzmir’e çıkıp, Aydın’ı da ikinci kez işgal edince, Demirci Mehmet Efe 200 kişilik çetesiyle 11 Temmuz 1919"da Aydın Cephesi’ndeki milli kuvvetlere katıldı. Aydın’da katıldığı bir çarpışmadan sonra Aydın cephesi Kuvayı Milliye Komutanı olan Mehmet Efe, düşmana yapılan baskınlarda büyük rol oynadı. Sökeli Ali Efe’nin Denizli’de öldürülmesine kızarak Denizli’yi bastı ve pek çok kişiyi kurşuna dizdi.
22 Haziran 1920’de başlayan genel Yunan saldırısı üzerine Eğirdir, Isparta dolaylarındaki dağlara çekilen Demirci Mehmet Efe’nin, Kuvayımilliye ile düzenli ordu arasında başlayan çekişme sırasında Çerkez Ethem ile haberleşmesi şüphe uyandırdı. 15-16 Aralık 1920’de Refet (Bele) Bey’in süvari birliklerinin baskınına uğrayan Demirci Mehmet Efe kuvvetleri dağıldı, kendisi beş-on kişiyle kaçıp kurtuldu. Sonradan hükümete sığınarak bağışlanan Mehmet Efe, savaş sona erince Nazilli’ye yerleşti ve ölümüne kadar sakin bir hayat yaşadı.”
Emir Ayşe Efe
Efe Ayşe 1896 yılında Aydın Merkez İmamköy’de doğmuştur. Babasının adı Mustafa’dır. 1910 yılında Kayacık Köyü nüfusuna kayıtlı Mustafa adlı kişi ile evlenmiş, bu evlilikten iki kız çocuğu olmuştur.
Eşi Mustafa 1915 yılında Çanakkale Cephesinde askere alınmış ve bu cephede şehit düşmüştür. Efe Ayşe eşinin şehit düşmesi üzerine tekrar İmamköy’e yerleşmiştir.
Gökçen Efe
Asıl adı Hüseyin'dir. 1891 yılında Ödemiş'te doğdu. Kurtuluş Savaşı'na katkılarıyla tanınan efe. Ünlü efelerden Çakırcalı Mehmet Efe'nin akrabası ve sağ koluydu. Tire'de Gümce Dağı'nda birkaç yıl eşkıyalık yaptıktan sonra Mahmut Celal Bey'in (Bayar) aracılığıyla 1914'te bağışlandı. İzmir ve yöresinin Yunanlılarca işgali üzerine gönüllü olarak Kurtuluş Savaşı'na katıldı. 57. Tümen Komutanı Miralay Şefik (Aker) Bey'in gözetiminde oluşturulan Kuvayımilliye örgütlenmesi içinde yer aldı.
Haziran 1919'da, Yunan ileri harekatını durduran Köşk Cephesi'nde savaştı. Fata ve Kemerdere'de baskınlar düzenledi. 13 Kasım 1919'da Fata yöresinde Yunan birlikleriyle şiddetli bir çatışmaya girdi. Üç gün süren çatışmalardan sonra, siperine girmeyi başaran bir Yunan askerince 16 Kasım 1919'da süngülenerek öldürüldü.
Kıllıoğlu Hüseyin Efe
Aslen Aydın'ın Çine İlçesinin Yağcılar Köyü’nden olup Yörük Ali Efe'nin hem dava arkadaşı hem de dost çetesinin lideriydi. Yörük Ali ve Kıllıoğlu çeteleri Kurtuluş Savaşı'nda aktif rol oynamışlar, Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki Türk ordusuna ellerinden gelen yardımı yapmışlardır. Savaşın bitimiyle silahını bırakmayan Efe, 1923 senesinde Aydın'ın Bozdoğan İlçesinde vurularak öldürüldü.
Sökeli Cafer Efe
1890’lı yılların başında Girit’in Kandiye şehrinin Kolena Köyü’nde doğmuş bir Türk’tür. Ailesi ile birlikte bağcılık ve zeytincilik yapmakta olan genç Cafer, bir Rum olan Acaritsis’i öldürdükten sonra müebbet hapse mahkum olmuştur. Girit Adası’nda bulunan Türkler, Cafer Efe lehine gösteriler ve baskınlar düzenleyince adayı terk etmek koşuluyla serbest bırakmışlardır.
Cafer annesi Havva Kadın - babası İbrahim Efendi - kardeşi Haydar ve bir kız kardeşiyle birlikte, önce Erdek’e sonra İzmir’e daha sonra da Söke’ye gelerek yerleşmiştir. Gönüllü olarak askere giden Cafer, Balkan Savaşı'na katılmış ve ağır yaralanmış, Mondros Mütarekesi'yle ordunun terhis edilmesi sonunda Söke’ye dönmüştür.
Kurtuluş Savaşı öncesi Söke ve çevresinde yaşayan Rumların işgalci Yunan kuvvetlerinden güç alarak bölgede yarattıkları şiddet ve baskılara karşı mücadeleye başlayan Cafer Efe, bir grup Sökeli arkadaşlarıyla Mursallı, Yoran (Didim), Ortaklar, Balatçık, Germencik, Uluyol, Celse köylerindeki Yunan karakollarına baskınlar düzenlemiş, ulusal direnişin temellerini atmıştır. 3 Temmuz 1919 günü Germencik’teki Yunan Birliğine yaptığı baskında, kurulan bir pusuya düşürülerek şehit olmuştur.
Sancaktarın Ali Efe
1892 yılında Salavatlı Köyü’nde dünyaya gelmiştir. Babası Hacı Mehmet Efendi, annesi Fadime Hanım’dır. Dedesi padişahın sancaktarlığını yaptığı için ailesine köyde Sancaktarlar derlerdi.
1915 yılında İzmir Cezaevi’nden kaçarak dağa çıkan Efe, önce Tireli Küçük Mehmet Efe‘nin yanında bulunmuş, kızanı Ballesli İsmail‘in kıskançlığı sebebiyle ayrılarak Salavatlı’da kendi takımını kurmuştur. İki buçuk sene dağda gezdikten sonra Nurettin Paşa'nın aracılığıyla Aydın Mutasarrıflığına teslim olmuş, köyü Salavatlı'ya yerleşmiştir. Babası haram lokma yemeyeceğine dair yemin ettirdiğinden köyünde ziraatla uğraşmıştır.
Yörük Ali Efe Malgaç Baskını’ndan sonra onunla görüşerek, hemen Milli Mücadele’ye katılmıştır. Çete Ayşe'nin de efesi olmuştur. Kepez Savaşı’nda canla başla savaşmış, büyük kahramanlıklar göstermiştir. Aydın'a ilk giren efelerdendir. Baldırından ve ayağından derin yaralar almıştır. Umurlu Savaşları’nda da bulunmuştur. Bilhassa Üçyol Savaşı’ndaki hizmetleri çok fazladır.
Sancaktar soyadını alan efe, zaferden sonra köyüne çekilmiş, düzenli bir hayat yaşamıştır.1977 yılında 95 yaşında vefat etmiştir. Mezarı Salavatlı'dadır.
Tekeli İbrahim Efe
Tekeli İbrahim Efe (R. 1308 ) 1892 yılında Atça'da doğdu. Yörük Ali Efenin kızanlarındandır. Babası Hüseyin Tekeli, 4 Nisan 1921’de Atça'nın işgali yıllarında Yunan mezalimine uğrayarak, Çomaklı Ovası’nda katledildi.
Tekeli İbrahim Efe 1986 yılında Atça'da 94 yaşında öldü.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.